• ks. yatili ilkogretim bolge okulu
    (bkz: yibolar yari$iyor)
  • genellikle doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerinde açılan asimilasyon yuvaları.
    (çok kötü düğmesi altta soldan üçüncü düğmedir)
  • (bkz: pio)
  • kafaları sıfıra vurulmuş birsürü erkek çocuğu koşturur bu okulların bahçelerinde. kızlar daha sakin, daha hüzünlü dururlar genellikle. kocaman bahçeleri olur bu okulların, yaşlı ağaçları, vaktiyle tarım uygulama derslerinin yapıldığı düzenlerinden belli olur. sınıflarda daima üzüntü, özlem ve terkedilmişlik kokusu vardır. çocuklarla sevgiye dayalı bir aşinalığı olmayanlar ter ve sidik kokusu da der buna. yibolar devletten öğrenci sayısına göre ödenek aldıkları için okullara öğrenci çekmek için çok çaba sarfederler. köylerden çocuklar toplanıp getirilir, büyük şehirdeki yoksul ailelerin çocukları getirilir, shçk tarafından sokakta yaşayan çocuklar, uçucu madde bağımlısı çocuklar getirilir.

    okulların neden gerekli olduklarını yıllardır çözememiş biri olarak ailelerinden 7 yaşında ayrılıp buralara gelen çocukların isteksilziğini anlamakta güçlük çekmedim hiçbir zaman. ben o yaşlarda ayakkabımı bile bağlayamazken bu çocukların gümlük hayatlarını organize debildiklerini görmek hayranlık uyandırıcıydı. her yibo'nun bir dokunulmazı vardır. şereflikoçhisar yibo'nun dokunulmazı da 7 yaşında bir çinçin bebesi olan kel kafalı burak'tır. herkes dersteyken bu çocuklar kafalarına göre çıkarlar başka takımların maçlarına girerler, diğer sınıflara pencerelerden bakarlar, kampüs içindeki binaları dolaşırlar, cam kıararlar, araba çizerler, hiçbir şey yapamazlarsa kendilerini sakatlarlar, kıdemleri kafalarındaki kırıklardan anlaşılır. aradan uzun bir süre de geçse sizi sevmişlerse anımsarlar ve gelirler:
    - örtmenim ben seni tanıyom.
    - nerden tanıyorsun?
    - siz burda toplantıdayken ben camdan içeri düşmüştüm de sen beni hemmşireye götürmüştün.
    - hayat nasıl gidiyor burak?
    - örtmenim hıdırlıktepeye(çinçin bağları) otel yapmışlar.
    - benim haberim yok. soruma yanıt vermedin ama.
    - yapmışlar örtmenim. ben burdan kaçıp mafya olucam. polat alemdar olucam ben. sonra o oteli soyup birsürü silah alırım kendime. sonra da gelip örtmenimi, bekçiyi öldürücem. annemle babamı da öldürürüm belki de.
    - kurtlar vadisini nerde seyrediyorsun sen?
    - örtmenim şurdaki balkona tırmanıyorum onlar seyrederken seyrediyorum. hıdırlık tepeye otel yapmışlar örtmeniimm, kocamanmış, çok pahalıymış.
  • yemesi içmesi bol okul
    yenilen içilen barınılan okul
  • yakında foseptik çukuruna düşen öğrenciyle de astarı görünmüş okullardır. yetiştirme yurtlarında da devlet maddi olarak birçok şeyi sağlıyor belki ama sevginin, evin, annenin ve kardeşin yerini hiçbir şey tutmuyor. şimdi eşitlik adına eşitsizliğin en büyüğüdür bu okullar bence. yatılı okul özellikle de küçük yaşta yatılı okul isterse en iyisinden olsun fiziki olarak öğrenciyi çok iyi yetiştirse bile ki psikolojinin eşlik etmediği yetişmişlik beş para etmeiyor tecrübelerle sabit, bir insanın en doğal ve kaçınılmaz ihtiyacı olan anneden uzak geçirilen bir süredir en başta. belki avukat doktor ve yönetici oluyorsunuz ama tıpkı başka ailelere verilen çocuklarda sonradan görülen tüm eksikler gibi bu çocuklar da eksikli yetişiyorlar, yarımlanıyorlar, ruhları bedenlerinden soyunuyor. en azından anne sıcaklığından yoksun.

    iyilik yapacağınız bir fakiri ayağınıza çağırmak gibi birşey bu. oysa istanbulda yaşayan bir çocuğun evinde büyümesi nasıl haksa bu da o kadar hak. evinde büyümek.
    avustralya modelinde 50 li yıllardan bu yana coğrafi güçlükler yüzünden erişilmesi zor yerlerde eskiden radyo dalgalarıyla uyguladıkları sistemi şimdi internet üzerinden uyguladıkları sistemi inceleyebiliriz. bana göre sosyalleşme evlerdeki kardeşler ya da kasabadaki çocuklar arasında kısmen sağlanır ama kendi yatağının güveni ya da anne sıcaklığı sizce tamamlanabilir mi? ben sıra bir kuyucu olarak piaget nin erikson un teorilerine ve birçok psikiyatrın analizlerine bakınca çocukları taşımalı sisteme değil bizi çocuklara taşımalıyız derim.

