• vakit gecirtmek, mesgul etmek, bi durumun savusturulmasi icin dikkati baska yere cekmek.
    - necmi, yarin evlilik gunu almaya gidelim mi?
    - ah hamiyet, yarin patronun arabasini tamire goturcem, bugun gidelim ha??
    - aaa ne guzel olurrr
    - gidelim gitmesine de pazar kapali biliyorsun, yerini daha iyi ogrenmis oluruz.
    - sen yoksa beni oyalamaya mi calisiyorsun?
    - yok hayatim, yok canim, evlencez bak, seni birakir miyim hic, hadi bize gidelim.
  • tig ve iplikle yapilan dantel. hamarat ev kadinlari oturur havlularin kenarlarini bile oyalar ki misafir geldiginle gururla havlu sunabilsin.
  • (bkz: oyalanmak)
  • bakarız demek.
  • fazla uzatilirsa oyalananin eeeh eytere bea demesi muhtemel aksiyon.
  • (bkz: doğrulamamak)
  • candan ercetin'den geliyor: (bkz: oyalama artik)
  • kendini çok zeki zanneden insan hareketi. sanki oyaladığın insan anlamıyor senin dümenlerini.
  • "gözlerini saate diktiğinde, saniye çubuğunu değil de akreple yelkovanın ilerleyişini izliyorsan hayallerin boka batmış demektir. bu da aslında göründüğü kadar kötü bir şey değildir. saate manasızca bakan birinin göründüğü kadar salak biri olamayacağı gibi. bu dünyadan değilsin. bu dünyadan olmak için salak gibi görünmeyi bırakıp oyalanacak bir şeyler aramalıydın. oyala beni dünya demeliydin. televizyonla oyala, internetle oyala, esrarla oyala, edebiyatla oyala. alkolle, pornoyla ve nescafeyle oyala. oyalarken bana dokunduğunu hissedeyim, sırtımı sıvazla, saçlarımı okşa. oyala bizi dünya, hüznümüzü ve sefilliğimizi unuttur."

    emrah serbes
  • bir insanın bir insana yapabileceği en büyük kötülüklerden biri, hayatından çalmak.
hesabın var mı? giriş yap