• türkiye'de son yıllardaki en büyük ahlaki erozyon, kadrosunun büyük çoğunluğunu dolandırıcıların, din satıcılarının, yalancı insanların oluşturduğu bir partinin tek başına iktidar olması iken, söz konusu partinin başının hastalıklı ahlak anlayışıdır.

    münevver karabulut cinayeti için katile ve ailesine destek verir nitelikteki konuşmasında bahsettiği anne baba görevleri konusunda garipoğlu ailesiyle çok sıkı empati kurmuş olduğu açıktır. daha da mı kurmasın. yıllar evvel kendisi de çocuğunun işlediği cinayet*in ardından aynı şekilde katil* evladını yurt dışı*na yollayıp olayı örtbas etme girişiminde bulunmuştu. hatta bu konuda garipoğlu ailesine danışmanlık bile yapabilecek ahlaki ayara sahip olduğu halde hâlâ ahlaki çöküntüden utanmadan bahsedebilecek anlayıştadır kendisi.

    ramazan’ın yaz aylarına denk gelmesinden ötürü, insanların rahatça denize girmesine engel olunsun diye üstü kapalı bir hedef gösterme eğilimidir bu söylemler aynı zamanda. bana bunu düşündüren de son dönemde kendisini destekleyen yayın organlarının da ağzında sürekli “aileyi korumak lazım” “ahlaki çöküntü” “çekirdek ile bozuldu ahlak bozuldu” şeklindeki sloganların dolaşıyor olmasıdır.

    insanların akıllarına böyle bir “ahlaki çöküntü” sloganı kazıyarak ramazanda oruç tutmayan, denize giren, bikini giyen insanlara mahalle baskısı uygulanmasının sinyalini, desturunu, cesaretini, kimisine emrini veriyorlar.

    “sınırsız, kontrolsüz ahlaki erozyon” olarak (imayla) nitelendirdiği rock festivali*ne katılan gençlerin “ahlaksızlık” diye nitelendirilen davranışları, kendisinin ve kadrosunun ahlakı ile yan yana konduğunda zerre kadar dikkat çekmeyecek meşreptedir.

    “kendi başına kalan ya davulcuya ya zurnacıya” demiştir kendisi. başında kendisinin bulunduklarının haline bakacak olursak ancak “vur patlasın çal oynasın” denilebilir. ne diyem…
hesabın var mı? giriş yap