    "it is human to have a long childhood; it is civilized to have an even longer childhood. long childhood makes a technical and mental virtuoso out of man, but it also leaves a life-long residue of emotional immaturity in him."

    — erik homburger erikson (1902-1994

    erikson's basic philosophy might be said to rest on two major themes: (1) the world gets bigger as we go along and (2) failure is cumulative. while the first point is fairly obvious, we might take exception to the last. true, in many cases an individual who has to deal with horrendous circumstances as a child may be unable to negotiate later stages as easily as someone who didn't have as many challenges early on. for example, we know that orphans who weren't held or stroked as infants have an extremely hard time connecting with others when they become adults and have even died from lack of human contact.

    school age: 6 to 12 years

    ego development outcome: industry vs. inferiority

    basic strengths: method and competence

    during this stage, often called the latency, we are capable of learning, creating and accomplishing numerous new skills and knowledge, thus developing a sense of industry. this is also a very social stage of development and if we experience unresolved feelings of inadequacy and inferiority among our peers, we can have serious problems in terms of competence and self-esteem.

    as the world expands a bit, our most significant relationship is with the school and neighborhood. parents are no longer the complete authorities they once were, although they are still important.

    . adolescence: 12 to 18 years

    ego development outcome: identity vs. role confusion

    basic strengths: devotion and fidelity

    up to this stage, according to erikson, development mostly depends upon what is done to us. from here on out, development depends primarily upon what we do. and while adolescence is a stage at which we are neither a child nor an adult, life is definitely getting more complex as we attempt to find our own identity, struggle with social interactions, and grapple with moral issues.

    our task is to discover who we are as individuals separate from our family of origin and as members of a wider society. unfortunately for those around us, in this process many of us go into a period of withdrawing from responsibilities, which erikson called a "moratorium." and if we are unsuccessful in navigating this stage, we will experience role confusion and upheaval.

    a significant task for us is to establish a philosophy of life and in this process we tend to think in terms of ideals, which are conflict free, rather than reality, which is not. the problem is that we don't have much experience and find it easy to substitute ideals for experience. however, we can also develop strong devotion to friends and causes.

    it is no surprise that our most significant relationships are with peer groups.

    sadece 6-12 ve 12-18 yaşlarındaki aşamalara bakıldığında yani yıbolara denk gelen yaşlar hangi duyguların geri gelmez bir biçimde zedelendiğini görürüz. ama bizim en büyük huyumuz garip bir naiflikle önce yapıp snra düşünmektir.
  • zamanında işi eğitim bir olan hocamız, taşımalı eğitim denen mallığın ancak türkiye'de olabileceğinden bahsetmişti.

    şimdi yibolar, ibo olunca haklıymış diyorum.her gün, eğitimin başka alanlarına aktarılması gereken kaynağı insan taşımak için kullanacaksınız, süper fikir. tam mevcut hükümete uygun bir çözüm olmuş ayrıca, artık hiç tecavüz haberi almayacağız!? içim rahatladı.

    gerçi kızlarını okutmayan, okulları seks yuvası gören, üç-beş sapığın yaptığıyla koca sistemi yaftalayanlar ancak köy yerinde olur sanıyorduk, meğer sözlükte de varlarmış. sözlükteki yarım akıllılara da bu bağlamda selam ederim.
  • terör örgütünün açıktan saldırmakta olduğu okullardır.

    cahilleştirmek türkiye' de işe yarayan genel bir sistematik anlaşılan. köy enstitülerini kapattılar, yerine cemaat yurtları yerleşti. eğitim alanların eğtiim tohumları ekmesi engellendi, pozitif bilimlerin yerini şeyhlerden şıhlardan alınan dini eğitim karşıladı

    cahillikten beslenen bir örgüt için de durum basit.

    eğitim gören (yibo' ların mevcut durumunu savunmak gibi bir derdim yok... durum çok ama çok kötü bunu hepimiz biliyoruz.) çocukların eğitim görmesini engellemek de pkk' ya militan yetiştirecek.

    devlet? zaten koyvermiş gitmiş yibo' ları....
hesabın var mı? giriş yap