• bu fiili kim nasıl uydurmuş merak ediyorum. "aval aval bakmak" ifadesiyle bir ilişkisi olduğu açık ama "aval aval"ın nereden geldiği de meçhul. yansıma ses olduğunu da dikkate alıp avanak yerine avalah diyen bir gümüşhaneli, avalak diyen bir kastamonulu, avak diyen bir kırşehirli, avanah diyen bir tokatlı da pek tabii uydurmuş olabilir diyerek geçebiliriz.

    tdk ikilemenin avel avel şeklinde de kullanıldığını gerekçe göstererek fransızca 'avale' ile ilişkili olabilir diyor. kelimenin "bunak, beceriksiz" gibi anlamları olduğunu iddia ediyor ama ben böyle bir şeye fransızca sözlüklerde rastlayamadım.

    yine fransızca "aval" sözcüğünün aşağı, alt gibi çağrışımları var. ingilizce 'avale' sözcüğü de bu çağrışımları destekliyor. düşmek, alçaltmak vs. gibi yan anlamları da türemiş. belki bununla bir alakası olabilir. bir çeşit finansal güvence anlamındaki avalın konuyla alakası yok.

    fazla şans vermesem de benim alternatifim "appal" ya da "appall" sözcüğü. en çok "dehşete düşürmek, korkutmak" anlamlarıyla kullanılıyor. tam anlamı ise "benzini attırmak, benzini soldurmak" (benzin değil lan beniz) çünkü solgun, renksiz anlamındaki 'pale' sözcüğünden türemiş. ancak mal, bön, şaşkın anlamları ise ilgili gözükmüyor.
  • şaşkınlıktan sersemleşme durumu.
  • böyle bir durum karşısında tuhaf hissetmektir, işlemcide devre yanması olarak baş gösterir, bünyede anlık kalp durması yaratabilir, bu tarz duygu birikimlerinin tümüne kısaca afallamak denilebilir.
  • "sözcüklerin tükendiği yerde nihayet bir keder çökmüştü üstüne, ama bu kederle nasıl baş edeceğini bilemiyor gibiydi, onu sümkürüp atmatı denedi, ama geri dönüp boğazına takılıyordu o keder, hem de gözyaşlarıyla birlikte ve o zaman da kaldığı yerden devam etmek zorunda kalıyordu. her tarafına sıvaştırıyordu, öyle olunca her zamankinden de pis olmayı başarıyor, bu sefer de şaşırıyordu: "tanrım! tanrım!" diyordu. hepsi bu kadar. ağlaya ağlaya kendi sınırlarına dayanmıştı, eli kolu tutmaz olmuştu ve bu yüzden karşımda öylece afallayıp duruyordu." louis-ferdinand celine - voyage au bout de la nuit

    (bkz: donakalmak)
    (bkz: kanı donmak)
    (bkz: salozlaşmak)
    (bkz: şaşkınlıktan sersemlemek), şaşmak/@ibisile
  • bu aralar sözlük yazarlarının herkeslere yapmak istediğini gözlemlediğim, göt etmek tadında kullanılabilen garip durumları anlatıcı fiil.
  • beş altı yıldır tanıdığım bir arkadaşın akape'nin bir ilçe teşkilatında yönetici olduğunu öğrenmemle bugün düştüğüm hali ifade eden bir sözcüktür bu. hayır akapeli arkadaşım olmayacak diye bir şey yok. ki milli görüş/milli gençlik vakfı orjinli olup akapede mevzi tutmuş arkadaşlarım da var ama bu arkadaş iyice şaşırttı beni. bir de eşimdi batakta kalakaldım elimde kağıtlar. seçmen ziyaretine bile gitmiş. artık türbana da girerse şaşmamak lazım.*
  • caylak moduna dusunce yasanan hal, sok olmak.
  • (bkz: afal)
  • ing.
    düşmek
    (bkz: fall)
hesabın var mı? giriş yap