• sonsuz manalari ile surekli besleyen..
  • allah'in 99 isminden biri.
    'faydalanilabilen herseyi yaratan' anlamina gelir.
    (bkz: allahin 99 ismi)
  • erkek ismi.*
  • osman cavcinin rol aldigi bir filmde, osman cavci'nin canlandirdigi karakterdir.. manken bir adam vardi, kendisine kiz tavlama dersleri vermekteydi.. hala vermektedir..
  • sufilerin meditasyonları sırasında kullandıkları ses, kelime.
    "ya rezzak" kelimesi tekrar edilerek, beden ve ruh un ihtiyacı olan dogru gıdaya yönlenilir.

    (bkz: gaffar)
  • bir hipopotamın kolaylıkla öğrenebileceği sıfat(lar).

    (bkz: su aygırı hipos allah'ın rezzak ismini öğreniyor)

    .
  • kur'anın ifadesi ile “rızkı çokça ve tekrarla veren, her canlıyı yaşatacak zaruri gıdayı üstlenip sağlayan” demektir.

    daha net ifade ile “rezzak sonsuz mânâları ile sürekli besleyen” anlamına gelmektedir.

    allah rezzak esması ile her varlığı tezahürü farklı olsa da insan’da gıda ağızla buluştuğu ve damakta tat’a lezzet’e dönüştüğü anda rezzak esması ile tecelli eder.
    aslına o yediğiniz çeşit,çeşit yemekler,meyveler,sebzeler zahirde bu isimle anılsa da batında allah’ın rezzak adı ile damağınızda tecelli etmektedir. yani aslında o yiyecekleri sizler tadarken rabbimizin rezzak isminin tezahürünü yaşamaktasınız..

    işte esmayı yaşamak burada devreye girer ve kul aslında tadı yaratanın,tecelli edenin allah olduğunu bilir şirk'e düşmez..
    artık bunu anlayan için yemeğin binlerce çeşidi insan’ın imtihanıdır.. isimleri farklı olsa da damağa değdiği anda allah’ın rezzak ismi insanda dili vasıtası ile tezahür etmektedir.

    aradan aşçıyı,lokantayı ve daha nice aracıyı kaldırarak kesin bir kararla buna iman eder ise allahın rezzak ismini öğrenmiş deriz..böylece kişi her lokmada hayranlığını kat kat artırır.

    kul bunu öğrendiğinde bir zaman gelecektir ki ağzına bir buğday tanesi aldığında dilediği tadı alabilecektir. çünkü marifet buğdayda değil allahın rezzak oluşu ile damağındadır.(beyninde)

    örnek; rezzak’ı bilen insan bilmeyen birinin binbir çeşit yemekten aldığı tadı rahatlıkla bir yumurtadan rezzak olan'ın dilemesi ile alabilir..

    bu örneği verme nedenim kişi bu dünyada da rezzak’ı öğrenemezse ahiret’te (uzun süre ) perdeli kalacaktır.(allah bilir)

    içinde bulunduğu şirk bakışı ona elmanın ve daha nice nimetlerin dünyada kaldığını o an yaşadığı ortamda olmayacağı kanısına vardıracaktır.

    bu dünyada nimetleri, elma’yı,armut’u ve daha nice rızıkları allah dan bağımsız bir varlık gibi tanımladığı için ölüm ötesi yaşamda tadacakları hiç değişmeyeceğinden zamanla zakkum olacaktır..kişi kendi eli ile kendini kitlemiştir. kuran'ın ifadesi ile kendine zülüm etmiştir.

    böylelikle insan şirki sebebi ile ölüm ötesi yaşamda allah’ın rezzak esmasından perdelenecek,mahrum kalacaktır.

    “allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.” fetih 23 (yukardaki misal bilmin başka isimlerle anlattığı şekilde bugün dünyada(sünnetullahda)yaşanmaktadır.)

    herşeyin mutlak doğrusunu allah bilir.
  • her sabah namazından sonra 308 defa ya rezzak ismini zikredenin rızkı artar, maddi sıkıntıları sona erer. aç karnına günde 20 defa okuyanın zekası ve zihni açılır. işini gördüreceği kişinin yüzüne 26 defa okunursa işi görülür. kötülüklerden ve fitnelerden korunmak için sabah namazı vakti girmeden evin dört tarafına onar defa ya rezzak ismi okunarak üflenir. ya fettah ya rezzak isimlerini hergün beraber okuyana; kapalı kapılar açılır, maddi sıkıntıya uğramaz, rızkı artar.

