• tdk tanimiyla baslayalim (baslayamiyoruz tdk veritabani guncellestirme nedeniyle netten kaldirilmis) o vakit "yapay olma, dogal olmama hali' gibi bir tanimla gecistiriyoruz bu paragrafi.

    oyle olmayan, oyleymis gibi olan, oyleymis gibi yapan herseyin eninde sonunda varacagi son noktadir yapaylik. hayatla ve kendileriyle bitmeyen kavgalari olan insanlarin bilerek veya bilmeyerek eninde sonunda olduklari seydir. bir insanin kendisine soyledigi buyuk bir yalan gibi, "oyleymis gibi yapan" insan da bir noktadan sonra kendi yalanina inanir, inandirir. ve sonunda o yapaylik kendisiyle tezat bir sekilde "dogal" bir hal alir.

    hayatta herkesin karsisina oyle veya boyle cikan muhtelif mecburiyetler yuzunden kimse tamamen samimiyet ve dogallik uzerine kurulmus bir hayat surduremiyor ki bu da cok anlasilir bir durum ama kiminin hayatindaki yapaylik isyerindeki sevilmeyen patrona gulumseme mecburiyetinde sinirli kalirken, bazilarinin yakin iliskilerinin icinde az veya cok miktarda yapaylik gorulebiliyor. bu iki ornekte oldugu gibi yapayligin dozaji tek basina yapayligin kendisini mazur gosteriyor mu peki? yani "azi karar cogu zarar" diyerek patrona gulumseyenleri kurtarmak mi yoksa "olmak ya da olmamak" diyerek shakespeare'i mezarinda ters dondurmek mi, iste butun mesele bu.

    sanirim buna soyle cevap vermek lazim, zamana ve mekana bagimli ve nispeten dogasi yuzunden yuzeysel olmasi beklenen iliskiler (patrona zorla gulumseyen kadin-kendisine zorla gulumsenilen patron) icindeki yapaylik iki taraf icin de fazla sorun degildir zira iliski zaten mecburidir, gulumsemenin de mecburi olmasi patrona cok koymaz saniyorum. orda onemli olan iliskinin kendisi degil, yapilan istir, alinan verimdir cunku.
    ancak is, icinde hicbir mecburiyet tasimamasi gereken ve taraflarin ozgur iradeleriyle olusturduklari (evet hukuk okuyorum) "dostluk" (arkadaslik demiyorum bakin) iliskisine gelince kazin ayagini o kadar kolay kurtaramiyoruz maalesef. adi dostluk olan bir iliskideki herhangi bir yapaylik, sifati yok ediyor, yani turkcesi ona biz dostluk demiyoruz. zira dostluk denen sey samimiyet uzerine kurulur, oyley-mis gibi yaparak, soyley-mis gibi olarak yurutulen sey de dostluk degil yapaylik kumpanyasidir anca.

    simdi ornekle aciklayalim durumu: gunun birinde x ve y adinda iki dogru birbirlerini bir noktada kessinler ve bunlar t zamanda birbirlerini sevip arkadas olsunlar, gel zaman git zaman paylasilan seylerin yogunlugu artsin ve 2t zamanda da bu iliskinin adi dostluga donussun. beraber super vakit gecirilsin, gezilsin tozulsun vs. sonra x arkadasimiz bir gun super birsey basarsin, burnunun uzerinde amuda kalkabilsin mesela, iste bu durumda y arkadasimizin gercekten hissettikleriyle x'e soyledikleri arasinda fark varsa, yani icinden "ulan ben niye yapamadim bunu, niye o yapti da ben yapamadim, benim burnumun bundan nesi eksik?" cumlesi gecerken x'e soyledigi sey "aabii supersin be oha super sevindim" ise, yandi gulum keten helva sevgili dost bocekleri. y'nin yaptigi sevin-mis gibi yapmak yapayligin kralidir, gecmis olsun.

    ya da diyelim ki x arkadasimiz burnunun uzerinde amuda kalkmak uzereyken, o noktaya gelene kadar bir ton seyi yapmisken son anda bi aksilik oldu ve operasyon basariyla tamamlanamadi, x yere yigildi. x'in aklindan gecen sey "ulan sictik y duymasa bari rezil olucaz simdi" ise, keten helvayi burda da yakiyoruz. burda yapay olan sey x'in verdigi tepki degil, iliskinin icinde olan rekabet halinin olusturdugu yapayligin bir sonucudur.

    ornekleri cogaltmak mumkun elbette ama sabahin 6 sinda daha fazla kicimdan ornek uyduramiyorum, o yuzden bunlarla idare ediniz.

    velhasil kelam, yapaylik oyle veya boyle hepimizin ucundan kiyisindan bulastigi biseydir ama nerde ne kadar kullanildigi onemlidir, patrona gulumseyebilirsiniz ama burun uzerinde amuda kalkabilmek de onemli biseydir, unutmayiniz.
  • yapaylık, kişiliklerimizi çarpıp çoğaltmaya yarayacak bir yöntemdir.

    oscar wilde (the picture of dorian gray)
hesabın var mı? giriş yap