tasvir
-
bir olayı, bir yeri, bir kişiyi bir "herhangi"yi ince ayrıntılarıyla ve etraftaki diğer nesnelere de değinerek anlatıp, dinleyiciye ya da okuyucuya daha da fazla hissettirmek amacı taşıyan anlatım biçimi.
-
tasvirin fazlası can sıkar. bol betimleyen insanlar kendine güvensiz insanlardır. (nerden warıyorum bu yargılara ?)
-
edebi dalda en agırı, en agdalı ama en ıyısının such ve ceza da yapıldıgı ortaokul boyunca kafamıza vurula vurula ogretılen anlatım bıchımı
-
(bkz: betimleme)
-
yazarin da okuyucunun da yaratici olmasini saglayan olay.
yazar tasviriyle yaratir, okur tasviri kafasinda canlandirmasiyla. i$in en guzel yani da her okurun tasviri degi$ik canlandirip, ona farkli anlamlar yuklemesidir. -
izlenim kazandirmaya yonelik anlatim bicimi.
-
deneyim sahibi olunan ya da duyumsanan bir olay hakkinda zihinsel bir imge yaratmaya yonelik soylem.
-
somut gerçekliği içinde bir nesnenin, kendine özgü belirtilerini elden geldiğince tam ve açık seçik bir biçimde gözönüne sermedir..
-
en basarılı örneklerinden biri nazım hikmetin kuva-yı milliye destanında ataturk için yaptıgıdır.
''...birdenbire bes adım sağında onu gordu
pasalar onun arkasındaydılar.
o,saati sordu.
pasalar:'üç' dediler.
sarısın bir kurda benziyordu.
ve mavi gozleri cakmak cakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi,durdu.
bıraksalar
ince,uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta bir yıldız gibi kayarak
kocatepe'den afyon ovasına atlayacaktı...''
(bkz: o sarısın kurt) -
izlenimsel ve sanatsal olmak üzere ikiye ayrılan ve her zaman bir sınav sorusu olma potansiyeli taşıyan anlatım türü.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap