123 entry daha
  • ismail kemalettin demir (13 mart 1910 - 21 nisan 1973) türk romancı, yazar, düşün adamı, senaryocu. babası şebinkarahisarlı.

    çorum (köy) üçlemesi: yediçınar yaylası, köyün kamburu, büyük mal.
    esir şehir üçlemesi: esir şehrin insanları, esir şehrin mahpusu, yol ayrımı

    usta kalem, 1950'deki genel afla cezaevinden çıktıktan sonra çeşitli takma adlarla kastil büyücüsü, saygon geceleri, dehşet yolcuları ve mayk hammer dizisini çevirdi. "f. m." takma adıyla çevirdiği mayk hammer romanlarının gördüğü ilgi üzerine, bu kitapların benzerlerini kaleme alan tahir, kendi kitapları çevirilerden daha fazla rağbet görmeye başladı. eserlerinde bedri eser, f.m., tipi ve ta-ka gibi takma adlarını kullanan tahir, yorgun savaşçı romanıyla 1967-1968 yunus nadi roman armağanı'na, devlet ana romanıyla ise 1968 tdk roman ödülü'ne layık görüldü.

    1958 sıralarında nazım hikmet'e bir mektupla ortaya çıkan kemal tahir - münevver andaç aşkı/ilişkisi var. kemal tahir bir kahvede, 'yengenize atlamaktan geliyorum,' gibi bir söz edince orhan kemal onun üzerine saldırmış, arkadaşları iki yazarı zor ayırmışlar. nazım hikmet varşova'da münevver andaç'ı ziyaret ettiğinde, uzaktan vera tulyakova'nın kıskançlığı baskıları altında, otelde 4 saat kadar tartışmışlar ve ondan sonra ilişkileri daha soğumuş. kemal tahir ise kendisi ölünceye kadar münevver'le mektuplaşmayı sürdürmüş, onu leipzig'te ziyaret etmiş.

    kemal tahir'in mayk hammer çeviri-uyarlamalarını, başkalarından duyduğunu yazdı denilen anadolu kırsal romanlarını okuyun. nasıl bir lezzet, nasıl bir söz akıcılığıdır o. kendisi de son osmanlı aydın kuşağına sokulabileceği, hele düşünsel olarak saraycı ve osmanlı özlemcisi olduğu halde akıttıkları ne güzel türkçedir. bunu açıklayacak bir kavram düşünebiliyorum; yazmanın şehvetiyle yazması, o özel öykü anlatıcı kabilesinden olması, sapkınlık derecesinde yazı ve kağıt severlik. bütün romanları onun sarı defterindeymiş ya. herhalde o defterler samanlığı, sarayı ve sığınağıydı. evi aynı zamanda kültür ve söyleşi merkezi olmasa belki toplumda hiç görünmeksizin aynı kitapları sıraya dizebilecekti. özgün tarih görüşü, niş bir bölge sahibi yapıyor, düşüncesine ister katıl ister katılma sinema gözlüğüyle seansa girmek gibi kendini kemal tahir'e anlatma-ötme izni vermiş buluyorsun.

    (silahı ömür boyu yanında taşırsın, bir kez gerek olur.) kemal tahir, galiba rahmet yolları kesti'de bu mealde söylüyor. tam anımsamadığımdan ayraç içinde.

    (yiğit bu dünyada nam için yaşar.) tam kendi sözlerini buluncaya kadar konuşma işareti içine almayayım.

    "bu dünyada üç mahluka katiyen insaf etmeyeceksin: bindiğin ata, sevdiğin karıya, bir de cebindeki paraya." (rahmet yolları kesti)

    onun gibi kıvrak yazarken sanatsal olabilen türkçe kalem az görülür. skandalöz, ensestiyöz, arzulu cinsellik kemal tahir'in bütün kitaplarının özel damgasıdır. onda bidiğiniz aşkı fazla beklemeyin; kemal tahir seks satar'ı erkenden keşfetmiş, kendi nişini yaratmayı bilmiştir.