    hiç şüphesiz ki cenab-ı allah'dan başka rızık verici yoktur. rızkının geniş olmasını isteyenler namazı çok kılmalı ve istiğfara çok devam etmelidirler. bunun yanı sıra salat-u selâmı ihmal etmemelidirler.

    a) sabah namazından sonra evin sağ köşesinden başlayarak her köşede on defa “ya rezzâk” ismi şerifini okuyup evinin dört bir köşesini dolaşanların evlerinde bereket artar.

    b) yirmi bir gün yemeklerden önce “ya rezzâk” ismi şerifini yüz defa okuyanın zihni açılır ve ilmî incelikleri kavraması kolay olur.

    c) rızık bolluğu için her gün yüz yirmi bir kere: “innallahe hüverrezzaku zül kuvvetil metin” ayeti celîlesini okuyanın rızkı bol olur.

    d) ya fettâh, ya rezzâk ism-i şeriflerini günde yüz yirmi defa okuyanın cenab-ı hak rızkını kolaylaştırır ve kapalı kapıları açar.
  • kendisinden faydalanılan şey, allah’ın (c.c) canlı varlıklara faydalanmaları için nasibettiği ve sevkettiği şey anlamındaki rızık kelimesinden türemiş mübalağalı ism-i faildir. sahip olunsun olunmasın yenilen, içilen değişik şekillerde kendisinden fiilen faydalanılan mülklere, hanıma, çocuklara, emeğe, ilme de rızık denilir. bunların rızık olmalarından şart faydalanılmış olmaktır. fiilen faydalanılmayan mal, mülk, evlad ü ıyal, ilim rızık değildir. yani malından, kudretinden, ilminden faydalanmayanlar aynı zamanda bunlarla rızıklanmış da değillerdir.
    mülk 15. âyette “haydin o arzın omuzlarında yürüyün de o yaratan latîf habîr’in rızkından yiyin” buyurulmaktadır. buradaki emirler bu “yürüyüşün” hayat mücadelesinden çalışıp kazanma yani rızık meselesi ile ilgili olduğunu ifade eder. bu yürüyüş gerek cihad, gerek ticaret, gerek ziraat, gerek sanayi ile ilgili herhangi bir gayret ve amel gibi sebep ve maksada da şamil olur. bu tür dünyevî faydalanmalara şamil olduğu gibi varlıkları müşahede, tetkik, ibret ve marifet edinmek, din ve erdemleri yaymak yoluyla mükâfat kazanmak gibi manevî rızıklara da şamildir. bu izahlardan anlaşılan şey odur ki rızkın zahirî=bedenî olanı vardır: bedenle faydalanılanlar, batınî=ruhî olanı vardır: ruha faydası olanlar, ilim, marifet, iman … gibi.
    ehlisünnete göre rızık, gelişip varlıklarını sürdürmeleri için, allah’ın (c.c) canlıların istifadesine sunduğu, kendisinden faydalanılan her şey. bu tarife göre :
    1–haramlar da helâller gibi rızıktır, ama sahibi günahkârdır, rızkını haram yoldan elde ettiği için,
    2–insan dışındaki diğer varlıkların da yiyecek ve içecekleri rızıktır,
    3–her canlının kendine ait rızkı vardır, kimse başkasının rızkını yiyemez,
    4–yiyip içilmeyerek başkalarına verilenler de rızıktır,
    5–yegane rızık verici allah’tır (c.c), allah’tan başka rızık verici yoktur,
    rızkın vericisinin allah (c.c) olduğunun anlamı :
    1–o (c.c), bütün rızıkların yaratıcısıdır,
    2–rızıklanmada zekânın rolü yoktur,
    3–rızık iman ve küfre göre değildir,
    4–çalışmaya göre de değildir
    dört tür rızıktan söz edilir:
    1–rızk-ı mazmun (garanti edilmiş rızık) hayatını devam ettirecek zarurî ihtiyaç olarak verilmesi garanti edilen yenilir, içilir, giyilir şeyler,
    2–rızk-ı maksum : ezelde kısmete düşen rızık ve pay,
    3–rızk-ı memluk : bir kimsenin mülkiyet ve tasarrufunda bulunan mal,
    4–rızk-ı mev’ud : salih kullara allah (c.c) tarafından vaat edilen rızık. bunlardan yalnızca ilki için tevekkül sözkonusu olur.
