• ispanyol atasozudur :
    "understando mosquito guitarre, non understando tamba tumba lesse!..."
  • kamer genç'in söyleyemediği atasözü.
  • deli saçması sayıklamaları şatafatlı cümleler ile anlatıp ondan sonra bu cümleyi kullanan akıl hastalarına itibar gösterilmesi, hele hele debe’ye falan sokulması sözlüğün ve ülkenin durumunu çok güzel özetliyor. bu zırvaları bir de dini öğretiler ile harmanlıyorlar ki o evlere şenlik. yok kalp gözü, yok enerji, yok nur boyutları bilmem ne.

    2022 yılında hiçbir bilimsel temeli olmayan bu zırvaları içine konu ile alakası olmayan bilim insanlarının adlarını da dahil ederek yutturmaya çalışan insanlar ya sahtekardır, ya da akıl hastası. savunmaları da "anlamıyorsan zaten anlayacak kalp gözün kapalıdır, enerjin negatiftir, nur boyutların bloke olmuştur" gibi çürütülemez iddialar oluyor. sonra da bu cümleyi kuruyorlar: anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az

    neye bu kadar sinirlendin derseniz, ilgili yazı şu. gerçekten üşeniyordum ama içindeki zırva ve safsataları tek tek yazacağım:

    1. klasik dilde "kalbin körlüğü" olarak ifade edilen, altbeynin düşük titreşim frekansına bağlı olarak içinde bulunduğu algı darlığı olgusu vardır ki, körlüğün en vahimi de işte budur.

    yanıt: alt beyin denilen şey o değil. düşük titreşim frekansı diye bir şey yok.

    2. evrensel hakikatlerin tamamı altbeynin ile idrak edilir. üstbeynin(zihnin) bu idrakte en ufak bir dahli yoktur. üstbeyin ancak idrak edileni akli kalıplara ve kelama döker ve onları tasnif eder ki, bu şekilde ortaya çıkan öğreti çok boyutlu hakikatin kendisi değil ancak onun iki boyuta indirgenmiş bir suretidir; tıpkı canlı bir sahnenin siyah beyaz fotoğraf çekimi gibi. üstbeynin/korteksin elinden gelen ancak budur.

    yanıt: evrensel hakikat tanımı yapılmamış, ama entry boyunca anlatılan zırvalardan bahsediliyor muhtemelen. üstbeyin bir anda parantez içinde zihin kelimesi ile birlikte gelmiş. zihin denen şeyin ne olduğu, nasıl çalıştığı bilimsel olarak halen net bir konu değil, ama bu net olmayan konu hakkında saçma sapan şeyleri gerçekmiş gibi anlatma hakkını vermez. sonrasındaki çok boyutlu hakikat, onun iki boyuta indirgenmiş hali falan konuları 2500 yıllık platoncu saçmalıklar.

    3. hakikat ehlinin sözlerini idrak etmek mi istiyorsunuz? altbeyin olarak o ilmin ve marifetin edinildiği algı seviyesine çıkacaksınız, bunun başka hiçbir yolu yoktur. isterseniz bir kamyon dolusu kitap okuyun, yine de faydası olmaz; hatta zararı olur. kafa ve kalbi daha beter karmaşaya itersiniz. başka da bir şey olmaz.

    yanıt: kalbin vücutta tek bir işlevi vardır, o da vücuda kan pompalamaktır. kafa ile kalbi karmaşaya itmek falan, bunlar düpedüz zırva.

    4. bu nedenle atalarımız "anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" demişlerdir. zira ilgili algı seviyesine çıkan kişiye en ufak işaret yeter. mana derhal kalbine düşecektir. o seviyeye çıkamayana ise sözler kifayet etmez.

    yanıt: hah, işte en sevdiğim şey bu. zırvaları sırala, ondan sonra anlamadıysan bu zırvalara sahip olmadığın için anlamadın. bu mantığın "evrende her şey patatesler tarafından yönetilir, bunu anlayamıyorsan patates gözün kapanmış demektir. kitap okuyarak falan düzelmez, patates blokajını kaldırman ve patates gözünü açman lazım" savından bir farkı yok. çürütülemez, yanlışlanamaz bir iddia. bilimsel olarak bir iddia eğer böyle ise, çöptür.

    5. altbeynin iki türlü yükselişi vardır:
    - yalnızca enerji boyutları itibariyle
    - hem enerji hem de nur boyutları itibariyle

    yanıt: daha önce de söyledim, alt beyin öyle bir şey değil. ayrıca ayrı yazılıyor olum o, birleşik değil. ikinci olarak, enerji boyutu diye bir şey yok, zırva. nur boyutunu tanımlamamış arkadaş, yazının gerisinde de tanımlamıyor. zırva.

