sokuşturmak
-
aliciya caktirmadan bir $eyin kotusunu iyisine kari$tirip
vermek. -
iğnelemek, yıpratmak, üzmek anlamında laf sokuşturmak
-
bir nesneyi, kolayca sigmayacagi bir kaba zorla, aceleyle koymak. (bkz: tikmak)
-
argoda: lokanta, gazino vb. yerlerde hesabi kabartmak, sisirmek; kazik atmak. ornek: '..orasi iyidir, fakat garsonlar hesapta sokustururlar..'
-
kelimelerle kusma yöntemi.
"bugün ne sokuştursam acaba?'' diyerek dolaşan bu kişilikler, ellerine geçen her fırsatı değerlendirmekten kaçınmazlar. cinlikle girdikleri bu yolun çıkışı ancak ve ancak hinliktir. sözkonusu zatın dimağından '' nasıl soktum lafı! ,ben var ya ben! ,aklıma tapıyorum!!'' sözcükleri eksik olmaz. beyin hücrelerini daha yararlı işler için öldürmeleri tavsiye edilebilir.
ama nafiledir...
(bkz: alışmadık götte don durmaz) -
"yazar, konuşan kimsedir: o gösterir, ortaya koyar, buyurur, yadsır*, çağırır, yalvarır*, hakaret eder, inandırır, araya sokuşturur*. bunu boş yere yaptığı zaman ozanlaşmaz. hiçbir şey söylemeden yazan konuşan bir düzyazı yazarı olur." jean-paul sartre - edebiyat nedir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap