• sinemaya en cok yakisan atistirmalik.
  • (bkz: fridays)
  • doritos microdalga'da isitilip fiyatının 5le carpilmish hali. ankara odeon cineplexte test edile.
  • biranın yanına en cok yakısan ve hazırlaması ultra kolay olan aperatif.

    doritos bir cam tabaga yayın. üstüne minik minik kesilmiş sucuk, meksika fasulyesi, kasar penir ve de agız tadına gore en son jalapeno sosu dokerek 2 dakika (kasarlar eriyene kadar) microdalgaya atın ve de cıkarıp afiyet ile yiyin.
  • beytepenin sürekli çok piyasa olmakla şuçlanan mekanı. lakin şöylede bir gerçek vardır ki beytepede piyasa olmayan mekan yoktur. edebiyat fakültesine yakın olduğu için tercih ettiğim, acı tatlı bir sürü anımın geçtiği cafe. özellikle bahar aylarında dışarda oturmak pek güzel olurdu.
  • hemen ufak bir tarif verelim, zira partilerde çok işe yarayan bir ara sıcak özelliği göstermekte bu nadide yiyecek:

    1 tane orta boy soğan
    3-4 sap yeşil soğan
    1 büyük olgun domates
    2 diş sarımsak
    bir avuç konverse meksika fasülyesi ya da barbunya
    arzuya göre 200 gram yağsız kıyma ya da şerit halinde doğramış yağsız parça et ya da herhangi bir şarküteri ürünü ya da soya eti/kıyması (ki soya eti ve kıyması önceden ıslatılmış ve suyu süzülmüş olacak)
    istediğiniz kadar kaşar ya da dil peyniri rendesi
    istediğiniz denli acısso
    bir yarım limon (ama eğer varsa elimizde frenklimonu* makbuldür ya da yarım çay kaşığı limontuzu da kullanabilirsiniz daha ekşi bir tad arzu ediyorsanız... )
    tuz/karabiber

    ve de

    iki paket doritos dippas

    öncelikle domateslerin kabuklarını soyup, zar büyüklüğünde doğruyoruz. orta boy soğanımızı ve de sarımsaklarımızı mutfak robotundan geçiriyoruz ya da ufak ufak doğruyoruz. yeşil soğanlarımızı da ufak ufak kesiyoruz.

    kıymamızı, etimizi kızgın bir tavada suyunu verip, çekene kadar kavuruyoruz. bir miktar zeytinyağı kullanabiliriz bu işlem sırasında.

    etlerimiz olunca bir ateşten alıyoruz; tuz, karabiber, arzuya göre biraz acısso ve de limon suyu ekliyoruz üzerlerine. bir iki çevirip dinlemeye bırakıyoruz.

    eğer ki soya eti kullanıyorsak onları kavurmadan üzerlerine acısso, limon ve de tuz, karabiber, bir de paketlerinden çıkan soya baharatından ilave edip karıştırıyoruz.

    dippaslarımızı içine fırın kağıdı* serilmiş bir tepsiye yayıyoruz.

    önce domatesleri, sonra doğranmış kuru soğanlarımızı, sarımsaklarımız ve de etlerimizi ya da muadillerini serpiştiriyoruz dippasların üzerine. daha sonra konserve fasülyelerimizi şöyle bir dağıtıyoruz. bir miktar peynir döküyoruz ve üstüne yeşil soğanlarımız serpiştirip tekrar peynir yağmuruna başlıyoruz. peynir konusunda çok fazla delirmemekte fayda görüyoruz...

    hazırladığımız bu tepsiyi 150 derecelik fırında yaklaşık 10 dakika tutuyoruz. sonra da çıkartıp türlü diplerle servis yapıyoruz ki benim bu dipler arasındaki naçizane favorim bir sour cream muadili olan iyice ezilmiş labne peyniridir ve içine birazcık da créme fraiche ya da kutuda, taze krem şanti eklenmişse tadından yenmez.

