seni çok seviyorum

• günümüz insanlarının çok kolay zannettigi ama aslında hiç de kolay olmayan bir söz grubu..ilgi duydugumuz birini gördügümüzde içimizde kıpır kıpır birseyler oldugunu hissettigimizde, ve bunun uzun süredir devam ettiginin farkına vardıgımızda dilimizin ucuna takılanlar..ya da bazen cesaretimizi toplayan dilimizin ucundan dökülenler..
• karsinizdakinin bunu soyleyis ani beyninize kazinabilir.. sevgi sozcugunun ilk sarfedilisi bu sekildeyse eger, once iciniz ona akabilir.. hele bunu, 'bak bu veri uzerine kuralim butun yasadiklarimizi' der gibi soyluyorsa, cicekler acmak, you grow me like an evergreen cumlesini kafanizin icinde virgul niyetine, nokta niyetine kullanmak mumkundur^*..
  ama bazen de karsinizdakinin bunu bi kacis^* olarak kullandigina da sahit olabilirsiniz, siz size olan askini, tutkusunu, vazgecemeyisini sunmasini beklerken ondan.. seni seviyorum demek yerine, iyi niyetini ve samimiyetini belirtmek icin, ama sadece iyi niyetini ve samimiyetini belirtmek icin bu cumleyi kuruyo olabilir.. ve bu sekliyle aslinda inci gibi degerli bir cumle olurken yine de, maniac mansion day of the tentacledaki tentacle gibi kollar buyutur bu cumle, alir kalbinizi, alir cigerlerinizi, alir karin boslugunuzu, gogus kafesinizi derinizden ayirir, sonra da nerden edinirse bir blender bulur, tikistirir en narin, kelebek beslemeye en musait yerinizin parcalarini icine, siz farketmeyebilirsiniz.. inci gibi degerlidir dedik ya, onu besler, oksar uzerine titrersiniz.. ama an gelir, o cumle, o tentacle blenderin dugmesine basar, lime lime ayrilirsiniz o anda.. parca parca kanarsiniz.. o an o seni cok seviyorum cumlesini seni seviyorumdan ayiran vurguyu farkettiginiz an olabilir.. eszamanli olmalari boyle olmasi gerektigi icindir.. deyse ne biri birinin habercisidir, ne onculu, ne de kosulu.. ne o cumlenin bu aciyi getirdigi vardir, ne de o acinin bu cumleye baglaniri.. o an mesela sizin sesinizde cam kiriklarinin oldugu, ve onun size kadin-erkek diplomasisinden bahsettigi an olabilir.. ve kafanizi yana egersiniz.. aciya katlanmanin en tatli yolu olan gulumsemenizi kondurursunuz dudaklariniza, dinlersiniz onu.. hem kendinize hem ona birseyler kazandirmak icin.. cunku cok sevgiler vardir aranizda.. ama konuyla alakasi olmayan o gulumseme aslinda o anin tek gercegidir.. yanip sonen kirmizi isigidir, sonradan hatirlananidir..
  seni cok seviyorum yalan degildir.. sadece merhametli de degildir.. inci gibidir, parlak ve puruzlu bir yuvarlak^*
• seni çok seviyorum, "seni ne kadar çok sevsem de aslında hiçbir zaman benim seni sevmemi istediğin gibi seni sevmeyeceğim, sevemeyeceğim" demektir...
• hissedilen ya da hissedildigi dusunulen sevginin vurgulanma istek cumlelerinden biri.digerleri gibi gereksiz bir cumledir. bu kisinin kendisine olan inanci ve guvenine duydugu eksiklikden de dogar. ne demektir cok sevmek. ya da neden gereksizce tuketilir, kullanilir cumle icinde. bir cok anlam icerir. soyleyende neden soyledigini bilmez.
• (bkz: nobody loves no one)
• gecenin karanlığını yırtan, insanın içini ısıtan bir mesajdır kimi zaman... beklenmedik bir anda, beklenmedik birinden gelen, ama sevgi dolu varlığı hiç eksilmeyen...
• (bkz: at yalanı sikeyim inananı)
• - seni çok seviyorum..
  - ne kadar çoooooook??
  - yok ben vazgeçtim...
• -seni çok seviyorum..
  -ben seni daha çok!
  -siktir!..
• ortaokul zamanlarında deli gibi dinleyip deli gibi agladigim ayna sarkisi.. hakikaten dehset dokunur insana bu sarki, yani bilmiyorum simdi o kadar koymuyor belki o zamanlar bu sarkilara daha cok prim veriyorduk heralde ya da aradan gecen zamanda tecrube, huzur istegi, aciya karsi direnc daha fazlalasmis olmali ki uzun aradan sonra dinledigimde beni dagitmiyor, yikmiyor. ama oyle bir sarkidir ki, yillar evvel benim gibi surekli dinleyip surekli acisini bu birkac dakikada bu grupla paylasanlar, yillar gecse bile hala bir sizi hisseder icinde. sarkinin kendi etkileyiciligi bir yana o yillar, o vakitler gelir aklina. hayalleri, istekleri, dunya gorusleri bu kadar nasil degisir, nasil yozlasir, nasil kayar gider ellerden ya da parmaklarin ucuna gelecek kadar gevser, iste bunu hisseder insan bunlari dusunur, bunlara istinaden gelir bir sizi, boylu boyunca oturur.
  
  (bkz: insanlar buyudukce hayallerinin kuculmesi)