• "ortakoyde balik yemeyi bilmem cunku ortakoy istanbulda" -- mehmet emin, 4. sinif, kutahya
    "bogazda gun batimini gormedim, burada bogaz yok" -- yaprak solmaz, 6. sinif, cape town
    "lalelide bir halt yemedim, cok uzakta" -- coskun bekir, universiteli, san francisco

    ornekleri cogaltabiliriz, bende bu tip roportajlarin, soylesilerin tillahi var. ama kisa yoldan tumevarim yapalim ve kibarca soralim: kuzum kucukken sizi ankarada insaata mi cektiler de sadece istanbula ozgu oldugu apacik olan, asiri spesifik ornekleri ankaralinin bilmedigi sey diye siraliyorsunuz israrla?

    sozlukte envai cesit ulke ve sehir gormus bir suru insan var; bunlar kalkip "ocak ayinin ortasinda 30 derece sicakta yagmur yagarken okyanusa girmeyi" istanbullularin bilmedigi seyler ezikliginin altina yigiyorlar mi? karayiplerin guzelligi diye baslik acarsin, yaparsin sefani, kimseyi de dellendirmezsin.

    hem ankarali marti bilmez ne demek kardesim; sayenizde o kadar cok okuz gorduk ki diger hayvanlara sira gelmedi tabii.

    neyse, asil kanima dokunan ankara - istanbul karsilastirmasinda (bu konuyu ankara vs istanbul diye dile getiren yuzeysel ibibiklerin yaninda) bizim "tasra" tarafininin yenik kalmasi degil. bundan gocunan yok; istanbul parasi olan icin daha renkli bir sehir, parasi olan ankaralinin goreceginden daha fazlasini sunar imkani olana.

    ama bazilari oyle bir gazi aliyorlar ki istanbulu anlatirken (ankaralilarin bilmedigi seylerin istanbulun tanimindan ibaret olmasi da ozellikle vahim) sanirsiniz reha muhtar 16.yydan bildiriyor. yok efendim cok kozmopolit gercek bir metropolmus, kulturler corbasiymis, ankarali ne anlarmis uygarliklarin kesisme noktasindan vs vs... e tabi "dunyanin incisinde" yasiyorum diye kicini kaldirip new york'a, los angeles'a, melbourne'e, st petersburga, lubnan'a, kudus'e gitmezsen, istiklal caddesindeki kiliseye bakip bakip iste kulturler corbasi diye kendini avutursun. yahu 12 kusur milyonluk bir sehirde azinliklarin toplami --hani kurtleri azinliktan saymiyoruz ya-- 100 bin rakaminin cok asagisinda kaliyorsa -ki matematigi de gozlem yetenegi kadar kit olanlar icin belirtelim bu yuzde birlik sinirin altindadir- o sehre nasil kozmopolit denir ben cozemedim? haa kozmopolitten kasit sosyo-kulturel farkliliksa (edit: sosyo ekonomik demek istemisim galiba), bu duruma da cesitlilik demek epey iyimserlik olur. hani gitmemis, yasamamis olsak, bir nebze milliyetcilik damarimiz kabarsin diye, gurur duyalim diye hosgorucez ama bu kadar da aptal yerine konulmaz arkadasim.

    gunumuz istanbul sehrinin kulturunu belirleyemenlere yardimci olalim; begenseniz de begenmeseniz de engin ardicin da dedigi gibi 1 milyon sehirli turkle, 11 milyon lumpen turkun sehridir istanbul; bu acidan ankaralinin bilmedigi ne var? evet ankarali bogazi bilmez, ama unuttugunuz istanbul nufusunun yuzde 15inden fazlasinin da birakin arada sirada gelip gezip tozmayi, bir kez bile bogazi gormemis oldugu gercegidir. 2 milyon istanbullu eder bu, ya da "istanbul metropolunun koylusu".

    bilakis istanbullunun bilmedigi demeyelim de gunluk hayatta pek yuzlesmedigi birsey olan "devletten gecinenler tayfasi" var ankarada ek olarak. [elbette lumpeni bin kere tercih etmeliyiz ne de olsa onlari o hale sokan bu rutbe-mevki asigi sinif degil midir]

    neyi goremiyormus ankarali sonucta; gavurun cukuyle gerdege girer gibi zorla duzenledigimiz ermeni konferansini mi, acilmayan ruhban okulunu mu, 6-7 eylulde defedilen "kozmopolitan sehir artiklarini" mi? tek fark, bunlar ankarada hic yoktu (hitit mitit demeyin gozunuzu seveyim, hangi ankarali hitit hakkinda tek satir yazi okumus, gundelik hayatinda hitit kulturunden izler barindiriyor? su amblem krizi olmasaydi hitit ne onu bile bilmezdi cogunluk), istanbul ise sonradan "turklesti", ama bizim nesiller bu degisimi coktan kacirmistir zaten. anne babalarimiz bile yetisemedi.

