• hannah arendt eichmann için şöyle demiştir: "fazlasıyla nomal, ortalama, hatta basmakalıptı: sıradan bir devlet memuruydu. dünyanın en sıradışı cinayetlerinden sorumlu bu adam, bunları olabilecek en sıradan güdülerle, iyi bir vatandaş olma isteği, terfi etme gayreti, görev duygusu ve nezih toplum inancıyla işlemişti. eichmann da kötülük bir ihlal, bir yasatanımazlık ya da bir kuraldışılık değil, tersine daha baştan yasaya boyun eğmekti. herkesi şaşırtan da buydu: şeytani bir zekayla falan değil, inanılmaz bir bayağılıkla konuşuyordu eichmann;idam edilmeden önceki son söleri bile, yasaya uymanın verdiği kıvancı yansıtan klişelerle doluydu."
    arendt'e göre kudüsteki davanın öğrettiği buydu:
    eichmann tüm dünyaya kötülüğün ürkütücü, akıl almaz, dile getirmesi zor bayağılığını göstermişti ve kriminal ilkelere göre örgütlenmiş bir toplumda bu bayağılık dünyaya, insanın doğasında var olan tüm kötücül güdülerin toplamından daha büyük bir felaket getirmişti.***
    "eichmann kudüs'te: kötülüğün bayağılığı üzerine rapor" 1963 (eichmann in jerusalem: a report on the banality of evil)
  • 1960 yılında israil istihbarat teşkilatı tarafından arjantin'de yakalanarak israil'e kaçırılan ve kudüs'te yargılanan otto adolf eichmann, hannah arendt 'e "kötülüğün sıradanlığı" (banality of evil) kavramını icad ettirten adamdır. soykırım sırasında gestapo yahudi ofisi yöneticisi olarak avrupa'nın her tarafından getirilen yahudileri toplama ve imha kamplarıa nakletmekle görevli olan eichmann, mahkemede, kendisinin sadece yasalara uygun davranan, devletin verdiği görevleri yerine getiren bir yurttaş olduğunu söyler. eichmann'ın savunması sırasında kullandığı jargon, dili sığ ve sıradandır. sürekli basmakalıp cümleler, bürokratik bir dil kullanır. arendt onun "klişe olmayan tek bir cümle bile kurmaktan aciz" olduğunu söyler. arendt'in eichmann'da gözlemlediği tek şey "kör bir itaat" duygusudur. onun davranışlarını yönlendiren şey aptallık değil, düşüncesizliktir" (thoughtlessness). bu düşünce yoksunluğuna arendt şu örneği verir:
    "(eichmann) asla ne yaptığının farkında değildi. polis soruşturmasını yürüten bir alman yahudisinin karşısında aylarca oturup içini dökmesi, tekrar tekrar ss'de niçin sadece teğmen rütbesine kadar yükselebildiğini, terfi edememesinin kendi suçu olmadığını açıklaması tam da bu hayal gücü yoksunluğunun sonucuydu... onu dönemin en büyük suçlularından biri haline getiren -asla aptallıkla aynı şey olmayan- saf bir düşüncesizlikti." (eichmann in jerusalem: a report on the banality of evil", 287-288)
    arendt, bunun üzerine, eichmann'da gözlemlediği bu sıradanlık, ne yaptığını bilmeme, düşünememe ve yargılayamama halini "kötülüğün sıradanlığî" olarak adlandırır. eichmann davası, ahlaki ve politik yargının insan yaşamındaki merkezi önemini düşünmesine vesile olarak, arendt'in hayatında önemli bir dönüm noktası yaratacaktır.
  • gestapoda yahudi departmaninin basinda uzun sure final solution ile ugrasmis ve en sonunda kudusteki mahkemesinde hakime "neden ben, o zamanlar herkes yahudileri olduruyordu" seklinde savunma yapmis kisi..
  • nihai çözüm'ün baş mimarı nazi subayı.

