• kışın sıcak ülkelere gitmeyen,gidemeyenler için özellikle kumru, güvercin ve serçeler için başlarını sokacak bir yuva. en çok bulunduğu yer istanbul. en eskileri 16.yy. dan olmak üzere daha çok 18-19. yy.da yapılanlar çoğunlukta.ancak anadolu da pek çok yerde rastlanabiliyor. kapadokya yöresinde yapılanlar daha çok kuş dışkısından gübre olarak yararlanmak amaçlı. diğer ülkelerde sadece japon mimarisinde böyler bir geleneğe rastlanmış.
  • (bkz: yuva)
  • cengiz bektaş'ın yazmış olduğu, literatür yayınlarından çıkan kitap. türkiye'de çoğunluğu istanbul'da bulunan kuş evlerinin tarihi hakkında bilgiler veren, bol resimli, bir çırpıda okunabilecek kadar kısa bir şey.
  • günümüzde insanların kış soğuğunda bile evsiz barksız sokakta kalmasına seyirci kalan bir milletin, geçmişte medrese, han, türbe ve sivil mimari örneklerinde kuşlar için yaptıkları yuva...

    edirne rüstem paşa kervansarayı, eskicami, istanbul süleymaniye camii, üsküdar selimiye camii, amcazâde hüseyin paşa külliyesi, yenicami, lâleli sultan ııı. mustafa türbesi, beyazıt seyyid hasan paşa medresesi, büyükçekmece köprüsü, tokat ulucamii, amasya beyazıt, hayrabolu çorûmî mehmed efendi, niğde kigılı camiindeki örnekleri sayılabilir...
  • kuş köşkü, kuş sarayı da denilen kuş evleri yapıların bol güneş alan, rüzgardan korunaklı cephelerine, insanların ulaşamayacağı yükseklikte yerleştirilmiştir. türk mimarisinde kuş evleri 15. yüzyılda ortaya çıkmış 19. yüzyıl sonlarına kadar sürmüştür. en görkemlileri üsküdar'daki cedid valide, ayazma ve selimiye camilerindedir.
  • "insanın cümle yaratılmışla dengede, sevgi ilişkisinde olması günümüzde her zamankinden daha önemliyken, bunca sevgisizliğe, bunca yalnızlığa, bunca yabancılaşmaya itilişimiz neden? hiçbir çıkar gözetmeksizin, yalnızca karşısındakini korumak isteğinden doğan "kuş evleri" üzerinde düşünmek bize kimi unuttuklarımız anımsatabilir."
    cengiz bektaş'ın önsözünden yazılış amacı
  • kuşevlerini iki sınıfa ayırabiliriz: ilki taş veya almaşık duvar etine oyulan yuvalar ve odacıklar veya tuğlaları çeşitli yönlere oturtarak yapılmış hücreler şeklindedir. bunlara sultanahmet, süleymaniye camii gibi büyük camilerin cephe duvarlarında rastlayabilirsiniz.
    ikincisi ise duvar etine giydirilen, monte edilen, bir konsol üzerine oturtulmuş kûfeki taşı, ahşap, mermer, tuğla, sıva gibi malzemelerle ve değişik mimari tekniklerle yapılmış minyatür yapılardır. bunların en güzelleri üsküdar'da selimiye, ayazma, yeni valide sultan camilerinin cephelerinde; avrupa yakasında taksim'den istiklal'e girişte sağdaki maksem'in cephesinde, laleli camii yanındaki padişah türbesinin cephesinde, fatih millet kütüphanesinde, eyüp camii'nde görebilirsiniz.
  • istiklal caddesinin girişindeki taksim maksemi'nde ikisini görebileceğiniz; hayvansever mimari öğeleri.
  • eskiden çalıştığım şirketin bulunduğu bina nişantaşındaydı ve bina'nın mutfak aydınlığında binanın orjinal tasarımında bulunan kuş yuvuları vardı. ilk olarak burada tanıştım kuş evleri ile. böyle daire başına iki tane düşüyordu ve önünde yem ve suyun koyulabileceği bir çıkıntı bulunmakyadı.

    sanırım bu eski yapılarda bir gelenek halini almış.
  • 17 ve 18.yy osmanlı mimari'sinin üzerine kitaplar ve şiirler yazılan özgün elemanı. üsküdar yeni valide camii'nde oldukça güzel üç adet bulunur.

    her fırsatta hayvan düşmanlığı yapıp ecdadın adını ağzından düşürmeyen insancıklara ders niteliğindedir ama bu ders o kafayla anlaşılır mı bilinmez.

    http://v13.nonxt8.c.bigcache.googleapis.com/…nter=1
hesabın var mı? giriş yap