• entellektüel dücane cündioğlu nun yaşadığımız günlere dair beklediğim yazısıdır.

    okunmalı - okutulmalı..

    http://ducanecundioglusimurggrubu.blogspot.com/…tml

    özgürlük, eşitlik, kardeşlik!
  • ilk yuzde 75lik kismi agir olan, muthis ahengli bir yazi.
    en vurucu kismini buraya kopyalayayim.

    "sözgelimi iktidar sahipleri, taksim’de ne olup bittiğini anlayamadıklarını itiraf etmekten hiç çekinmiyorlar. ne istiyor bu çapulcular, diyorlar, hizmetse hizmet ettik, etmeye de devam ediyoruz, daha ne istiyorlar, diye ısrarla soruyorlar, yani iktidar kudretin kullanımı demekse, kudretimizi onların hizmetlerinde kullanıyoruz ya, niçin bir türlü memnun olmuyorlar.
    olmuyorlar, çünkü iktidarın uygulamalarında, kudret kadar rahmet’in nişanelerini de görmek istiyorlar. adalet kadar ihsan’ın, kısas kadar afv yolunun tezahürlerine de tanık olmayı arzu ediyorlar. kısacası, yüzde 50’ye indirgenmiş olan ve her fırsatta öteki yüzde 50’nin gücüyle tehdit edilen bir halk ne hissederse aynen onu hissediyorlar.
    sizin biber gazınız, copunuz varsa, bizim de bir haysiyetimiz, bir onurumuz, kime neye olduğunu bilmesek bile başımızı göğe erdiren sevdalarımız var, gençliğimiz var çünkü, diye haykırıyorlar. o meydanda çocuklarımız var, arkadaşlarımız var, kardeşlerimiz var diyerek gaz dumanları arasında raks ediyorlar.
    onların sayesinde, bütün türkiye olarak bizler hem de hiç de farkında olmadan gerçek bir demos’a dönüşüyoruz. itiraz etmeyi öğreniyoruz. karşı çıkmayı. oldu bittilere razı olmamayı. hâlâ bir geleceğimiz olduğuna dair güçlü umutlar beslemeyi. daha ne olsun, o çocuklar sayesinde, biz zavallı korkaklar, insan olduğumuzu hatırlıyoruz.
    iktidar davranışlarını dinî referanslarla teyid etmeye çalışsa bile, inancınız sizin olsun biz sadece adalet istiyoruz, adalet yetmez ihsanın tecellisine de tanık olmak istiyoruz, neyleyelim kudretinizi biz bizatihi rahmetin kendisini görmek istiyoruz, demeyi de o hakikaten la-kaydî ve lâ-ubalî çocuklardan öğreniyoruz.
    yöneticilere, eğer onlar birgün bize, yoldan çıkarsak bizi neyle doğrultursunuz, diye sorarlarsa, onlara, sandığı beklemeye gerek yok, biz sizi şimdiden şarkılarımızla da doğrulturuz, yetmezse şakalarımızla, esprilerimizle, latifelerimizle de yeniden yola sokarız, demenin binbir tarzını, bizler, taksim’deki o muzip çocukların neşesinden çıkarıyoruz.
    irfan geleneğimizde birbiriyle ilgili üç tabir kullanılır: akl-ı selim, kalb-ı selim, zevk-i selim.
    aklın da, kalbin de, zevkin de selim olması doğuştan değildir, eğitimle ve çevrenin yardımıyla kazanılır. toplumu oluşturan bireylerin bu konuda farklılık arzetmeleri, bazılarının aşağıda, bazılarının yukarıda olması gayet tabiidir, ama önemli olan toplamın, yani toplumsal çoğunluğun aklının, kalbinin, zevkinin incelmişliğinin derecesidir.
    türkiye halkının kültürel tercihlerini iktidar belirleyemez, hele hele yöneticilerin şahsi beğeni düzeyleri. bu nedenle halkın yüzde 50’sini temsil ediyor olduğu iddiasıyla kimse güya öteki yüzde 50’nin zevk-i selimini belirleme, mümkün olmuyorsa aşağılama hakkına sahip olamaz. çünkü medinet’ul-fadıla’da, yani erdemli şehirde, halka hürmet, hakka hürmettir! halka, yani yüzde 100’ün tamamına.
    imdi, hükümeti halka ve hakka hürmete davet ediyorum, insana hürmete, ve cenab-ı hakk’ın son elçisine, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan efendimize öğrettiği bir ilkeyle, bu ülkenin bütün yöneticilerini uyarmak istiyorum:
    allah’tan bir rahmet ile halkına yumuşak davrandın, eğer sen katı yürekli bir nobran olsaydın, çevrendekiler elbette senin etrafından dağılıp giderlerdi. (alû imran: 159)"

    kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/23515274.asp
  • zamanında gezi eylemlerine bilfiil katılmama neden olmuş, kendime ''gezici'' demekten gurur duymamı sağlamış yazı.
  • az önce kilicdaroglu yuzbinlere okudu ve oybirligiyle kabul edildi. direnme hakki insan hakları ve demokrasi vurgulu önemli bir metindi.
  • kemal kılıçdaroğlu tarafından, 24 temmuz 2016 tarihinde taksim demokrasi mitinginde okunmuş ve orada bulunan yüzbinlerce kişi tarafından el kaldırılarak onaylanmış bildirgedir.

    tam metni ise şöyledir;

    1) 15 temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. tbmm bombalanmış; ama bombalar altına parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
    2) bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış demokrasi konusunda türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.
    3) her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz.
    4) demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
    5) demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.
    6) bu darbe girişimi anayasa’da, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur
    7) balyoz, ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
    8) bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır.
    bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.
    9) inancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. hiç kimse unutmasın 15 temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur.
    bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır.
    10) devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. işkence, kötü muamele, baskı tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. buna izin verilmemelidir” dedi.
hesabın var mı? giriş yap