    adolf eichmann'ın yakalanışı

    nazi almanyası'nın çöküşünden hemen sonraki günler ve haftalar içinde yahudi kıyımındaki en büyük sorumlulukları taşıyan önemli reich şefleri, yöneticileri bir anda ortadan kayboldular. herkesin paçasını kurtarmaya çalıştığı bu bozgun dönemi halen giz perdesi ile örtülüdür. olay, 1959'da bir yaz gecesi avusturya tepelerinde başlar. o gece, avusturya sınırının az ötesinde üç adam kayaları tırmanmaktadır. gecenin ortasında bir ses "teslim olun, yakalandınız" diye bağırır. adamlar ateş açarlar. çevredekler karşılık verir. adamlardan biri ölür, diğer ikisi yakalanır. bu olay savaşın sonundan beri gizlenen nazi ss subaylarının hala saklandıkları yerelerden çıkıp almanya dışına kaçabildiklerinin kanıtıdır. yakalanan iki kişi hiç nazlanmadan konuşur. gizli örgütler, gizli sermayeleri, kaçış yollarını, saklandıkları yerler hakkında her şeyi anlatırlar. bu soruşturmaların belgeleri 1959 yazının sonunda israil haber alma örgütünün eline geçer. birkaç gün sonra bir adam cumhurbaşkanı david ben gurion'un karşısına çıkar. "eichmann'ın arjantin'de gizlendiğinden eminiz, peşine takılabilir miyiz?" der. bu adam israil haber alma örgütü'nün* başkanı isser hakatan'dır. başkan hemen yanıtını verir: "ölü ya da diri, hemen getirin."