    benim edebiyat dahisi gibi gördüğüm yusuf atılgan farklı, kemal tahir gibi değil. atılgan müthiş ama akıcı değil, hızlı değil. çok dikkatle imbikten geçirme onun romanı ve öyküsü. kemal tahir tipleri hafifçe 19. yüzyıl görünse de daha türk insanı; deli dolu, gazla çalışır görünen bir tip. yalnız kemal tahir'in ciddi tarihsel ve entelektüel birikimi, çelişmekten çekinmeyen özgün tezleri var. yusuf atılgan'ın ise toplumsal siyaseti ile felsefesi ve ruhsallığa dair inançları var; onları arka plana yediriyor.

    kemal tahir'in türk insanında betimlediği sallapatilik, ordan oraya savrulmak, kendini kandırmak ve kandırılma ihtiyacı/kapasitesi, ani çıkışlarla var olma, özgürlük eğiliminin kendi yırtık donundan bile çıkıvermesi, yorgun savaşçılık zamanmekanda belki hala sürmekte.

    geleceği karanlık okumadığımdan bu tipolojiye "sürmekte" demeliyim. türkiye'nin geleceği karanlık olsa 'kemal tahir de, tipolojisi de, güncel türkiye de öldü, allah rahmet etsin,' derdim.

    romanlarının tadını, dokusunu çok severim, o tatlar hala damağımdadır. ince memed'e karşı tez romanı gibi olan ama belki daha önceden yazılı romanı rahmet yolları kesti örnek alınabilir. (önce ince memed'miş.) eşkıyaya hayranlığı yanlış bulmasıyla ilgili bir kitaptır. ne ki, karşı çıktığı adamı bile müthiş bir donda yaratmıştır. ilklerimden biri olan körduman da unutulmaz bir kitabıdır.

    bir yerde beni onunla tanıştıran ise beklenmeyecek bir adam; has şehir çocuğu ve aristokrat ruhlu, sonradan akademisyen olan, daha lisedeyken davacı ve yüksek ideal adamı birisi. olasılıkla onun favori kitabı kurt kanunu (atatürk'e karşı izmir suikasti ve ittihat ve terakkiciler hakkında). kurt kanunu'nu olasılıkla attila ilhan da pek severdi; okumadan, bilmeden yaptığım bir tahmin. [başka konudan kurt kanunu çağrışımı; ilgimi ingiliz kemal'in kara kemal ve dramalı rıza bey'den çetecilik dersi alması çekti. tam kemal tahir'e göre karaktermiş. (bkz: ingiliz kemal/@ibisile)]

    neredeyse kitap okumaktan zevk alamayacak olursam hazır/hızır olur diye, ileriki yıllara okunmadık birkaç kitabını bilerek bıraktığım yazar.

    karılar koğuşu'ndaki istanbullu murat bey benim hissime göre, nazım hikmet'le mektuplaşmakla birlikte aynı anda hem nazım hikmet hem kemal tahir kimliğindedir. kemal tahir belki bu karakteri aracılığıyla hayran olduğu nazım hikmet'le birleşmiş oluyor. şimdilik son okuduğum kitabı olan karılar koğuşu aynı anda hem solcu, hem anadolulu (ağırlıklı olarak malatyalı), hem edebiyat tarihi gibiydi ve değerinin bilincinde bir kemal tahir'i yansıtıyordu. dünyayı, dünya edebiyatını da izlediğini, bildiğini belli ediyordu. belki iddialı olacak, evrensel edebiyat yapma kurallarını, yöntemini öğrenmiş ve neyi bildiğini bilen bir kemal tahir. yaptığının düşünsel değeri bir yana edebiyat olduğunu bilen adam.