    istanbul basligina yazmistim, daha bu yuzyilin basindaki nufus sayimina gore koca sehrin yarisi gayrimuslim. (turk murk degil, musluman gayrimuslim ayrimi var). bugun onlardan kalanlar, yani eski istanbul kulturunu tasiyanlar, yokolmaya yuz tutmus bir avuc ihtiyar. bunlarin arkasindan gelen yeni bir nesil de yok, gocup gidince tamamen yokolacak bir kultur bu.

    canim nasil biz martilari belgesellerden gorup "la la la nasi ucuyo la bu, bizim keciler gibi ama havada olanindan" diye muhabbet yapiyoruz bozkirin ortasindaki cadirlarimizda, siz de tarih kitaplarindan okursunuz istanbulun kozmopolit oldugu gunleri.

    bunlari dedim de aklima geldi. oda arkadasim gecen haftaya kadar meksikaliydi, sonra tekrar bir sirp oldu. ev sahibim moldovyali, kocasi rus. ust komsum japon, yan komsularim tayvanli, zenci bir amerikali ve bir hintli. is arkadaslarima, dostlarima ise hic deginmeyelim, kimin ne mali oldugu belli degil. ama yanlis anlamayin, burada kozmopolit bir ortam yok; hepimiz tuketim kulturunun bayrak sallayan, televizyon seyreden, alisveris arabalari suren koleleriyiz. renk, dil, din, irk ayri ama kiyafetler, odenecek faturalar, kullanilan arabalar (suv mi demeliydim?), kredi karti ekstreleri hep ayni. buna da uygarlik diyor bazilari,hayirlisi. dur ben sunu sinoplularin bilmedigi seylere yazayim; hadi corum, zonguldak, karachi, guney dakota desen neyse de ne anlar sinoplu suv'lerden, uygarliktan?
  • genel olarak ankara'lıların ankara'dan hiç ayrılmadığı önkabulüyle tespit edilen şeyler. doğru tabi, burada tekerlek icat olmadı daha.
  • nikaragua'nın gayrisafi milli hasılası. en azından ben bilmiyorum. bilen varsa söylesin.
  • metrobüs denen çağdaş işkence makinesinde sıkışmaktır mesela, öyle ki memlekete dönülünce aştinin merdivenlerini öpesiniz veyahut semtiniz otobüslerindeki fortçu abilerin elini sıkasınız gelir, hiç olmazsa iki dirsek darbesiyle onları etkisiz hale getirecek yer mevcuttur çünkü...dar anlamda istanbulla karşılaştırıldığında, her gün işe-okula yetişilmeye çalışılıp, sadece geçişlerde, bonus günlerde veya pazar gezmelerinde görülebilen boğaza, tarihi güzelliklerine nazaran, kafasına her estiğinde şehrin her yerine ulaşabilen fantastik insandır ankaralı, ister karanfilin kalabalığına karışır-dosta uğrar kitapların içinde kaybolur ya da öğle vakti gider cici pikniğine mis gibi dönerini yer, bahçelisi, sakaryası, tunalısı-yok etmek isteyenlere inat- kuğulu parkı hep tek vasıtadır, isterse kaleye çıkar, eski meclise uzanır, isterse suluhanda, anadolu medeniyetlerinde saatlerini geçirir paşa keyfi ne derse artık...elinde olanla da gayet mutludur; efkarlanınca ille deniz kenarı aramaz, iki telefon yeter dostları çağırmak için, istanbulun tartışılmaz bir güzelliği de olsa tüm şehirlerin ayrı yeri olduğunu bilir; yazı bekler büyük bir heyecanla, türk usulü karpuzunu-mangalını kapar gider barajına, hamakta keyif çatmaya, hemen dönmesi gerekiyorsa atlar gider amasraya, biraz daha fazla uzaklaşabilecekse vurur fethiyeye, kaşa- kalkana...kıssadan hisse, şimdilerde arabada 5 evde 15 ya da angaranın bağları ile yozlaştırılıp pavyon kültürüne mahkum edilmeye çalışılsa da, hala her bahtı karanın görmek istediği, yoktan var edilmiş şehirdir, müzeyyen senarın sesidir; ayaş yollarından aşıp da gelen, ayva çiçek açtığında umut filizlerini yeşerten...varolsun taşın toprağın ankara...
  • $ehrin ortasindan polis olmayan yunuslarin da gecebiliyor olmasi.
  • ankaralıların bilmedikleri bir çok şey vardır. di mi canım? şimdi ankaralı trafik bilmez. neye göre kime göre arkadaşım? sorarım ben bunu. new york göre? sivas a göre? biliyorum kasıt istanbul da. vapur nedir bilmezler. hatta vıpı derler, şekerli bir çerez zannederler onu. martı diye bir kış varmış, simit yermiş. ankarlılar bunu da bilemezler. ankara da kuş denince arabalardan zıplayarak kaçan serçeler, yürüyerek uzaklaşan güvercinler vardır. balık ekmek de bilmezler. biz ankara da zaten sürekli keçi peyniri ve armut yiyoruz. arada bir de ekmek arası döner. kaşar maşar yok ama bir de dönerin üzerinde olacak imkansız. köprü de bilmez bu insanlar. yağmur yağdığında sokakların yanından akan suların üzerinden atlar bu halk. köprü ne ola ki? sarı ışıkta kornaya basan sürücüler konusuna gelince, ankarada kırmızı da geçilir efenim sarıya ne gerek var. ben trafikte hiç sarı ışıkla karşılaşmadım. bir de derler ki canlı şehir nedir bilmezler diye. ilk yazığım maddeue dön geri. yorma beni. taksiciler her yere götürür iki sokak ileri olsa bile. ibne taksici bilmez ankara halkı. şimdi de en önemli mkonu yürüyen merdiven de sağda durmak. metro yerin 7 kat dibinde değil ki . çıkarken bir ömür harcayasın, zamandan kazanmak için koşturasın. neyse ne diyordum hiç bişi bilmez bu ankara halkı. yazmadan geçemeyeceğim, vapurla kadıköyden beşiktaş a gitmenin zevkini bilemezlermiş.

