• bir metni okurken sürekli "burada ne denmek istemiyor", "burada nelere parmak basılmamış" sorularını sorarak metnin özünü bulmasal ve hatta metni çözümlenmesi gereken bir problem olarak görmesel okuma aktivasyonu.
  • semptom metnin organik birliğini sağlayan ilkenin gerçekten işlediğinin kanıtı olan askıya alma hali yani istisna ise -ki öyledir- semptomatik okuma, metnin istisna deliğinden iğne geçirme biçimiyle kendini ortaya koyan bir dokuma eylemidir. metnin konuştuğu yere değil sustuğu yere bakar; bir de o sırada metin ona bakarsa değmeyin keyfine. ama hep metin eurydice misali bakar ve kül olur sonunda. mesela sivil toplumu ayaktakımı üzerinden okumak, hayatı mezarlıklardan okumak gibi okumalar böyledir
  • alışıldığında;istem dışı, yerli yersiz her kitapta kullanılan okuma tarzı.(ya da herneyse)
    bazı kitaplar bırak ne demediğini ne dediğini bile bilmez,sen üzerinde kafa patlatırsın.sonra çıkan sonuçlar yazarın aklından dahi geçmeyen senaryolara dönüşür vs...
  • psikanalizin kullandığı yöntemlerden biridir, bilinçdışında gömülü olanı ifade edilmeyenden, dile gelmeyenden, söylenmeyenden çıkarmaya dayanır. bu okuma, dile geleni, dile gelmeyenin, ötelenenin, bastırılanın semptomu, belirtisi olarak ele alır. althusser de marx'ı bu türden bir okumaya tabi tuttuğunu yazar. buna iki katlı okuma yöntemi de denebilir; ilk safhada kuramın içinde gömülü olan sorunsalın deşifre edilmesi için metinin doğrudan okunması. ikinci safhada metinde doğrudan ifade edilmeyenin okunması.
hesabın var mı? giriş yap