*

  • baska ulkelerde dusunulmesi bile fantaziden oteye gitmeyecek olaylarin turkiye'de gerceklesmesi durumu.
  • kamran inanin timas yayinlarindan cikan son kitabi.
  • (bkz: turk gercegi)
  • turkiye tarihinde kritik olayları, pek bilinmese de, unutulmaya yüz tutsa da, bu ülkenin bir miktar özel koşullarına ait olan ve aslında olan ve olmakta olan olayların anlaşılmasına çok yardımcı olabilecek, gerçek kupleleri için de kullanabilecek söz öbeği.
  • dedirten başlıkın önde gideni olacak kavramlardan.
    ne lan bu türkiye gerçeği! "bizim kendi gerçeğimiz var" oyunu mu?
  • "türkiye de güzel şeyler de oluyor" diyoruz ya, söylenecek söz bitiyor bu gerçeklik hakkında zaten, tam o an. her gün bir internet sitesinin kapanması, hatta kapalı internet sitesinin br daha kapanması artık alıştığımız bir gerçek. bayramını kutlayacak işçilerin gösteri alanına, maçı izleyecek seyircinin stadyuma alınmaması mesela birer sosyal türkiye gerçeği. trafik kazalarında on yılda otuz beş bin kişinin ölmesi de kapı gibi bir türkiye gerçeği mesela. terörü türbanı artık saymıyorum bile, sayamıyorum.

    sonra biri, ana haberde çıkıp, "türkiye de güzel şeyler de oluyor" diyor. ne güzel. türkiye de güzel şeyler de oluyor(muş), daha acı bir gerçek ne olsun?
  • pornografik bir sitede yer alan videonun altına "aynını bacısına yapsalar ne hisseder acaba" diyebilecek derecede -artık objektif mi dersiniz, tutarsız mı, bilemem- namusuna düşkün olmak. evet demiş bunu, her kimse.
  • 2009 itibariyle meydana gelen banka ve postane soygunları. soygunların türkiye'ye özgülüğü izlenen metotla bağıntılı.

    yarım litrelik pet şişeleri beline bağlayıp polise bomba diye yutturan,
    kaptığı döner bıçağıyla daldığı bankayı hizaya getiren adamların ardından
    bugün, bıçakla amacına nail olup belediye otobüsüne atlayıp kaçan adam... ("buna mecbur kaldım" demiş)

    soygunların yeni kimlikle şeysellerde sürülecek bir sefa için değil çaresiz başa çare için yapıldığı açık. kaldırdığı parayla belediye otobüsüne binip kaçacak kadar kim, bu denli yaratıcı ya da biçare olur?
  • muhtarlık müessesesi.
    türkiye gerçeğidir bu yapılanma. günde 2, haftada 5 saat açık kalarak (matematiği farklı bunların) işini görür ve güzel para kazanır. fakat inanır mısınız , yaptığı işlerin tamamı bir devlet dairesince de rahatlıkla yerine getirilebilir.
    şu yüzyıl itibariyle avrupa'daki durumu bilemiyorum. mesela dublin'de bazı muhitlerde kıyasıya bi muhtarlık seçimi var mıdır acaba?
    ya da montparnesse muhtarını karşıki bardan, kafeden mühür bastırmak için çağırmak gibi bir deneyim mevcut mudur?
    diğer taraftan türkiye'de muhtarın kullanılmaya kullanılmaya unutulmuş "adam tutuklamak" gibi bazı yetkilerinin olduğunu da hatırlatmak isterim. yerel yönetimlerle ilgili yasalarda bulabilirsiniz detaylarını. sanki, mecbur kalsa ve kriz anlarında yasalar gereği devleti geçici olarak idare edebileceğine dair bi şüpheye mahal verebilir. mesela 442 sayılı köy kanunu'na göre " köye gelip gidenlerin niçin gelip gitmekte olduklarını anlamak ve bunlar içinde şüpheli adamlar veyahut ecnebiler görülürse hemen yakın karakola haber vermek" muhtarın görevlerinden biridir.

    gündüzleri muhtar, geceleri vali ya da kaymakam gibi duran (sanki bana batman) bu makam sahipleri olmasa savrulur gidermişiz gibi düşünen çok insan olduğunu sanıyorum.
    muhtar ne ya?
  • aylık sosyalist dergidir.12 haziran seçimlerine bdp'nin başını çektiği "emek,özgürlük ve demokrasi bloğu" bileşenlerindendir.1970'lerin sonunda tkip merkez organı idi.
hesabın var mı? giriş yap