• amerikalı sosyolog erving goffman'a göre sivil dikkatsizlik hiç kimse ile göz göze gelmeden yaşamak demekmis.

    fatma karabiyik barbarosoglu da aciklamaya devam ediyor köse yazisina tarif ettigi bir örnek ile:

    alman hastabakıcıların, hemşirelerinin hastalara gösterdiği olağanüstü itina üzerinden anlatmaya çalışayım vazife ve insanlık durumu arasındaki farkı. alman hemşireler yüzlerinde o mütebessim maske ile hastalarının her türlü ihtiyacını, bakımını karşılıyor. beslenme ve temizlenme ihtiyacının bütün teferruatlarını düşünün. sonra hemşirenin mesai saati bitiyor, yüzündeki o mütebessim maskeyi üniforması ile birlikte çıkarıyor ve karşısına çıkacak herhangi bir muhtaca karşı, "vazifesi olmadığı için" algı alanına bile girmesine izin vermeden "sivil dikkatsizlik" konforuyla techizatlanmış olarak yoluna devam ediyor.
  • ''erving goffman sivil dikkatsizliği, bir şehirde yabancılar arasında yaşamayı mümkün kılan teknikler arasında en başta saymıştır. sivil dikkatsizlik, kişinin bakmıyor ve dinlemiyor gibi yapmasıdır; ya da en azından kişinin bakmadığı, işitmediği ve hepsinden önce çevredekilerin ne yaptıklarıyla ilgilenmediği havasını verecek bir tavır takınmasıdır. en yalın haliyle kendini 'göz göze gelmekten kaçınmak'ta ortaya koyar (gözlerin karşılaşması her zaman yabancılar arasında izin verilebilir olandan daha kişisel bir ilişkiye davettir; bu da kişinin anonim kalma hakkından vazeçmesi ve başka insanların gözünde görünmez kalma yönündeki varsayılan hakkından ve kararlılığından feragat etmesi veya bunları askıya alması anlamına gelir)..kişisel karşılaşma amaçlanmadıkça kişinin gözlerinin durmamak ve odaklanmamak koşuluyla 'kaymasına' izin verilir. hiç bakmamak da mümkün değildir. herhangi bir yerleşim merkezinin sokakları çoğu zaman kalabalıktır ve sırf bir yerden başka bir yere gitmek bile, çarpışmadan kaçınmak için önünde uzanan yol ile yolda dikilen ve hareket eden her şeyin dikkatle gözlenmesini gerektirir. gözlem yapmadan durmasak bile, bu, bakışımızın takıldığı insanları rahatsız ve tedirgin etmeden, hissettirilmeden yapılmalıdır. kişi bakmıyormuş gibi yaparak görmelidir; bu, sivil dikkatsizliğin özüdür.
    yabancıların birbirine karşı davranışlarında gözettikleri özenli, incelikli dikkatsizlik, kentsel koşullarda yaşamı sürdürme açısından tartışmasız çok değerlidir. ancak bunun sevimsiz sonuçları da vardır. bir köyden ya da küçük bir kasabadan yeni gelmiş biri genelde büyük şehrin kendine özgü aldırışsızlığı ve soğuk ilgisizliği karşısında şaşırıp kalır. kalabalıkta kaybolmuş biri kendi kaynaklarıyla başbaşa bırakılmış hisseder kendini; önemsiz, yalnız ve vazgeçilebilir hisseder. özel alanı tecavüz karşısında korumaya dayalı güvenlik, 'yalnızlık' olarak geri teper...'' ` : sosyolojik düşünmek` ` : zygmunt bauman`
  • crash adlı filmin ilk dakikalarında arka sesin anlattığı olaya verilen ad. sosyoloji dersinden aklımda kalan tek kavram.

    en açık örneğini bizim toplu taşıma araçlarında görebiliriz. bilirsinizki işe gidiş ve iş çıkış saatlerinde toplu taşıma araçları kapasitesi zorlanır, insanlar balık istifi halinde yolculuk ederler. hal buyken, neredeyse tek vücut olduğunuz insanlarla aranızda maksimum düzeyde temas olmasına karşın birbirinizle tek kelime konuşmazsınız, hatta göz göze bile gelmezsiniz. işte içiçe olduğunuz halde görmezden gelmeniz sivil dikkatsizliktir. insanlar hayatlarını böyle sürdürürler. yoksa istanbul'da yaşamak olanaksız olurdu.
  • sözlükteki pek çok başlığa bakınız olarak verilmesi gereken tanım.

    örnek mi :

    (bkz: tayt giyen kızın kıçına bakmamayı başarmak)
    (bkz: göğüs çatalına bakmama olgunluğuna erişmek)
hesabın var mı? giriş yap