    bu reçete yaklaşık 6 tane normal işkembeli insana yetecektir aperatif olarak. eğer ki bunu ana yemek yapacaksınız, 4 çok aç insanı rahat rahat doyurursunuz yanına bir de şöyle güzel bir salata patlatırsanız.
  • ölüp ölüp dirilten bir işletim sistemi. bir kere 850k'lık kodun ufak durduguna bakmayın, kodu siz yazmadıgınız için oturup anlaması da çok kolay olmuyor. ayrıca donanım üzerinde koşan bir işletim sisteminden ziyade standart bir unix process'in üzerinde calışan bir mips simülatörü oldugundan insanın kafası iyice cakılıyor calışırken. ama sonuçta kurcalarken bile bir sürü şey öğreten bir projedir.
  • en lezzetlisi hard rock cafe lerde tüketilebilecek, birisi dur demediği sürece yemeye devam edebileceğiniz pek tehlikeli abur cubur.
    bir aralar ankara migros sinemalarında da vardı ama pek tutulmamıştı, sanırım pahalı olduğu için
  • eger ceviche yenilecekse masada olmazsa olmazlardan.
  • iki ana maddesi var: misir cipsi ve peynir. peynir, cipslerin uzerinde eritilir. temelde nachos budur. gerisi kisinin damak lezzetine ya da mekanin tercihlerine kalmistir. biz, iki cesit sos** ve aci biber* dilimleri ekleriz. bir de, bu iki ana sosun onda biri oraninda, soyle bir caykasigi kadar, eksi yogurt* ekleriz. ama bu eksi yogurt o kadar kucuk ki, daha cok sus icin ordadir. sus gibi, tabagin en ortasina konulur. zaten tabaktaki 50-60 misir cipsinden en fazla iki tanesini banabilirsiniz yani bu sosa, o kadar da az miktarlidir.

    bir ingiliz cift nachos yemek icin puba geldi. oyle tahmin ediyorum ki, klasik bir ingiliz cifti ise bu musteriler, bir hafta oncesinden, haftasonunda bizim puba geleceklerini ve nachos ismarlayacaklarini belirlemislerdir. hatta, "haftasonu ne yapiyorsun?" seklindeki sorulara "su puba gidip nachos yiyecegiz" diyecek ya da kucuk ajandasina bu aktivitenin yerini ve gununu onceden not edecek yeterince ingiliz taniyorum. buraya kadar tahmin yuruttum, ama bu kisim bir ingilizin arzulari konusunda ne kadar kesin ve israrci olabilecegi konusunda onemli.

    kendilerine, o anki yogunluktan dolayi, siparislerinin kendilerin ulasmasinin 45 dakika surecegi belirtildi. sorun degildi tabii ki, bir ingiliz isterse, kendi evinde hazirlamasi 3 dakika surecek bir cerezi, istedigi yerde yemek ugruna 45 dakika beklerdi.

    yaklasik yarim saat sonra, siparis bizim onumuze geldi. sira bu ciftin siparisine geldiginde farkedildi ki, nachos icin gerekli tum malzemeler elimizde var, yalniz eksi yogurt kalmamis mutfakta. masalarina giden garson arkadasimiz, ozur dileyerek eksi yogurdumuzun kalmadigini, bunun bir sorun teskil edip etmeyecegini sordu. ingiliz cift, eksi yogurtsuz nachos yemelerinin imkansiz oldugunu belirtince, sirket politikasi olarak once garson tarafindan, ozur dilemek amaciyla, kendilerine bedava icki onerildi. bu oneri reddedilince, pub yoneticisi masalarina kadar gidip, tekrar ozur diledi ve arzu ederlerse paralarinin kendilerine hemen iade edilecegini bildirdi. bu da reddedildi. bu sirasa ingiliz cift hali hazirda 45 dakikadir arzularinin gerceklesmesi icin inatla mucadele etmekteydi.

    arzulari, o gun o saatte ve o pubda nachos yemek idi. ve yemek istedikleri seyin de kesinlikle ve kesinlikle menuye uygun sekilde hazirlanmasi konusunda israrciydilar. pubin yapabilecegi baska birsey kalmayinca, musterilerden biri, pubdan ayrilip, kasabada eksi yogurt aramaya cikti. yaklasik yarim saatlik bir alisveris sonunda kasabada eksi yogurt kalmadigi anlasildi. bu sirada ingiliz cift arzularinin gerceklesmesi icin bir saat 15 dakikadi mucadele etmekteydi.

    sonunda vazgecmek zorunda kaldilar. siparis iptal, paralari ingiliz cifte iade edildi. yine tahminim, haftaici kendilerine yoneltilen "haftasonun nasil gecti?" sorusuna, "cok kotuydu, nachos yemek istiyorduk ama ne pubda ne de kasabada eksi yogurt kalmis" yanitini vermislerdir. bunu duyan baska bir ingiliz de "oh dear" demistir.

    lafi cok uzattim, ama demem o ki, soz konusu insan bir ingiliz ise, o insandan arzulari konsunda pek de taviz beklemeyin. bunca seneden sonra, artik beni sasirtamaz diyordum. yine de bundan kendisini tam anlamiyla taniyorum sanilmasin, sadece kendisini herseyiyle kabullenmek dolayisiyla kendisinin hicbirseyine sasirmamak gerektigine inaniyordum.
hesabın var mı? giriş yap