    allah (c.c) insanları kendisine kulluk etmeleri için yaratmış, kaygılarının da görevleri olan kulluğu yerine getirmek olmasını istemiştir. bu maksatla da rızık kaygısı çekerek asıl kaygıları zarara uğramasın diye, onların hayatlarını devam ettirmeye yarayacak rızıkları garanti etmiştir. allah (c.c) rezzaktır, ondan başkasına rezzak denemez, denilecekse râzık denilebilir. zira rezzak, rızık yaratandır ayni zamanda verendir, onu sebeplere bağlayanadır. râzıksa yaratılıp allah (c.c) tarafından kendisine ulaştırılanları başkalarına ulaştırır, allah (c.c) vermedikçe o da veremez.
    âyetlerde aynı zamanda allah’ın (c.c) hayrurrâzikîn olduğu belirtilmektedir. (sebe 34/39, cum’a 62/11, mâide 5/114, hac 22/88, müminûn 23/72)
    bu nitelemeyle anlatılmak istenen :
    1–asıl rızık vericinin allah (c.c) olduğu
    2–rızkın yaratıcısının allah (c.c) olduğu, diğerlerininse nakledici olduğu,
    3–hiç kimsenin güç yetiremeyeceğini allah’ın (c.c) vereceği,
    4–allah (c.c) verdiğinde bir karşılık beklemeksizin vereceği, diğerlerininse görevi ifa, övgüye ulaşmak, merhameti tatmin, kandırmak gibi bir sebeple karşılık bekleyerek vereceği,
    5–allah’ın (c.c) rızık verirken başkalarına muhtaç olmadan verdiği,
    6–başkaları rızık verirken bile hem ona vermek için, hem de verme duygusuna sahip olmak için muhtaçtırlar,
    7–rızık verilen kimse minnet altında bulunmaktadır, allah (c.c) ise minnet altında bırakmaz.
    allah’ın (c.c) rızıklandırması :
    allah’ın (c.c) kahır isimleri dışındaki isimlerden canlıların iki şekilde istifade ettiklerini daha önce ifade etmiştik. rezzak ismiyle allah’ın (c.c) tecellîsi de iki şekilde gerçekleşir :
    1–umumî rızıklandırma : iyi-kötü, insan-hayvan, mümin-kâfir, isteyen-istemeyen, çalışan-çalışmayan ayrımı bulunmaksızın gerçekleşir. yaratılmayla ölüm arasında hayatlarının devamı için zarurî olanlarla rızıklandırma. bu sınıfa giren zarurî ihtiyaçların bir kısmından varlığın kendisinin bile haberi yoktur ki rızıklandırmaktan haberi olsun. hatta dilleriyle bile istemeyenler bilmedikleri için. ama allah (c.c) o ihtiyacı bile dua kabul eder.
    2–özel rızıklandırma: bu şarta tabi olarak gerçekleşen rızıklandırmadır. bunda iyi-kötü, mümin-kâfir, salih-fasık, çalışan-çalışmayan, isteyen-istemeyen ayrımları sözkonusu olur.
    kulun allah’tan rızık talebiyle ilgili duası, kalbe faydalı olacak ilim, hidayet, marifet, salih ameller, hikmet, güzel ahlâk, iman, ibadet, helâl yiyecek, helâl içecek, helâl giyecek, meşakkatsiz ve sonunda hesabı olmayacak rızık istemektir.
    kur’ân-ı ker’im’de rızık kelimesi fiil olarak geldiğinde fail hep allah’tır(c.c). insanlara hiç izafe edilmemiştir. bundan anlaşılır ki rızık, ister birileri veya bir şeyleri vesile kılarak, isterse doğrudan doğruya olsun allah’tandır (c.c), o’na aittir. yine kur’ân’da rızkın ne olduğunun tayin edilmediği, genel bırakıldığı âyetler en çok karşılaşılan âyetlerdir. bu da rızkın şümulünün ne kadar tutulduğuna işaret ediyor. bununla beraber tayin edildiği âyetler de yok değildir. bu âyetlere baktığımızda rızık çeşitleri olarak şunlar karşımıza çıkar:
    1–bütün canlıların yiyip içtiği gıdalar : “gördünüz mü allah’ın (c.c) size rızık olarak indirdiği şeylerin bir kısmını haram ve bir kısmını helâl yaptınız.” (yunus 10/59)
    2–eti yenen, kurban edilen hayvanlar : “kendilerine rızık olarak verilen hayvanlar üzerine belli günlerde allah’ın (c.c) adını ansınlar.” (hac 22/28)
    3–meyvalar, ürünler: “…halkından allah’a (c.c) ve âhiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır.” (bakara 126)
