• mutsuz bir ailenin evladıdır handke. gerçek babasını tanımamış, başka bir adamı babası sanmıştır uzun süre (murathan mungan'ın senelerce anne bildiği insanın gerçek annesi olmaması gibi, yazar olmakta anlamlı etkisi olan bir faktör müdür bu?), annesi ise intihar etmiştir sonradan.
    peter handke'nin okuduklarım içinde en beğendiğim, almancasını okumaya doyamayıp bir de metis yayınları'ndan "çocuğun hikayesi" adıyla çıkmış türkçesini de edinmemi, okumamı sağlamış eseri ise kindergeschichte'dir. kindergeschichte apaçık otobiyografik izler taşımaktadır, handke oyuncu olan eşinden boşanmış, kızı amina'yı tek başına büyütmüştür. işte kindergeschichte de aynen, kendi başına çocuk büyütmek zorunda kalan bir yazarın, yazar ve kızı arasındaki büyülü ilişkinin çok güzel bir dille ve çok hoş bir incelikle yazılmış hikayesidir.
    wings of desire diye de bilinen der himmel uber berlin'in (ve ondan uyarlanan city of angels'ın) senaryosunu wim wenders'le beraber yazmış (tesekkurler ibrahim tatliseks), kendi romanı, benim pek beğenmediğim solak kadın'ı hem senaryolaştırmış hem yönetmiş, bir başka filmde aktörlük bile yapmıştır. avusturyalıdan çok kızılderiliye benzetirim ben tipini.
  • "die linkshaendige frau/solak kadın" (ilk baskı metis '87) adlı eseri allame olan avusturyalı romancı..
  • sirbistan hakkindaki incecik kitabi ile zamaninda "bir bardak suda firtina kopartmak" eylemini gerceklestirmis avusturyali, siska, gozluklu entel. (!)

    6 aralik 1942'de avusturya'da dogmu$ bir yay burcu erkegi.
    hukuk fakultesi mezunu.
    abd'de edebi faliyetlerini surdururken birden almanya'da ya$ayasi geldi ve oraya yerle$ti.
    gerhart hauptman, georg buchner ve franz kafka odullerini kazandi.

    yapitlarindan bazilari, "kaspar", "kalecinin penalti anindaki endi$esi", "solak kadin", "bir yazarin ogleden sonrasi", "yorgunluk uzerine deneme" dir. (ha mesela dediyduk)
  • wim wendersin yönettiği başrollerde arthur brauss, erika pluhar ve kai fischerin roynadığı "the goalie's anxiety at the penalty kick" isimli filmde wim wendersla beraber senaryoyu yazmış olan alman insanı.
  • "izleyiciye sövgü kendini suçlama" adında olaysız,dekorsuz konuşma metinlerindenden oluşan iki oyunu da bulunmakta.
  • tanriya olan ihtiyacanin turuncu bir baligin, mavi bir bisiklete olan ihtiyaci kadar oldugunu soyleyen yazar..
  • 1942 dogumlu avusturyali yazar ve cevirmen. yolculuklarla gecen, yoksul bir cocukluk dönemi var. beat generation in idollerinden. hukuk okumaya baslayip, mezuniyetine azicik kalmisken, ilk romani suhrkamp verlag tarafindan yayinlaninca, yazi yazarak da gecinebilecegini düsünerek okulu hemen birakiyor, taa lisede baslayan yazi serüveni hala sürüyor.

    yugoslavya’yla özel iliskisi belki de, ilk kez liseyi bitirdigi yil tanistigi, babasi oldugunu ögrendigi „gercek“ babasiyla yaptiklari yolculukla basladi. bir kac yil sonra ilk romanini yine yugoslavya’da krk adasinda yazmasi, "sprechstücke" ye yine orada baslamasi rastlanti degil.
    araya amerika (princeton’ da ünlü konusmasi), fransa, almanya yillari, evliligi, kizinin dogumu, bosanisi, annesinin intihari ve daha bir dolu sey giriyor, yüzlerce yazi, yeni romanlar, oyunlar, ani notlari, ceviriler, reji calismalari, almanya konusulan ülkelerdeki hemen hemen tüm önemli edebiyat ödülleri..

