seyil

• gocebe yörüklerin yaylalardan indiklerinde, kisi gecirecekleri sahil köylerine, ovalarina yada duzluklerine verdikleri isimdir. sehil olarak telafuz da edilebilir.
• sahil demeye gelir, sehil diyen yöreler de var. ilk akla geleceği şekilde deniz sahili, deniz kenarı demek değildir. sıcak, ılıman kuşak anlamına kullanılır. yarı göçerliğin alameti farikası olarak her köyün çoğunlukla diğer köylerinkinden ayrı kendine göre yaylası ve sahili vardır. köy yönetimi genellikle coğrafyaya göre toprak bütünlüğü gerektirdiğinden, garip, asimetrik köyler oluşur. bir köyün yaylası ile sahili arasında başka köylerin birimleri olur, hatta bucak, nahiye toprakları arada kalır.
  
  "oğlum bu kattığım hamurlu ekmekleri fethiye'ye inince buzdolabına koy, sizin seyil yüzünde bunlar hemen iki günde sırımsırlar." (bkz: sırımsımak)
  
  yörük için islamın şartı göre altıymış:
  "vaktinde yayla, vaktinde seyil."
  
  seyil hayvanı ne kadar iyi yer, doyarsa doysun biraz durgun ve şaşkındır. yayla hayvanı daha zor koşullarda yaşıyor gibidir, daha zayıftır. ama daha canlı, eti ve sütü tatlı olur. yaylada hayvan "sırf toprağı yalasa" canlanmaya yeter derler.
  
  seyil dont'ta (esenköy) ortaokul-lise çocuklarına özel servis gibi fethiye otobüsü çalıştıran kanlı lakaplı bir köylü vardı, adını belki hiç öğrenmedim. sanırsın ki kan davalı^*; hasmını, hiç değilse sevgilisini/karısını öldürmüş. yok, bu yaabı alma nedeni, olasılıkla geri geri giderken bir tavuğu ezmiş, canına kıymış olması.
  
  (bkz: sahil/@ibisile), sehil
  (bkz: seyil bedenli), yaylak
  (bkz: sırrı efe)
  (bkz: havana/@ibisile)
  (bkz: faralya)
  (bkz: sağcı taş)
  (bkz: daydır)
  (bkz: naldöken)
  (bkz: eşek/@ibisile)
  (bkz: ne zamancık)
  (bkz: gayrimeşru çocuk)