• jacques louis david'in merakli gozlere ziyafet ceken 1788 tarihli enfes eseri. her $eyiyle ben bir david resmiyim diye bagiriyor, arka fondaki soguk renkler, ana oznelerin, i$igi uzerlerine yansitmak suretiyle, muazzam oranda parlatilmasi, yine antik doneme munhasir bir konu ve vitruvian man’in antik donem kahramanlari formuna donu$turulmesindeki kusursuzluk... hele hele ben severim geometrik, anatomik ve antik donemleri anlatan resimleri diyenlerden iseniz onunuzde sizin icin bicilmi$ bir kaftan var ki david usta pek ozenip bezenmi$, diger bircok resminin aksine arka plani bo$lamadan orada da harikalar yaratmayi ba$armi$tir vakt-i zamaninda.

    a$k nelere kadir lafi belki de ilk defa paris ile helen’in a$kinda, bu derece 3. ki$ilere etki eder hale gelmi$tir. deginmeden gecmek olmaz bu bilindik ancak usandirmayan troya meselesine. efsaneye gore athena, hera ve afrodit arasinda altin bir elmaya ili$kin olarak ihtilaf cikar. ucu de bu altin elmaya sahip olmak ister ancak elmadaki bir i$arete gore bu uc tanridan en guzel olan hangisi ise o sahip olmalidir altindan elmaya. ancak imkanlar dahilinde ula$ilan kimse secim yapamaz zira pek cazip degildir, bir tanrinin takdirini kazanirken, diger ikisini du$man edinmek. ve en sonunda zeus, i$in uzamasini muteakiben i$e el atar ve secimi yapmasi icin bu uc tanriyi, troya krali priam’in oglu paris’e yollar. paris secimi yapmadan once her bir tanri ona ce$itli tekliflerde bulunur, hera’yi en guzel tanri olarak secerse asya’nin hakimi, athena’yi secerse bir kahraman olarak yok olmaz bir $ohreti haiz ve afrodit'i secerse dunyanin en guzel kizini e$ olarak alma hakkina sahip olacaktir. paris’in secimi, nimetin ardindan kulfeti getirmesi gibidir. afrodit’i secmesi ile dunyanin en guzel kizi olan helen’i elde eder ancak troya’nin yikili$ina giden yol da i$te tam burada ba$lar ancak efsanenin devamina gecmeyelim, cunku resmimizde o kederli neticelerin esamesi okunmaz, tahtaya konumuzu yazmak gerekirse; tabloya derinlemesine nufus eden a$k... hatta sol tarafta asili olan yay da a$k tanrisi eros’a bir atif niteligindedir. hatta belirtelim, resmin ilk a$amalarinda eros yatagin hemen sol tarafinda yer alirken, daha sonra david tarafindan resimden cikarilmi$tir ki kanimca pek yerinde bir tasarruftur bu. zaten resme baktiginizda, onun muthi$ geometrik bir $ekilde yapildigini ve tam ortada yer alan ve dogrudan vucutlara yansiyan i$ik sayesinde parlayan paris ve helen’in gerek denge gerekse anatomik ve seksuel cazibeleri dolayisiyla eros’a gerek kalmadan a$ki ve ahnegi gayet makul olculerde ifade ettikleri acik.

    anatomiden soz acmi$ iken, paris’in yunan tanrilarinin heykelleri kadar duzgun bir vucuda sahip $ekilde resmedildigini de ekleyelim. suratlarina baktigimizda ise aslinda butune a$k temasini yayan kaynagi buluyoruz; paris, hayranlik icerisinde helen’in gozlerine bakar, helen ise belki de ''sevinci icine sigsin diye gozlerini yum(ar)'' ve ''onu ilk gordugum andan beri/ kor olmu$ gibiyim'' diye du$unur. *

    resim icin;
    http://www.abcgallery.com/d/david/david22.html

    * tirnak icine alinan soz ursula k le guin- baslama yeri'nden, dize ise alman romantik $air adelbert von chamisso'dan alintidir.
hesabın var mı? giriş yap