    4–yağmur : “allah’ın (c.c) gökten rızık indirp onunla ölümünde sonra yeri diriltmesinde…” (casiye 45/15)
    5–yer ve gökten gelenler : “allah’ı (c.c) bırakıp göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızık veremeyecek ve bunu asla yapamayacak olan şeylere mi tapıyorlar.”(nahl 16/73)
    6–cennet ehline verilecek olanlar : “..onlar cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızık verilir.” (mümin 40/40)
    7–nübüvvet : “(hûd) ey kavmim dedi, bakın, ya ben rabb’imden bir delil üzerine isem ve bana kendinden güzel bir rızık vermişse?” (hûd 11/88)
    allah’ın (c.c) rızıklandırmasının muhatapları olarak da
    1–bütün canlılar : “yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı allah’a (c.c) ait olmasın” (hûd 11/6)
    2–bütün insanlar : “fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. onları da sizi de biz rızıklandırıyoruz” (isrâ 17/31)
    3–şehitler : “allah (c.c) yolunda öldürülenleri ölüler sanma. hayır diridirler, rableri katından rızıklanmaktadırlar.” (a-li imran 3/169)
    4–cennet ehli : “.. onlar cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızık verilir.” (mümin 40/40)
    allah’ın (c.c) rızıkları genişletmesi ve daraltması da sözkonusu olup bu iki durulmada ilgili iki ismi (bâsit, kâbiz) bulunmaktadır.
    allah (c.c) rezzaktır, herkesin rızkını takdir etmiştir. insana düşen, dünya hayatında, allah’ın (c.c) rızık vericiliğine gerçekten inandığını gösteren bir tavır ve tarz üzere olduğunu göstermektir. onun rızık vericiliğini itham edercesine, alay edercesine rızık talebi insana yakışmaz. özellikle gayrı meşru rızık talepleri sadece talep olarak değil aynı zamanda allah’ın (c.c) rızık vericiliğini itham olarak da çok çirkindir. rüşvet, dalkavukluk, haram malları kabul, hırsızlık, din, iman ve mukaddesatı terk gibi.
    r asûlullah (s.a.v.) efendimiz bize kuşları örnek verir de, “onlar der sabahleyin karınları aç yola çıkarlar, akşamleyin karınları tok dönerler, sizin tevekkülünüz de onlar gibi olsaydı sizi de rızıklandırırdı.”
    ağaçlar da öyle : ne güçleri var ne zekâları, ne istekleri. her taraftan kendilerine rızıklar gelir. doğan bir bebek de güç, istek ve zekâya sahip değildir. ona rızkı annesi vasıtasıyla gelir. gücü ve isteği gelişmeye başladığında ananın sütü kesilir. sonraları rızıklar bebekler gibi olur, sahibinin onları arayıp bulması gerekir. güç, genellikle insanların hırslarını tahrik eder, gayrımeşru taleplere sevkeder. acziyet, mahrumiyet,masumiyet sebebidir aynı zamanda. güç, insanın allah’a (c.c) tevekkülünü zayıflatıyor. allah’ı (c.c) vekil bilmedeki zaaf kendisini o’nun rızık vericiliğinde de gösteriyor.
    müminin rızık anlayışı, rızık kaygısı, rızka ulaşma biçimi aynı zamanda allah’ı (c.c) vekil bilme anlayışının da göstergesidir. tevekkülünün seviyesi konusunda bilgi verir. insanların rızık endişeleri, onlara garanti edilmiş rızıkla ilgili değildir. konforlarıyla ilgili rızık endişeleridir. yani garanti edilmiş rızıkların kaybolacağından değil konforlarının kaybolacağından korkarlar.
    bir insanın rızkının geniş veya dar olması, o insanın allah (c.c ) katındaki kıymetini göstermez. bu kaderin bir cilvesidir. ama insanlar rızık genişliğini kendi yeteneklerin ve kıymetlerine, rızık darlığını da allah’ın (c.c) kendilerini küçük düşürmesine bağlarlar. bolluğu d adarlığı da kul için bir imtihandır. allah (c.c) katındaki kıymetini göstermez. kul allah (c.c ) katındaki kıymetini istikamet sahibi olup olmadığında aramalıdır.