    peki kimdir eichmann, neden bu kadar önemlidir? bu adam, hitler ve göring tarafından "yahudi sorununa son çözümü getirmek" için görevlendirildiği zaman harikalar yaratmış bir adamdır naziler için. iğrenç görevini yerine getirikenen berbat cellatların işgüzarlığını, acımasızlığını göstermiştir. eichmann, auschwitz kampını yetkinleştiren kişidir. milyonlarca erkeği, kadını, çocuğu sıkılmadan acımadan ölüme yollamıştır. "bir gün mezara 6 milyon yahudiyi öldürmüş olmanın mutluluğu ile mezara gireceğim" der. adolf eichmann, 1959'da beyaz gömlek, kravat, pardesü ve yüzünü gizleyen fötr bir şapka ve bıyıklar ile arjantin'e indiğinden beri 15 sene geçmiştir. eichmann gelir gelmez arjantinli yetkililerin hoşgörüsü ile karşılaşır. nazi örgütleri kendisine yeni bir iş, emin bir sığınak, yeni bir ad ve yeni bir kimlik kağıdı bulur. o artık bolzano'da alman bir anadan doğmuş, makinist ricardo klement'dir. eichmann bu adla karısı vera'ya 1951'de bir mektup yollar. çocuklarının ölü bilinen amcasının yaşadığı bildirilir. vera kocasının yazısını hemen tanır, gerçeği çocuklarından bile gizler. onlara babalarını yeğeni ricardo amcanın kendilerini arjantin'e çağırdığını söyler. kuşkuları üzerine çekmeden yasal yollardan pasaport çıkartır. gizli nazi örgütü de bir yandan izleri karıştırır. 1952 haziranında vera ile üç çocuğu evlerinden ayrılır. 28 temmuz günü arjantin'e varırlar. 15 ağustosta trenle trucuman garına inerler. orada onları gösterişsiz giynmiş, yavaş yürüyen eichmann karşılar. çok zaman geçmiştir. bu yüzden eichmann izinin bulunamayacağını, cezalandırılamayacağını düşünmektedir. ama kader de onlarla beraber yola düşmüştür bile. isser hakatan onun arjantin'de olduğunun haberini almıştır bile. pek yakında adı açıklanmayan başka bir israilli de tanıyacaktır onu. bu israilli, michel bar-zohar, kitabında şöyle anlatır: "24 şubat günü karım ve oğlumla bir kahveye girmiştik. çay söyledik, bu sırada içeri gülerek gelen neşeli bir alman grubu girdi. içlerinden biri cebinden bir mektup çıkardı ve neşeyle sallamaya başladı. pul kolleksiyoncusu olduğumdan zarfın üzerindeki pullara bir göz attım, avusturya puluydu. birkaç hafta sonra postayla gelen bir israil gazetesini açtığımda eichmann'ın resmi ve onunla ilgili bir yazıyla karşılaştım. karımla ben o adamı hemen tanıdık" diye yazar anılarında. eichmann'ın arjantin'de olduğu böyle saptanır. henüz nerede oturduğu bilinmemektedir, ama isser'in arjantin'e yolladığı en iyi ajanlar fazla zaman kaybetmeden onun yerinide bulurlar. israilli ajanlar ricardo klement'in evinin tam karşısındaki eve yerleşirler. görevleri onu yakalamak değil onun eichmann olup olmadığını kesin olarak öğrenmektir. adam sokağa her çıkışında boy boy resimleri çekilir, filme alınır, filmler fotoğraflar banyo edilir edilmez hemen israil'e postalanır. belgeler orada uzman bir ekip tarafından titizlikle incelenir. yine de israilliler, onun eichmann mı klement mi olduğundan emin değillerdir. 1960 yılının 20 mart günü beklenmedik bir olay israil ajanlarını kesin bir sonuca götürür. ricardo klement, o gün eve gitmeden önce çiçek alır. bu çiçek demeti karşıda adamın her hareketini izleyen ajanların birinde, eichmann dosyasını su gibi bilen bir şefte bir çağrışım yapar: 21 mart 1960 - 21 mart 1935. bu çiçek evlilik yıldönümü armağanıdır. o akşam isser'in tel aviv'deki masasının üzerine bir telgraf düşer: "adam bizim adamımız, hemen harekete geçilebilir" 1960 nisanının başında eichmann'ı yakalamakla görevli birlik buenos aires'tedir. ekip dört israilli, iki arjantinli olmak üzere altı kişiden oluşmaktadır. plan açıktır; eichmann yakalanacak, israil'e götürülecek ve yargılanacaktır. bu planın gerçekleşmeyeceği bir durum olursa arjantin'de vurulacaktır. 11 mayıs günü öğleden sonra saat 14:00'da bir durum saptaması için ekip toplanır. eichmann 18:30'da işten eve dönerken kaçırılacaktır. olağanüstü bir rastlantı ajanların işini kolaylaştıracaktır. arjantin 1960 mayısında bağımsızlığının 150. yıldönümünü kutlayacaktır. bu nedenle abba eban'ın başkanlığında bir heyet güney amerika'ya gidecektir. israil hükümeti, el al hava yolları israil - arjantin seferinin o gün yapılacağını açıklamıştır. israil haber alma örgütü bu özel uçağın israil'e eichmann'la birlikte döneceğini ummaktadır. saat 18:29'da ricardo klement, evine en yakın otobüs durağında iner. yürümeye koyulur. hava karamaya başlamıştır. kavşakta, bir araba kaldırıma yanaşmış beklemektedir. az ötede kaportası kaldırılmış ikinci bir araba, başında da arızananın nereden kaynaklandığını bilmediğinden canları sıkın olan üç adam durmaktadır. ricardo klement arabanın yanına vardığında adamlar üzerine çullanırlar. klement'i arabanın içerisine atıp arkaya yatırırlar. toplam 22 saniye süren bu operasyon başarılı geçmiştir. araba, ıssız yollardan eichman'ı gizleyecek villaya varır. orada ajanlar almanca "kimsiniz?" diye sorarlar. klement, "ben adolf eichmann'ım. israillilerin elinde olduğumu biliyorum" der. ertesi gün bir telgraf cumhurbaşkanı ben gurion'a iletilir: "eichmann elimizde"

    20 mayıs günü el al'ın resmi uçağı arjantin'e iner. israil heyeti çıktıktan sonra uçak bir hangara götürülür. hava yollarının şefi uçağın acil olarak israil'e dönmesi gerektiğini bildirir. hemen uçuş hazırlıklarına geçilir. eichmann'a uyuşturucu maddeler verilir, üzerine de viski serpiştirilir. böylece içkiyi fazla kaçıran bir arkadaşların taşırmış gibi yaparak uçağa binerler. ertesi gün ben gurion, knesset'in karşısına çıkar heyecanını gizleyemediği bir ses tonu ile "israil haber alma örgütünün, az önce 6 milyon avrupalı yahudinin öldürülmesinden diğer nazi şefleriyle birlikte sorumlu, en büyük nazi canilerinden birini, adolf eichmann'ı bulduğunu bildirmek isterim, yakında yargılanacaktır" der.