    edit: uzun zaman sonra baktım ki ankarada da ibne taksici çokmuş.
  • sozunde durmamak ve hatta yalan konusmak ankaralilar'in bilmediklerindendir. cunku, ankara insani saglamdir, efendidir.
    (bkz: sozum meclis ten disari)
    (bkz: tbmm)
  • -manasiz bir sekilde kentleriyle ovunmeyi bilmezler..
    -bok varmis gibi "marti da marti" diye otmeyi bilmezler..
    -"her yokusu inince mutlaka deniz gormeliyim" vik vik diye otmeyi bilmezler..
    -eger 3-4 nesildir ankarali degillerse "ankaraliyim" diye ovunmeyi bilmezler..
    -cantayi sandalyeye asar asmaz calinabilecegini bilmezler..
    -"kordon da kordon, aman efendim kordonun bok kokusu" diye aglasmayi bilmezler..
    -herkesten farkli isimler taktiklari seylerle ovunmeyi bilmezler, efendi gibi simite simit derler mesela..
    -ha bir de en onemlisi "la" ve "bebe" demeden sovmeyi bilmezler..

    kesmedi devam editi:
    -kendi insa etmedikleri seylerle ovunmeyi bilmezler..(atakuleyle ovunen bir ankara bebesi henuz gorulmedi ama koprudur, bogazdir, camidir, muzedir, bardir, caddedir ottur coptur diye diye ovunen baska sehirliler cok goruldu)
    -karda- buzda yururken salak gibi ikide bir dusmeyi bilmezler..
    --10'lara -15'lere ezelden alisik olduklarindan soguktan-ayazdan donmayi hic bilmezler..
    -ortamlarda lafi hemen ankaranin guzelliklerine getirmeyi bilmezler..
    -uzaktayken ozlediklerinde bunu kutsal ayetlermis gibi ona buna zorla durtmeyi bilmezler..
    -velev ki ankara'yi ovuyor olsunlar, bunu baska sehirleri asagilayarak yapmayi bilmezler..
  • her yeri ısrarla özellikle istanbul'la kıyaslama gerekliliğini anlayamazlar dolayısıyla başka şehirlere ve insanlarına da ezik muamalesi yapmayı bilmezler!
hesabın var mı? giriş yap