    6. birinci yoldan yükselişte, yükseliş miktarınca madde ve enerji boyutlarının sırları keşfolunur. bunlar saf bilgi, hissiyat olarak altbeyince idrak edilir. daha sonra bu bilgiler üstbeyin ile sistematik olarak kelam kalıplarına dökülür ki, biz buna "bilim" diyoruz. evet batının biliminin dahi kaynağı madde ve enerjisi seviyesinden de olsa altbeynin açılımıdır. batı biliminin ana kurucuları hep altbeyin açıklığı olan kimselerdir. mesela newton'un aynı zamanda simyacı ve büyücü olduğunu biliyor muydunuz?

    yanıt: daha önce de söyledim, enerji boyutu diye bir şey yok, dolayısıyla sırları da yok, dolayısıyla hala ne olduğunu doğru düzgün söylemediğin ve yanlış yazdığın alt beyince de idrak edilmez. bilim olarak tanımladığın şeyin de bununla ilgisi yok. hah, neredeyse yazıdaki tek doğru şeyi söyleyecektin ki yine patladın: evet, newton ne yazık ki enerjisinin yarısını simya, incil'deki şifreler gibi saçma sapan şeylere harcadı. ama bu onu simyacı ve büyücü yapmaz, sadece vaktinin yarısını zamanının popüler zırvalarına harcamış bir bilim insanı yapar. bu zırvalarla uğraşmasaydı belki bilime olan katkısı şimdikinden de kat kat fazla olacak, dünya bir 100 daha ileride olacaktı.

    7. ikinci yoldan yükselişte ise enerji boyutlarına ek olarak nur yani melekût boyutu da açılır ki, varoluşun asıl gayesine erilmiş olunur; çünkü nur boyutunu açmak kişiye allah'ı bilmenin ve insan-ı kamil olmanın yolunu yapar.

    birinci yol karanlık yoldur(dark side) ve deccalın ekolüdür. ikinci yol ise aydınlık(nur) yoludur ve peygamberler ve evliyanın ekolüdür.

    yanıt: burada dini şeylere dalınmış, çok girmek istemiyorum. inanan inanır, ama basit dini öğretileri böyle zırvalarla harmanlamaya gerek yok.

    8. bugünkü batı işte bu nedenle tek gözlü bir deccal hükmündedir. evet maddenin sırlarını keşfetmiş üstün bir dehası vardır; ilmi vardır; teknolojisi vardır; gelişmiş bir toplum yapısı vardır; ama melekût boyutunu görmesi gereken sağ gözü kördür. bu nedenle meselenin en özünden yani evrenin var ediliş hikmetinden yani marifetullahtan yoksundur(marifetullah= allah'ı bilmek ve tanımak).

    yanıt: hemen düzeltelim. batı, bu tarz zırvalarla bu aralar doğuya göre daha az vakit kaybetmektedir.

    9. doğu zorunlu olarak biraz geriden gelmektedir. zira hem enerji boyutlarının hem melekûtun açıklığını sağlamak, aynı zamanda bunları kelama dökecek üstbeyin(zihin) gelişmişliği elde etmek daha çetrefil bir iştir. misal, kara kovan balının yapımı daha uzun sürer; çünkü arılar hem peteği hem de balı yapmak zorundadırlar. zirai kovanlara ise balmumundan yapılmış sahte petekler konur; böylece arılar hızlıca bal yapımına girişirler. ancak elbette her açıdan kara kovan balı daha üstündür.

    doğu da kara kovan arıları gibi geriden geliyor; ama gelince tam gelecekler. doğunun en dinamik ve çalışkan arıları ise elbette türklerdir; türklerin öncülüğünde geliyorlar...

    yanıt: doğu bu zırvalarla daha fazla vakit kaydettiği için geriden gelmektedir. arılı örneğin konu ile ilgisi yok. türkler konuya nasıl dahil oldu anlayamadım.

    özet: kalp gözüm açık olmadığı için deccal tarafından kandırıldım. pişmanım. blokajımın kaldırılmasını nur enerjisi boyutumun açılmasını talep ediyorum.
  • biraz daha argo sekilde ** "anlayana sivrisinek saz anlamayana sazi soksan az" diyede soylenebilecek orjinal atasozu.
  • "for those who understand the mosquito sounds like a turkish string instrument but for those who don't understand even the drum and the ethnical trumpet is not sufficient" şeklinde tercüme etmeye çalıştığım sözdür *
  • anlayana sivrisinek saz anlamayana ne soksan az seklinde bir söylenişi de olan atasözü.
  • ilkokulda öğretmenlerin bolca kullandığı sinir bozucu söz.
  • (bkz: anlayana bir cümleyle yaz, anlamayana kitap bile az)

    bu da benim özlü sözüm altan!
hesabın var mı? giriş yap