• mircan kaya'nın megrelce-lazca şarkılara caz yorumu getirdiği yeni albümü.

    http://www.mircan.net/index2.html
  • bir zamanlar megrelya.

    // mircan, outim albümü ile, yüzyıllardır konuşulan ama artık bir avuç insan tarafından bilinen ve henüz doğmamış olanlara aktarılamama tehlikesiyle karşı karşıya olan yirmi değil, otuz değil, otuz dokuz harflik alfabesi ile muhteşem güzellikteki bir dili-megrelce/lazca'yı ingilizce ile birlikte kullanarak, ingiliz sanatçılarla birlikte müzikle sarmalayıp adeta kendisini ve dili geleceğe, çok uzaklara fırlatıyor. farklı olduğu için farklı olanlarla , iletişim kurmaya çalışan bir uzaylı, gaipten gelen arkaik ses gibi...

    her albümü ile dinleyicisine farklı öyküler eşliğinde, başka diyarlara kapılar aralayan mircan güney kafkasya dilleri grubuna ait megrelce-lazca ile, gecenin dip sesleri eşliğinde anlattığı bir cin öyküsüyle açtığı albümünde yine dinleyiciyi gerilimli ve meraklı bir bekleyişin ve yolculuğun içine çekiyor. sakin başlayıp giderek tansiyonu artan, sürprizlerle dolu bir yolculuk. öyle bir müzikal yolculuk ki bu, kah gayda sesleri ile hangi coğrafyaya ait olduğu bilinmez engin ovaları seyreden dağlara, kah bir parçanın ardında yalnız bıraktığı org sesiyle köklerinin ortodoks geçmişine doğru bir bilinç yolculuğuna çıkıyor. ölüm uykusuna yatan sevgiliye yazdığı ve ingiliz tiyatro oyuncusu-yönetmeni gerald tylor ile yaptığı düette, esmeye korkan bir rüzgara dönüşüyor sesi.

    outim albümü, mircan'ın en avangard albümü olarak nitelendirilebilir. "tcinkha's lough (tcinkha'nın gülüşü)" adlı parçada delice kahkahalar atan bir cin, "tcutha nusa (küçük gelin)" parçasında ise megrelce-lazca'yı bossa nova tarzıyla yorumlayan bir "cool" caz şarkıcısı. "mingrelian lullaby (megrel ninnisi)"nde şefkatli bir genç anne, "yamo" parçasında ise bristol'lü zımba bir caz grubu ile doğu karadeniz'in dağlarına imeceye çıkmış bir kadın. bu parçada roger mills'in trompeti ile yaptığı düette, kimin trompet, kimin vokal olduğunu ayırt etmekte zorlanabilir insan. "yamo", albüm yayınlanmadan, londra merkezli avangard müzik yayın kuruluşu "furthernoise" ın play-listine girdi bile.
    outim albümü trajik yaşamı nedeniyle, eserlerinin çoğu kayip olan xelimishi hasani'nin sözlerini ilk kez bu kadar çağdas bir biçimde yorumluyor. yazarın "muphat e skiri- ne yapalım ey oğul" parçasında "zengin değilim, ne yapayım ey oğul" diye haykıran mircan üniversiteli "rock"çı kimliğine selam gönderiyor. xopurepe (hopalılar'a) parçasında ise vivienne jepsen'ı haklı çıkararak bir "banshee" ye dönüşüyor.

    albümün ikinci parçasının ilginç bir öyküsü var: mircan, parçanın sözlerini, doğu karadeniz'e yaptığı seyahatlerden birinde misafir olarak kaldığı, fırtına deresi üzerinden karadeniz'in tekinsiz sularına bakan bir evin balkonunda, ev ahalisi ile kolektif olarak, kahkahalar eşliğinde yazmış.

    outim albümü, bristol' de caz grubu limbo ile kaydedildi. kayıtlarda ve bas gitarda yine portishead grubunun bas gitarcısı jim barr var. prodüksiyonda ise mircan'ın yanında , roger mills ve osman kent . 3d lab'in yaratıcısı ve roxy müzik'ten aldığı muhteşem stüdyolarıyla songphonic records'ı yaratan osman kent mircan'ın albümlerine destek oluyor. albümün nihai edisyonu ve mastering çalışmaları osman kent tarafindan bu stüdyolarda yapıldı.

    albüm, mircan'ın doğu karadeniz bölgesine yaptığı seyahatler süresince kaleme aldığı kısa öyküleri kapsayan bir kitapçık da içeriyor.