    hangi seytan onu dürtü bilmiyoruz, ama 80 lerin sonlarinda 90 larin baslarinda yolu yine bu kez , hayli degismeye baslamis yugoslavya’ya düsüyor. gazeteci rebecca west in 1936 da bölgedeki yolculugunun izlerini sürüyor.
    daha sonra 1996'‚da yayinladigi bu gezi notlari "eine winterliche reise zu den flüssen donau, save, morawa und drina oder gerechtigkeit für serbien"(1996) sirplara, sirp kültürüne ve sirplarin savastaki rolüne ve onlarin asil bu savasin kurbanlari olduguna dair bir hommage. batinin ve medyadaki habercilik anlayisinin sirplari hemen yagilayarak saldirgan ilan ettigini ve diger etnik gruplara kurban rolünü verdiklerini savunuyor. hatta daha sonra yugaslavyanin dagilmasini dis mihraklarca planladigini bile söylüyor.

    daha sonraki yillarda slobodan milosevici den haag ’da ziyaret ediyor, sonra milosevic, handke’yi savunmasinin bir tanigi olarak mahkemeye öneriyor. handke bunu direk kabul etmiyor ama, "die tablas von daimiel- ein umwegzeugenbericht zum prozess gegen slobodan milosevic" adli yazisinda ve hem indirek taniklik ediyor, hem de elestirilere ve milosevicin yargilanmasina cevap veriyor, on yillik kendi sirp davasini savunuyor, den haag mahkemesinin bu haliyle mesrulugunu kabul etmiyor.

    sonrasi daha da trajik; milosevic'in cenazesine (evet peter handke sirp davasinda, sonuna kadar gitmeye kararli! ) gidiyor ve bir konusma yapiyor ve büyük olasilikla önümüzdeki uzun yillar icin bati kültür ve edebiyat cevrelerine de iyice veda etmis oluyor. cenazedeki pek duygusal(!) , sirpca yaptigi konusmasinda orada olmaktan, milosevice yakin olmaktan mutlu oldugunu anlatiyor.

    ilk tepkilerin gelmesi gecikmiyor, comédie-française önümüzdeki sezon icin 2007 programina aldigi "voyage au pays sonore ou l'art de la question" (das spiel vom fragen oder die reise ins sonore land) oyunu programindan cikariyor.

    60 larin sonlarindan itibaren "ich bin ein bewohner des elfenbeinturms" (fildisi kulesini bir sakiniyim) ile baslayan, 1996 da "gerechtigkeit für serbien" (sirbistan icin adalet) e ulasan, ütopya ve provokasyon arasinda, alti iyice kalinca cizilmis bir subjektiflik..

    - bahsi gecen sirbistan yazisi icin :
    tuna, sava, morava ve drina'ya bir kış yolculuğu -ya da sırbistan'a adalet- bir kış yolculuğu'na yaz eki , telos - yön yayınları
  • konstanz gölü'nü atla geçmek (diğer bir isimle bodense üzerinde dört nala) adlı mükemmel tiyatro oyununu yazmış, bunalımlar ustası, absürd yazar. ancak bahsi geçen oyun oldukça kaliteli bir eser olup, türkiye'de henüz sahnelenmemiştir.
  • oyunlarını daha çok sevdiğim yazar. bu adamın oyunları bende nedense renklerle tanımlıdır. misal kaspar siyah beyazdır benim için diyalogları, oyuncuları, kelimeleri, zihinde beliren sahnesi, fonu vs ile. (iyi ya da kötü anlamında değil, oyunun ağırlığı, tekrarları, algılamalarına bağlı olarak) - aha söz konusu handke olunca insan anlatmak istediğini kelimeler üzerinden detaylandırmaya kasıyor ister istemez, dil ve algı sonuçta - schwab' ın ince bir buz gölünden farkında olmaksızın geçmekte olan atlısını konu alan şiirinden esinlenerek yazılmış olan ve üzerimde farkında olunan farkındasızlığın aniden farkına varılması gibi bir yan etkiye sahip olması nedeniyle zamanında tüylerimi diken diken etmiş ve en sevdiğim oyunu olan "konstans gölü’nden atla geçiş" puslu bir grinin altındaki maviyi çağırıştırır bana. - farkında farkında farkında farkında farkında........ diyince çok anlamsız geldi birden - ve bu oyunun adını ne zaman duysam ya da tekrar okusam kafamda çalan fon müziği nedensizce metal church' un waiting for a savior' ıdır.
hesabın var mı? giriş yap