    sonra olanlar için: http://www.youtube.com/watch?v=fv6xbevozhu

    ek: merak edenler, yukarıda yazılanlarla bağlı olarak çekilmiş olan eichmann filmini izleyebilirler.
  • israil hukuk tarihinde yargilanip idam cezasi infaz edilen ilk ve tek kisidir.
  • sorgulamalarına tanıdık bir ismin, ephraim elrom'un da katıldığı kişidir. elrom, eichmann'ı, mahir çayan da elrom'u sorgulamıştır. sonra hiram abas ve mehmet eymür, mahir'in arkadaşlarını sorgulamıştır. daha sonra mahir'in arkadaşları, 26 eylül 1990 sabahı, hiram abas'ı sorgulamışlardır...
  • kendisi savaş sırasında ss'in tren yollarının sorumlusudur. öncelikle avrupa yahudileri'nin ölüm kamplarına gönderilmesini organize etmiş ve bu arada pek çoklarının trenlerde ölmesini sağlamıştır. arendt'in kitabında ve başka bazı belgelerde esas dikkatleri çeken, eichmann'ın sıradan bir memur olmasının yanında, aslında azılı bir antisemit olmadığı gerçeğidir. hatta nazi almanyasında antisemit mevzuat yürürlüğe girip de, yahudiler için tehlike çanları çalmaya başladığında bazı yahudi arkadaşlarının yurtdışına çıkmasına yardımcı olmuştur. yani antisemit olmayan biri dahi, milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olabilir arendt'e göre. işte bu yüzden kötülüğün ne kadar banal olabileceğinin çarpıcı bir kanıtıdır eichmann.
  • israil'deki davasının hakimine af dilemek için yazdığı mektup yayınlanmış geçenlerde. içeriği arendt'in kötülüğün sıradanlığı kitabında tarif ettiği eichmann'dan beklenen şeyler 'ben emirlere uydum, ben sadece bir enstrümandım, kararları ben vermedim' vs. şeklinde.

    uluslararası hukuk derslerimde slobodan miloşeviç'in davasından görüntüler izlemiştim, miloşeviç davanın başından sonuna kadar 'kötü' bir insanın portresiydi: kabaydı, uslubu çirkindi, bağırıp çağırıyordu, ne mahkemeye, ne savcıya ne de tanıklara azıcık olsun saygısı yoktu. inanın miloşeviç'in saf kötülüğü beni eichmann'ın sıradanlığının yüzde 1'i kadar rahatsız etmedi. dünyada miloşeviç kadar saf kötünün sayısı az, oysa her gün iletişim kurduğumuz bir araba insan da dahil olmak üzere milyonlarca potensiyel eichmann var çünkü.
  • yargılandığı süreçte kendini "ben sadece üstlerimin bana verdiği görevleri yerine getirdim" deyince hakim ona " siz bir bayan sekretermiydiniz yoksa bir nazi subayı mı diye sormuştur " savaş sona erince sahte pasaportla önce avusturyaya oradan da arjantine kaçmıştır. orada multinational bir firmada sulama uzmanı olarak çalışmış ve guney amerikaya kaçan nazileri örgütlemeye çalışmıştır. izini kaybettirdiğine emin olunca karısı ve çocuklarını arjantine getiren eichömann karısının doğum gününde elinde çiçekle karısını ziyatrete gidince mossad tarafından yakalanmıştır. izini bulan nazi hunter ise eichmann ı tamamen tesadüfi bi şekilde avusturya da bi arkadaşına gelen mektuptan bulmuştur.
  • son sözleri aslında şöyledir:
    "long live germany. long live argentina. long live austria. these are the countries with which i have been most closely associated and i shall not forget them. i had to obey the rules of war and my flag. i am ready"
    yani
    "çok yaşa almanya. çok yaşa arjantin. çok yaşa avusturya. bunlar en yakından bağlandığım ülkelerdir ve onları unutmayacağım. savaş ve bayrağımın kurallarına uymak zorundaydım. hazırım"
hesabın var mı? giriş yap