    yeni zelanda'li yazar vivienne jepsen ve pelin özer'den katkı alan kitabın cd'yle de bir akrabalığı var. cd'de yer alan ezgilerin metinleriyle harmanlanmış bir yapının hâkim olacağı kitap geçmişi ve geleceği birleştirerek yaşayan bir kültürün elçiliğini yapacak. metropolden doğu karadeniz'e aynı oranda eksik bırakılmış bir bilgiyi taşımayı hedefleyen bu kitabın varolan cılız kişisel çabaların ötesinde üretenlerin ve okuyanların gururlanacağı, tüketilmeyecek bir referans niteliği taşıması amaçlanıyor.

    outim, sanatta küreselleşmenin olumlu anlamıyla hayata geçirilmesi, yalnızca sanal ortamlarla değil yöresel ve bölgesel yaşantılarla ve üreterek sanatçının düşsel malzemesinin zenginleştirilmesini hedefliyor. ingiltere'den istanbul'a, istanbul'dan doğu karadeniz'e uzanacak olan sanatçılar; yeni dostluklarla zenginleşirken, bambaşka coğrafyalarla kültürün rahatça taşınmasına, yokolmakta olan zenginliklerin korunmasına ve geleceğe sağlam yapılar bırakmaya odaklanacak. görselleri ünlü ressamımız arzu başaran'ın orijinal resimleri ve mircan'ın bölgeye yaptığı seyahatlerde çektiği fotoğraflar ile titizlikle hazırlanan outim projesi, sanatçıların, dili giderek tektipleşen metropol değerlerine alternatif bir zengin yerel-kültürel bilincin oluşumuna, üreterek katkıda bulunmasını amaçlıyor.

    mircan, ömrünü düşünmeye, çalışmaya ve yaratmaya vakfetmiş, yalnızlığın derin dehlizlerinde kayıp hazineler arayan ve onları gün ışığına çıkarmaya çalışan bir gezgin ruh. ekim 2008'de avrupa komisyonu bursu ile bir taraftan italya, ispanya, portekiz ve çekoslovakya'daki üniversitelerde rotasyonlu olarak tarihi eserler üzerine ileri master çalışmasına başlayacak olan olan mircan, aynı zamanda ingiltere'de de etnomüzikoloji master çalışması yapacak. müzik onun ruhunun sığınağı ve bu ruhun bir sonraki durağı neresi, bilinmez.

    tracklist:

    1. tcinkhasi meseli i
    2. kelthuri gudate selami
    3. karmatte gola gza
    4. margaluri ninna nanana
    5. tcinkhasi oditsinu
    6. tcutha nusa
    7. mircanisi nani
    8. xopurepes
    9. mu phas e skhiri
    1. yamo
    11. tcinkhasi meseli ii
    12. kelthuri gudate veda //
  • şu hayatta benim için en mühim üç beş kişiden okuryazar'a armağan ettikten sonra (ama açıktı, kusura bakma canım) mutluluk içinde ikinci kez satın aldığımda bana çok ilginç bir sürpriz yapan, güzelin nitelemeye hiçbir biçimde yetmeyeceği, insanın köklerine verebileceği en müthiş bir hediye niteliği taşıyan albüm. emniyet bandı falan yerli yerinde olan albümün ön kapağının içinde divitle çok özenli şöyle bir elyazısı not var:

    "ister şiir yaz ister şarkı söyle
    ister çalış ister uyu
    ne yaparsan yap, yalandır hepsi
    olmuyor işte, ne yapalım ey oğul!

    megrel şarkısı"

    buraya kadarı mu phat e skhiri'nin albümde bulunan tercümesinden alıntılanmış. devamı:

    "kaçkarlar'ın eteğine uzanıp, bir elinde sigara, diğerinde kıpkırmızı bir şarap, kulağında megrel ezgileri...
    mutlaka denenmeli...

    i.o
    ist... ocak '09"

    arka kapağın içindeyse çok kısaca "...bir gün mutlaka denenmeli..." denmiş. allah biliyor ya, ilkin sevgili mircan kaya'nın üç beş dinleyicisine yaptığı hoş bir sürpriz zannettim ama hem yazanın adının baş harfleri belliydi hem de banu diye birine hediye edilmişti (gerçi bu "banu'ya" lafı sevdiceğin adına yakın olduğu için heyecanımı iyice arttırmıştı bir an). henüz kabalcı'dan hesabını sormuş değilim, zira başkalarının kitapların sayfalarına, albümlerin içine düştükleri; anlayışlarını, düşünüşlerini, duyuşlarını ele veren rastgele notları okumakta tuhaf bir zevk bulduğum için albümü böyle de çok seviyorum.

    emekle hazırlandığı her halinden belli olan güpgüzel kartoneti için:

    http://mircan.net/outim_book/outim_cover.html
  • mircan kaya'nın en sevdiğim işi. o kadar güzel ki mircan'ın hep yeni bir şeyle dinleyici karşısına çıkmak istediğini bildiğim halde o, limbo ve helimişi xasani* yeniden bir araya gelsinler ve sonsuza dek bu müzikten üretsinler istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap