• farsca asli raht-van, turkeceye böyle almisiz
  • atların bu şekilde koşmaya alışmaları için bacaklarına tahta bağlanırmış (aynı taraftaki bacaklarını birleştirecek şekilde şüphesiz).
  • râh-vâr.
  • eskin gidis olarak da bilinir. misal elveda gulsari'nin gulsarisi eskin gidisli olarak anlatilir
  • atlara daha sonradan öğretilemeyen bir koşu biçimiymiş. eğer anne rahvan biliyorsa tayı da kısa bir süre sonra bunu yapabiliyormuş. lakin uzaktan rahvan koşan bir atı izlemek cidden çok eğlenceli. çok komik gözüküyor.

    edit: ayrıca halen anadoluda da özel olarak rahvan yarışları düzenleniyormuş.
  • cümle içinde kullanımına örnek olarak: koy götüne rahvan gitsin .
  • (bkz: rahvan gitmek)
  • balikesir'in susurluk ilçesinde ya da bursanın bir ilçesinde rahvan yarışları yapılır. (unuttum şimdi yarışın asıl sahibinin kim olduğunu)
    rahvan yürüşü denilen şekilde atlar en hızlı şekilde bitiş çizgisine ulaşmaya çalışır.
    bu sırada da hakemler ve bu işin ustaları atların ayaklarına bakarak, faul yapıp yapmadıklarını kontrol eder.
    bu yarışın başlangıcı da enteresandır, atlar ve binicileri çok nazlı bir o kadar da artistlik yaparak atları başlangıç çizgisinde tutmaya çalışır.
    zamanında* rahvan yürüşünü idrak etmem çok uzun zaman almıştı. ısrarla "böyle yarışacaklarına dört nala koşsalar ya hiç zevki yok bunun" diyerek on yüz bin rahvan yürüyüş seyircisinin tepkisini çekmek durumunda kalmıştım.
    rahmetli peder böyle bir yarışın sebeplerini uygulamalı olarak ata bindirerek ancak öğretebilmişti.
    iyi rahvan yürüyen atın üzerinde gezmesi çok zevklidir. bu ata sahip olmak ayrı bir karizma sebebidir.
  • eski türkçede yorga denir.
hesabın var mı? giriş yap