    bu ismi ile allah (c.c)
    1–varlıkların ihtiyacı olan rızıklarını garanti etmiştir,
    2–özel rızıklar isteyenlere şartlarını açıklamıştır,
    3–rızıkların sahibine ulaşması için sebepler varetmiştir,
    4–bazı durumlarda vasıtasız da rızık göndermiştir,
    5–rızkı, verdiği kıymetin ölçüsü kılmamıştır,
    6–özel rızıklandırmada rolü olmakla beraber genel rızıklandırmada akıl, iman, insan, istemek… gibi ayrımları dikkate almamıştır.
    7–sebepler yoluyla da gelse rızkın kendisinden bilinmesini ve kendisine şükredilmesini istemiştir,
    8–rızıklandırdıklarının da kendisi gibi, rızıklarından başkalarına infakını istemiştir,
    9–gayrı meşru rızık yollarını açıklamıştır.

    rasûlullah (s.a.v) efendimiz :
    1–asla rızık endişesi taşımamıştır, tevekkülü tamdır,
    2–infakından tükenir korkusu içinde olmamıştır,
    3–sadece allah’tan (c.c ) beklemiş, kimseden bir şey beklememiştir,
    4–rızık değil kulluk kaygısı taşınmasında gayretli olmuştur,
    5–âhiret rızıklarının dünya rızıklarından çok daha önemli ve güzel olduğunu söylemiş ve insanları ona çağırmıştır,
    6–rızka ulaşma yollarının meşrularını seçmelerini istemiştir,
    7–köleleri, hayvanları, esirleri aç bırakmaktan nehyetmiştir,
    8–ailesi için kifaf-ı nefs edecek kadarını istemiştir, allah’tan (c.c)
    9–varlığına ve bolluğuna sevinmemiş, yokluğuna da üzülmemiştir.

    bizlere düşen
    1–rızık kaygısıyla kulluğumuzu terk etmemek,
    2–allah’ın (c.c) vekâletine tam itimad etmek,
    3–kimseden bir şey istememek, verilince kabul etmek,
    4–yokluğun ve darlığın allah’a (c.c) olan tevekkül ve itimadımıza zarar vermesine imkân vermemek,
    5–varlığın ve bolluğun şımartmadığı, yokluğun ve darlığın üzmediği, azdırmadığı insan olmak,
    6–varlıkta ve darlıkta infak edici olmak,
    7–allah’ın (c.c) garanti ettiği rızık için değil, gayretimize bağlı âhiret rızıkları için çaba sarfetmek,
    8–haliyle insanlara örnek olmak, diliyle de rızık konusunda tavsiyelerde bulunmak,
    9–hiçbir tavır ve konuşmasının allah’a (c.c) olan itimadına ve tevekkülüne aykırı olmaması gayretinde olmak.
  • er-rezzak: dilediğine bol bol rızık ceren;rızka muhtaç olan bütün mahlukata rızkını veren.yarattığı varlıkların hayatını devam ettirecek maddi manevi muhtaç oldukları her türlü rızkı verip son nefeslerine kadar yaşamalarını sağlayan.

    ebced değeri ve zikir saati:er-rezzak isminin zikri(308) adettir.zikir saati zühre,günü cuma’dır.havas alimlerine göre bu ismin hz.mikail(a.s)’ın tesbihi olduğu söylenmektedir.

    özellikleri ve bazı faydaları:
    borçtan ve maddi sıkıntılardan kurtulmak ve borçlanacak duruma düşmemek için rezzak isminin zikrine başvurulur.
    kalbinde sıkıntı ve içinde daralma olan bir kimse belirtilen miktarda okursa,sıkıntısı gider,genişlik ve farahlık kazanır.
    vekfini yapıp üzerine taşıyan ve her günsabah namazından sonra veya güneş doğarken (308)defa okuyan kimse,hiç ummadığı yerlerden ummadığı şekilde rızık sahibi olur ve çeşitli nimetlere kavuşup bolluk içinde yaşar.
    sabah namazından önce evinin sağ tarafından başlayıp her köşesinde “ya rezzak” diye okuyan kimsennin rızkı geniş olur.
    günde 315'er defa beş gün zikrine devam eden kimsenin maddi isteği yerine gelir.
    21 gün yemekten önce “ya rezzak” okuyan kimsenin zihni açılır.hafızası kuvvetli,anlayışı ince ve kolay olur.
    esmai ilahiler her biri tek başınaoknabildiği gibi ilğili ayetlerle de bağlantılı olarak okunabilir.mesela rızık isteyen bir kimse,
    "innellahe hüve’r-rezzakı zü’l-kuvveti’l-metin"(hiç kuşkusuz ,allah rezzak’tır,bol bol rızık verir.kuvvet sahibidir.metin’dir.güçlü ve dayanaklıdır) ayeti ile dua ederek rızık isteyebilir.
hesabın var mı? giriş yap