*

  • be$ikta$ta cok eskiden acik sinema ve "aile cay bahcesi" olan, $imdilerde sinema ve aile kismindan bir eser kalmayarak faaliyetini yalnizca cay bahcesi olarak devam ettiren mekan.
  • bir bardak caya 750bin lira alan, servis elemanlari kaba, pis olan uyuz mekan. sahil varken gidip de egzos koklamanın ne anlamı var yani.
  • annelerimizin,babalarımızın ilk kesiştiği ,bilumum aşkların yaşandığı,sahibi kambur olduğu için bu ismi alan eski yazlık sinema üzerine yapılan çaybahçesi.ayrıca tuvaletinde holi hop satılan nadide mekan.takriben hergün gidilir,çayımın şekersiz olduğu bilinir.
  • artik daha cok besiktas cay bahcesi olarak bilinen, her yastan insanin bulundugu ve maalesef zamanla (herseye oldugu gibi) eski tadini yitirdigini dusundugum; agaclar altinda cayinizi yudumlarken tavla atabileceginiz mutevazi yer. hala guzel, islerini buyutmus bitisigindeki otopark ve altili ganyan kahvesinden gelen gurultulere ragmen.
  • birde yanında dev ıhlamur ağaçlarının gölgesinde havuzu ve plastik sandalyeleri ile salaş olana fiyatları makul , mayıs ve ekim ayları arasında bahçesini kullanabileceğiniz ortamı güzel bir meyhane vardır. fırınında lahmacun, pide , ocağında kebap vb şeylere takılabilisiniz . en nadide olaylarından biride garson hulusi'dir
  • 70 lerde* çıkan fırtına ile uçan sacların, 2 kişinin ölümüne sebep olduğu mekandır.
  • 15-20 yıl öncesine kadar besiktas'in en büyük gazinosu ve yazlik sineması olan kambur'un bahçesi, artık, bir otopark'tan arta kalan köşelerinde orta halli bir çay bahçesiyle, şadirvan duygusu yaratan bir havuzun etrafina serilmiş ihlamur, atkestanesi ve çınar ağaçlarinin altina kurulmuş bir meyhaneyi zar zor barindiriyor. ama yine de istanbul'un en sakin en huzurlu meyhanelerinden birine ve en ilginç garsonlarindan biri hulusi'ye ev sahipliği yapiyor...
  • ortasında asırlık çınar ağaçları vardı bu bahçenin. iki araba daha fazla park edilebilsin diye kesildiler bir gece. bomboş geliyor bana şimdi bahçe. içilen bir bardak çayın bile tadı kalmadı.

    işgalde fransız ordusunun at tavlasıydı burası. daha sonra hamiyet yüceses, zeki müren gibi sanatçıların konser verdiği bir mekan olmuştu.

    giriş kapısındaki kafadaroğlu istanbulda gizli bir hazinedir. belirtelim.
  • buraya "basri bey'in bahçesi de denirdi.

    açık hava sineması olarak kullanıldığı dönemlerdeki makine dairesi ilginç bir yapıydı. bahçenin ortasında, ayaklar üzerinde, daire şeklinde betonarme bir yapı. çınar katliamı günlerinde o da yıkıldı.
  • kasada oturan bir adam vardır burda, biraz garipçe biri, hesabı kasada ödemek istediğinizde parayı uzatırsınız asla dokunmaz, almaz. garsonlardan birine seslenir, parayı onlar alır. sebebi nedir bilmiyorum ama bir kaç denememde aynı şeyi gördüm.
    bir de masa örtüleri, sandalyeleri acayip pistir. 'bir şeker daha alabilir miyim?' deyince garsonun teki lömbürt diye atıverir parmacıklarıyla tuttuğu şekeri çayınıza.
    yan tarafındaki düğün salonundan gelen sesleri yazın dinlemek de pek bir zevkli hatta komiktir. 'gelinin amcasındannnn 100 liraaa şak şak şak şak'..
    yine de gazoz falan içmek lazım ya da iki şekerli çay, fiks.
hesabın var mı? giriş yap