onlar ki
-
kuvayi milliye destanının başlangıç bölümü.
(bkz: onlar) -
başbakanın kendisinin güdümünde olduğuna inandığı ama yurttaşı olduğuna inanmadığı tüm vatandaşlarımız için kullandığı kısaltma.
öyle cümlelerinin başına, öyle teşbihlerinin sonuna yerleştiriyor ki bu iki sözcüğü, biz bile kendimizden şüphe eder olduk. biz bile "vay bee, biz neymişiz" demeye başladık. gerçi kendisi bu feryadında haksız sayılmaz zira bundan bir ay evvel şu anki direnişi bize anlatsanız; hadi canım ordan der geçerdik. biz daha üç beş kişi biraraya gelip ortak kararla hareket edemiyoruz... nerde direniş, nerde tüm illere yayılan genç bir hareket, yeni bir fikir seli yaratmak....
ama öyle olmadı, öyle olmadığı için de bize artık "onlaaaaar" diye seslenir oldular. ama işin aslı öyle değil benim güzel kardeşim. ben, o veya onlar değilim. ben sana tasvir edildiği üzere hoyrat, haşere, bacaksız, utanmaz ve yıkıcı değilim. yakıcı hiç değilim, olamam. 93'te bir yangında çok canımı yanarak kaybettim, sen beni kessen ben kimseyi yakamam ki zaten...
kim olduğumu merak edersen, onlar ki denilenlerin ortak paydasından bahsedebilirim sana. ama seçim otobüsünden, şahadet parmağım havada yapmıyorum bunu. tehdit edercesine, düşman mevzilerini işaret edercesine yapmıyorum. ellerimde şiirle, aklımda barışla, umudumdaki ışıkla anlatıyorum :
bizler ki inan oldukça genciz,
çoğu yeni mezun ve belki hala öğrenciyiz.
müzmin bir kabulleniş içinden yeni uyanmış gibi, tırtılın ölümü gibi bir hal içindeyiz.
fikri hür, vicdani hür, irfani hür olsun diye büyütüldük, sözümüzden dönmeyi erkekliğimize yediremeyiz.
anayasal hakları ve özgürlükler hepimizin için varolsun diye meydanlarda en çok senin için bağırıyoruz ve galiba bundan biraz daha çok olmak suretiyle kadınlarımız için bağırıyoruz. gönüllerince kadın olsunlar istiyoruz. giydikleri, içtikleri, doğurdukları, seviştikleri, saç tellerinin rüzgar öpüşmesi ve dudaklarındaki kırmızı rengi doyasıya yaşasınlar istiyoruz.
ve en çok ama en çok çocuklar için...
medreselerde okumasınlar diye,
ülkelerini kuran önderi unutmasınlar diye,
dünyanın gözünde güdülen değil yönetilen bir halk olsunlar diye,
aydınları bombalanmasın, sürülmesin ve idam edilmesin diye,
kul köle değil, birey olsunlar diye...
bizler ki yıllardır hor görülmüş bir nesil,
nesillerin en cahili,
nesillerin en apolitik olanı,
belki en şımarık ve belki en vurdumduymaz olanı
onlar ki dediğine bakma,
kulak asma her lafına,
körü körüne gitme peşinden...
katli vacip olan kardeşin değilim ben.
gün olur şu şarkıyı dinlersen zülfü den,
nolur bizi hatırla
"kardeşin duymaz el oğlu duyar"
aç yüreğine merhabama...
gaz altında, ateş hattında, işkencehanelerde, sürgünlerde, hapishanelerde, mahkemelerde, sokak aralarında, köprü altlarında ezilen senin kardeşin...
onlar ki değiliz
inan nolursun
biziz ya, biz... -
" onlar ki aydınlık üzre
ecel toprağına
umut
ektiler. ay dolandı vay deli gönlüm
ölüm şaşırdı menzilini
onlar ki karanlık üzre
korku mazgalına
zulüm
serdiler. ay dolandı vay deli gönlüm
ölüm şaşırdı menzilini
onlar ki cehennem üzre
yürekten
cennet
süzdüler. ay dolandı vay deli gönlüm
ölüm şaşırdı menzilini "
refik durbaş
not: şiirin adı merak edilmiş, refik durbaş 'ın menzil şiiridir.
sadık gürbüz tarafından ölüm adın kalleş olsun albümünde seslendirilmiştir. -
ekmek gibi su gibi bir nevzat çelik şiiri
ı
yola çık
upuzun yürü
vurulmuş çocuk başları arama
zeytin dalında asılı kızın
çıplaklığında kalma
alev dalgası saçlarını rüzgara yatır
yürü
havada
elden ele devşirilen barışın sesi dar
havada
kuşatma içinde dövüşenler var
havayı kokla
havayı dinle
coş
onlar ki
bu yoldan
mavi gözlü kız
zeytin dalına asılmadan
güneşin alnacına koştular
barışa bayrak oldular
bayrağı al
kavgayı al
koş
ıı
onlar ki
yangınlı ufuklardan yangınlı ufuklara at sürdüler
susuz ve aç topraklara yapışmış karınları
dağlarım kadar mavi umutları
ve bir çiçek gibi güneşe
arzuyla gerinen kadınları
kızları
ve erkekleriyle
merttiler
buğdayın sarısından
insanın arısından
kavganın yarısından
dönmediler
ve onlar ki
yolumuza çam kokulu umutlarıyla
güneşi serdiler
ııı
yola çık
acılara dalma
alnını dağ serinliğine yasla
unutma
bütün sokaklar kent alanlarına çıkar
bütün ırmaklar denize akar
ve makineler tarlalar insanlar
senden yana
onları
utandırma
bu bir özlem
bu bir türkü
bu bir emir
havayı kokla
havayı dinle
koş
haziran 1982
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap