• john cusack'ın diane laneile başrollerini paylaştığı romantik komedi. eşinden ayrılmış bir öğretmen, yeni bir ilişkiye başlamasını salık veren aile. yenibir ilişkiye hazırdır ancak, bir şartı vardır.
  • sırf john cusack'ın yüzü suyu hatrına seyredilebilecek, oldukça light bir romantik komedi. yavaş gelişen, ağır bir öyküsü var fakat çeşitli replikleri akla kazınacak cinsten.

    ".. after all, the universe is designed to break your heart."
  • romantiğini gördük de; komedyası nereye gizlenmiş onu ebeleyemedik. filmin tek güzel yanı cusack'ın teorileri..ve onların en güzeli :
    "every woman has a script for the perfect love, and any suitor who diverges will be kicked to the curb."
  • pek vasat bir romantik komedi olmakla beraber, bu film aklimda mesaim sirasinda iki firma ziyareti arasindaki 3 saat icinde, ilk firmanın bulundugu sitenin sinemasinda sabahin 11'inde tek basima izledigim kacamak film olarak kalacak..
  • eskiden pazar günleri sabah trt1 de ailecek kahvaltı yerken seyredilen aile filmleri vardı*
    bu film de onlardan işte, sinemada değil ancak tv de seyredilmesi uygun olan bir filmse de pazar sabahları seyredilen filmlerin formatına uymayacak dişilikte olan bir diane lane var bu filmde..
    (bkz: unfaithful)
  • you ve got mail tadinda bir film.
  • sadece john cusack hatrina 10 uzerinden 4.7'yi hakeden film.
  • john cusack'in nur yüzü için izlenebilecek sabun köpüğü, kafa dağıtmacasına, rahatlatacak, işte öyle bir film.
  • iki ana karakterin hikayesi de kalbine kazık yemiş herkese çok tanıdık gelecek hikayeler. kadın şöyle tanımlıyor.

    --- spoiler ---

    neden kocasıyla ayrıldıklarını anlatırken:
    "one day he stopped loving me.. and that's it".

    "i didn't see it was coming.. i thought we were happy.. i just thought so.."
    --- spoiler ---

    life sucks ayrıca.
  • ----- spoiler -----

    bu filmde belki o kadar da dikkat çekmeyen, ama beni en çok etkileyen kısım, diane lane'in babası rolundeki christopher plummerın bir sözüdür. diane lane, çok sevdiği karısı öldükten yıllar sonra tekrar kadınlarla görüşmeye başlayan, ancak birkaç kadınla aynı anda görüşen babasına kızmaktadır; neden tek bir kadınla olamıyorsun, onu üzüyorsun bunu harcıyorsun diye. tabii olay ordan çıkıp genel olarak ellerindeki kadının değerini bilmeyen erkeklere döner. babası da kızına dönüp şöyle der;

    "it's different for me... i've had the love of my life and no one else could ever touch that... no one can come close. so i'm just out there passing the time, tap dancing... if you want the truth, maybe if i dance fast enough, i won't remember what i've lost."

    ----- spoiler -----

    (bkz: butun sozlukculerin ingilizce bildigini varsaymak)
hesabın var mı? giriş yap