    "o günlerde edebiyat çevrelerinde, 'dostoyevski mi yoksa tolstoy mu daha güçlü yazar?' tartışması gündemdedir. yaşar kemal tolstoy'u, kemal tahir ise dostoyevski'yi savunmaktadır. arkadaşı cevat çapan oğuz atay'ın bu tartışmalarda ateşli bir dostoyevski savunucusu olduğunu anımsıyordur." yıldız ecevit - ben buradayım

    "o dönemde uzun sohbetlerin yapıldığı ayazpaşa'daki evde halit refiğ'in, kendisine bayrak etmiş olduğu kemal tahir'i düşünceleriyle, neredeyse sohbetin üçüncü kişisi konumuna getirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. (...) atay'ın son dönemindeki yaklaşımıyla kemal tahir'in buluşma noktası da bu kolektif kahramandır, 'türk toplumu'dur, onun kültürel kimlik sorunudur." yıldız ecevit - ben buradayım

    [atay'ın roman tasarısının odağındaki düşünce, "batının kişi dramına karşılık, ben toplumun dramını işlersem, kendi romanımı vereceğim," diyen kemal tahir'inkiyle çakışır: "anadolu insanı nasıl bir insandır? yapısı nedir? (...) [önce] ülkemizin ve insanlarımızın yapısını öğreneceğiz," diyordur atay da.] yıldız ecevit - ben buradayım

    "kemal tahir geleneksel edebiyatın olay örgüsü üzerine kurulmuş kurgusunu kullanırken, oğuz atay onun kullandığı kurgu tekniğini ortadan kaldıran deneysel kurgu/biçim özellikleriyle ortaya çıkmıştır." yıldız ecevit - ben buradayım

    ["kemal tahir'le ilgili yazının esasları" başlığı altında günlüğüne onun en olumlu yönleri olarak gördüğü üç noktayı şöyle sıralar atay: her şeyden önce kendisiyle hesaplaşan biridir; önce batı'dan etkilenmiştir, ve -belki de en önemlisi- batı'nın da onun ürünü olan romanın da ne olduğunu biliyordur. bu yazısında da oğuz atay yine, başkasını anlatırken kendini anlatma eğilimini devreye sokar, "kemal tahir ve doğu-batı sorunu" başlıklı makalesini kemal tahir'in yalnızca kendisiyle -atay'la- örtüşen yönleri üzerine kurar, onun 'doğu-batı sorunu'nu anlatırken, özde son yıllarının odak konusuyla ilgili kendi duruşunu, kendi görüşlerini dile getirir: "birçok doğulu aydın gibi türk aydını da kendini anlayabilmek için batıdan yola çıkmıştır, kendini ve toplumunu batıdaki örneklere benzetmeye çalışarak açıklama çabasına girişmiştir. sanıyorum kemal tahir de, kültürel yaşantısına böyle başlamıştır, batıdaki büyük kültür geleneğinin etkisinde kalmıştır. roman gibi, batıya özgü bir yazı dalında işe başka nereden başlayabilirdi?" (...) "kemal tahir gerçekçi bir yazar ve gerçekçi bir insan olarak toplumun eski ve dönemini tamamlamış doğulu günlere döndürülemeyeceğini bilir, bence eski günlerin özlemini yaşayan doğucular, kemal tahir'de boş yere kendi hayallerinin yansımalarını görmektedirler."] yıldız ecevit - ben buradayım

    "romancının roman kanunları, her romancı için ayrı ayrı olduğu gibi, her roman için de ayrı ayrıdır." kemal tahir - notlar (sanat - edebiyat 2)

    (bkz: notlar/@ibisile), dil dosyası
    (bkz: karılar koğuşu/@ibisile)
    (bkz: esir şehrin insanları/@ibisile)
    (bkz: esir şehrin mahpusu/@ibisile)
    (bkz: rahmet yolları kesti/@ibisile)
    (bkz: körduman/@ibisile)
    (bkz: yusuf atılgan/@ibisile)
    (bkz: oğuz atay/@ibisile)
    (bkz: özgürlük/@ibisile)
    (bkz: ulan iyi ulan aferin)
    (bkz: bereketli topraklar üzerinde/@ibisile)
    (bkz: yaşamak zor/@ibisile)
    (bkz: yamören), yamukören, sağırdere
    (bkz: olabilemez)
    (bkz: sahrayıcedit mezarlığı)
192 entry daha
hesabın var mı? giriş yap