• sosyal topluma tepki olarak doğmuş hüzünlü yazar.

    :/
  • kendisine karşı pot kırmama rağmen, işi şakaya vurmuş güzel sözlük yazarı.
  • baldıran zehri içmemesi gereken kişi
  • kendisiyle buluşmaya sözleşmişken beni atlatması gibi bir ayıbı yapabilmiş bir yazar. başka sözüm yok hakim bey.
  • platonun en iyi kitabıdır. sokrates herkese büyük bir ders verir.
  • idama gitmeden hemen önceki dönemde, platon tarafından şahit olunmuş ve idami sonrasinda kaleme alınmıştır.
    platon; socrates'in öğrencisi ve tıpkı hocası gibi bir filozoftur.
    socrates, kendisinin bir ebe gibi, hiçbir şey ogretmedigini ancak insanlarda var olan bilgiyi doğurttugunu belirtir.
    "tek bildiğim şey, bilmedigimi bilmektir" ve "kendini tanı" diyerek hayata ve felsefeye derinlik katmistir.
    platon, socrates'in beşyüzevler meclisindeki yargılanma sırasında duruşma salonunda bulunanlardandir ve onun kaleme aldığı savunma, günümüz felsefecileri tarafından hala dünyanın çeşitli ülkelerinde hukuk derslerinde ilk kapsamlı savunma olarak örnek gösterilmektedir.
    socrates'i idama götüren suç neydi?
    dönemin bilginleri (ki asıl cahiller) socrates'in, tanrılari inkar ettiğini, gençlerle konuşup onları alikoydugunu, devletin tanrilarini tanımayıp, yeni tanrılar çıkardığını iddia ediyorlardı.
    socrates ise tüm bu suçlamalara karşılık, 200 bin nüfuslu atina'da otuz yaş ve üzeri 6 bin yurttaşın oy kullanarak seçtiği 501 atinalı tarafından yargılanıyordu.
    istenilen ceza; *ölüm*dü.

    savunmadan öncesi;

    bir gün, socrates'in bir arkadaşı halka socrates'ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. tanrı sözcüsü socrates'ten daha bilgili kimse olmadığını söylemiştir. socrates bu olanlardan sonra bilgili bir insan olmadığı hâlde tanrı'nın neden böyle söylediğini düşünüp durmuştur. sürekli kendinden daha bilgili birisini arar. sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir.
    socrates daha bilgiliyi arama sürecinde çok düşman kazanmıştır. çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduklarını ortaya çıkarmıştır. önce socrates'in savunması adamlarının bilgisizliğini ortaya çıkarmıştır. sonra şairlere gitmiş, onların şiirlerini yalnız içgüdü ile yazdıklarını göstermiştir. sanat sahiplerinin de aynı kusuru taşıdıklarını, bilmedikleri şeylerden dem vurduklarını ispatlamıştır. socrates aslında asıl bilgiye sahip olanın tanrı olduğunu düşünmektedir. bu süreçte, socrates kafasını meşgul eden soruların cevabını ararken çevresinde olan bitenlerin farkına varmamıştır. etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan ayırdığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. bu söylentiler onu mahkemeye sürükler. socrates, mahkûm olursa suçlandığı gibi tanrıtanımaz olduğu için değil üzerine kin çektiği içindir. bu gelişmeler karşısında, socrates çok soğukkanlıdır. ölmek veya mahkûm olmak onun umrunda değildir, o sadece doğruların peşindedir. tehlike karşısında yılmamak, korkmamak onun prensibidir. ona göre insanların en çok korktuğu şey olan ölüm aslında kaçınılacak bir şey değildir. o sadece kötülük yapmaktan korkar.
    socrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır. o, asla tanrı dışında kimseye boyun eğmez. hakkında atılan iftiralar hep asılsızdır. socrates'in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. o dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. yargıçları yumuşatmak amacıyla asla mahkemeye ailesini ve çocuklarını getirmez. kararı, tamamıyla yargıçların iradeleri elinde olan tanrı'ya bırakır.
    mahkeme süreci;
    socrates, mahkemece suçlu görülür. o bunu beklemektedir ve hemen hiç tepki göstermez. o, herkesten farklı bir kişidir. insanların geneli gibi makama, mevkiye, dünya hayatına hiç önem vermemiştir ki şimdi üzülsün, insanlara, hep ahlakı, erdemi öğütlemiştir. mahkeme, para cezası vermez; çünkü parası yoktur. sürgün etmez; çünkü sürgüne gittiği yerlerde yine halkı yönlendirecektir. sonunda ölüm cezası verilir. 0, ölüm cezasına rağmen başkaları gibi ağlayıp sızlamamıştır. yaptığı hiçbir şeyden dolayı pişmanlık duymaz. platon'a göre socrates'in öldürülmesi için oy kullananlar çok acı çekecektir. kurtulması için oy kullananlar ise gerçek birer yargıçtır.
    socrates'e göre ölüm bir ceza değildir. sadece bir yolculuktur. ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkûm edilme tehlikesi de yoktur. socrates, atinalılardan son bir şey diler: çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin atinalılara gösterdiği gibi onlara yol göstersinler. çocukları kendilerine fazla değer verir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister atinalılardan.
    sokrates, idam esnasında ölüme giderken yargıçlar da hayata giderler. ancak platon'a göre, bunların hangisinin daha güzel ve doğru olduğunu ancak tanrı bilir.

    socrates ölüm cezasını zaten beklemektedir ve sonucu duyduğunda; “beni suçlayanların üzerinizde nasıl bir etki bıraktıklarını bilemem, atinalılar; ama öylesine inandırıcı konuştular ki, neredeyse bana kendimi unutturdular; ve gene de söylediklerinin hemen hemen tek bir sözcüğü bile doğru değil…bu yüzden, ey yargıçlar, ölüm karşısında umutsuz olmayın. eminlikle bilin ki, ister bu yaşamda olsun isterse ölümden sonra, iyi bir insanın başına hiçbir kötülük gelemez. o ve onun olan hiçbir şey tanrı tarafından göz ardı edilmez; ne de benim yaklaşan sonum yalnızca bir şans sonucunda olmuştur.” demiştir.

    idamı;
    ölümü için getirilen zehri kendisi alıp içti. kalkıp biraz yürüdü. önce ayakları uyuştu. oturdu. zehri getiren görevli bacaklarına cimdik attığında hissetmedi. uzanırken dostu crito’ya –”asclepius’a bir horoz borcumuz var, ödemeyi unutmayın” dedi. zehir vücudunu iyice etkiledi. sonra da hep yaşadı.
  • sokrates'in, bir şeyler bildiğini iddia etmenin en büyük cahillik, hiç bir şey bilmediğinin farkında olup da, bir merak ateşiyle yanıp tutuşmanın en büyük bilgelik olduğunu savunduğu eserdir.
    filozof demek bilmek demek değildir. bilgiyi aramaktır. bilgiyi hakikat olandan, tasnif etmektir. bence sokrates bu güdünün salt filozoflarıa ait değil, bütün sıradan insanlara yayılmasını istediği savunması yüzünden büyük bir öfkeye uğramıştır. egemenler bütün insanlığın tek kurtuluşunun hakikat savaşçılığı olduğunu gören sokrates'i gözlerini kırpmadan idam etmişlerdir. hegemonya'nın bu tavrında şaşıracak bir şey yoktur.

    fakat kölelerin bu idama gözlerini kapamaları, sokrates'i duymazlıktan gelmeleri bu yüz yılda bile beni kahreden bir olgudur.
  • ben ölmeye siz yaşamaya gidiyorsunuz.
    hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilir.
hesabın var mı? giriş yap