*

  • bir i$in nasil yapıldığını bilmeyenlerin genellikle kullandıkları deyimdir.

    hikayesi $öyledir:
    rufai tarikatının zikir ve ayinleri ate$le oynanarak yapılırdı. dervi$ler kızgın demirleri yalasr, ate$e tutulmu$ kılıç ve bu gibi $eylerle ate$ hünerleri gösterirlerdi.

    bu nedenle, erenlerin birine:
    - erenler yangın var demi$ler, oralı bile olmamı$.
    - o i$e rufailer karı$ır. biz bekta$iyiz ate$ i$iyle uğra$mayız cevabını vermi$tir.
  • rakı yasağının hüküm sürdüğü bir devirde, herhalde ıv. murad zamanında, bir bektaşi, gizli bir meyhaneden doldurduğu şişesiyle giderken subaşıya, aseslere (zaptiye memurlarına) rastlar.subaşı, yahut asesbaşı, "o şişede ne var?" diye sorar, bektaşi "sirke" der."ver bakayım" deyince, bektaşi "rakı ol ya mübarek" deyip şişeyi sunar; yani aklınca keramet gösterir.bunu duyan, gören memur, karşıdaki yangını göstererek, "kerametin varsa" der, "şu yangını söndür."bektaşi, "yok erenler" der, "bizim hükmümüz buna geçer, o ateş işi, ona rıfailer karışır."

    tasavvuftan dilimize geçen deyimler ve atasözleri
    abdülbaki gölpınarlı
  • zaman ile toplum birbirinin paralel evren hali. açıklayamam, rufailer burnumdan getirebilir. bunu da söylememeliydim. toplumun (zamanın) oluru olmadan düşünme-hayal etmenin bile olanaksızlığını fark etmiş miydiniz? sanat kim için olursa olsun, toplum izniyledir, nokta. (bkz: sanat/@ibisile)
  • ''o işin nasıl sonuçlanacağını kimse bilemez'' manasındadır.

    galiba herhangi başka bir tarikatın adı halk arasında bu kadar çok geçmiyor.
hesabın var mı? giriş yap