• honore de balzac'ın 1836 basımı bir romanı.
    incelemesi das passagenwerk'e bunu da alan walter benjamin, romanında balzac'ın şöyle dediğini anacaktır: "fransa'nın zavallı kadınları! küçük gönül serüvenlerinizi yaşayabilmek için herhalde kimseler sizi tanıyamasın isterdiniz. ama kamuya açık alanlarda arabaların kalkışını ve varışını tutanağa geçiren, mektupları sayıp hem postaya verilirken, hem de teslim sırasında, yani iki kez damgalayan, evleri numaralayan ve pek yakında tüm ülke topraklarının, en küçük parsele kadar... kadastrosunu çıkarmış olacak olan bir uygarlıkta bunu nasıl başaracaksınız?"

    bugünün dünyası dün kurulmamış bakın? bugünün denetim ve gözetleme ağlarını bir anımsayın. panoptikon, biri bizi gözetliyor, eds, fotoğraflı googleearth ne isterseniz..
    ayrıca (bkz: toplumdışı).
  • bu roman fransız yazar honore de balzac'ın insanlık komedyası projesinin "özel yaşamdan sahneler" bölümünde yer almaktadır.

    inceleme öncesi giriş notu: bu incelemeyi okumak yerine izlemeyi tercih ediyorum diyenler için: https://youtu.be/xkcbp-jb4ds

    bir yazarın kitabına en iyi değeri yine bir yazar verir. benim bu kitabı okumama vesile olan neden, sabahattin ali'nin öldürülürken çantasından çıkan kitap olmasıdır. balzac'ın enteresan bir şekilde yeterince değer görmemiş bir kitabı modeste mignon. bunun nedenini de yazıldığı döneme göre yazım tekniği açısından ilerici bir kitap olmasında dolayı öngörüyorum. kitabın hiç konusuna girmeden ve spoiler vermeden bu incelemeyi yazmak istiyorum. çünkü başındaki karakterleri anlatan bölümde yaşadığım bir parça sıkılmanın sonrasında harika akan, klişelere bulaşıyormuş diye düşündürtüp okuru sürekli ters köşeye yatıran farklı bir roman.

    öncelikle şunu söyleyeyim, okuduğunuz tüm klasiklerden çok daha farklı yapıya sahip bir kitap -çok daha modern. güzeller güzeli bir kız modeste mignon ve ona talipli üç adam. peki modeste, acaba hangisini seçecek? seçim kısmındaki yazarın okuru sürekli olarak ters köşeye yatırması, arada birer sayfa okurla konuşması gibi farklılıklar içeren bir klasik. bu nedenle hiç sıkmıyor ve balzac'ın şiirsel diliyle harika akıyor. bunda samih rıfat'ın harika çevirisinin de hakkını teslim etmek gerek.

    okumaya başladığımda bu kadar beğeneceğimi açıkçası düşünmemiştim. başta da belirttiğim gibi bir yazarın kitabının değerini en iyi bir yazar verirmiş, bunu görmüş oldum. illa bir klasik dönem kitabı okuyacağım diyorsanız listenin en başlarına yazabileceğiniz, eğlenceli, arada çok sıkmadan ders verici, harika bir kitap. okuyun, okutun efendim.
hesabın var mı? giriş yap