• annenize zamaninda cok dertlenmissinizdir ama sonra bir farketmissiniz ki yalniz yasiyorsunuzdur ve siz de elinizdeki kavanozlari atmaya kiyamiyor haldesinizdir. bakiyorum da ev duzenime, aliskanliklarima...ayni annem olmusum.
  • kola sevmeyen kadına , ''her gün'' 2,5 litrelik coca cola aldırır.

    ulan anamalcılık sen nelere gebesin.

    +gene bir litre bedava çıktı.
    -annecim ! bırak artık kendini yedin bitirdin kavanoz alacağım diye.bak babam senin kola paran için ek işte çalışmaya başladı.!!!!!
    +kaldı bir kapak
    - (!?!!?) anne bak babam evi satacakmış.
    +inşaallah yeşilinden gelmiştir.
    -annecim bugün avukat geldi babam sana boşanma davası açmış.yüklü miktarda nafaka istiyor.
    +kavanozları almasa bari.
  • içi lezzetli yiyeceklerle dolan bir meraktır bu efendim. reçel olur, salça olur, çemen olur, bal olur, baharat olur, baklagil olur, şeker olur...olur da olur...artık kavanozlara başka bir pencereden bakmaktayım. kavanoz deyip geçmemek lazımmış...düşünüyorum da annem bu meraktan vazgeçerse mümkün mertebe aç kalırım ben.
  • tam tersi bir durum da söz konusu olabilir.
    - ya anne, ben turşu kurucam, lahana vakti geldi çattı
    - aman, bi kavanoz turşu yiycem diye neden döküntü tutayım evde gidersin, alırsın turşuyu..geçer gider.
    - ya anne, pişirdiğim şeftali reçelini koymak için kavanoz ayırmıştım ben buraya??
    - attım onu ben, attıım..
    - anne manyak mısın yaa?!!! neden atıyosun!!
    - ne gerek var kızım döküntüye, git al reçel ne istiyosan.

    saç baş yoldurur bu kadın. üç kilo şeftali reçelini konu komşuya dağıttım.
  • farklı şehirlerde yaşanıyorsa ve size kavanozla reçel, türlü vb. yiyecekler gönderiliyorsa önem kazanan meraktır. çünkü kavanozları sağ salim eve geri götürmeniz gerektiği size sık sık hatırlatılacaktır.
  • tursu, recel ya da buna benzer seyleri yapicam diyerek annelerin bulduklari tum kavanozlari saklamasi ve onlari sahiplenmesiyle olusan aliskanliktir. atmaya kalksaniz attirmaz. cok yer kaplar ama gene de atmazlar.
  • genetik bir hastalıkmışcasına anneden yalnızca kızlarına geçen ve hatta sadece belli bir yaşa eriştikten sonra görülen merak.

    kuru erzağınızı karınca istilasından korumak için, kızartma yağını saklamak için, sokaktan aldığınız zeytinleri koymak için, şekeriniz, çayınız ve dahi kekik, nane ve tarçınınız için biriktirir, biriktirir, biriktirirsiniz. şu an mutfakta bir dolap boş kavanoz dolabı olarak görevini ifa etmekte, bir diğeri de saklama kabı dolabı. tencereler isyana hazır, "içiçe oturtuyorsun bizi, olmaz ki canım böyle küçük büyük hepimiz birarada" diyorlar.

    ha, unutmadan; taşınırken başınıza büyük bela açacak meraktır ayrıca kendisi.
  • cok kutsi bir merakmis meger. bosuna bok atiyormusum zamaninda sekli semali bile duzgun degil, hem de kucucuk bir sey, ne geregi var simdi bu salca kavanozunun diye.
    hazirlanan tursunun, recelin nereye konacagini dusunmus olabiliyorsun bazen ve hatta usenmeyip kavanoz gerektirebilecek her turlu bakliyat icin ozel kavanoz almis olabiliyorsun tek tek hesaplayip sayiyla. ama misal tavuk hasladin suyu kaldi!!! nereye koyacaksin arkadasim onu???! buzdolabi dedigin de hangar degil ki tencereyle beraber koyasin her seferinde. dolayisiyla onceden kavanoz istiflemek gayet macgyver usulu bir seymis, bilememisim degerini.
  • şöyle ki : uzak şehirlerde yaşasanız dahi açtığı telefonlardan birinde mutlaka tembih eder.
    - gelince alıcam o kavonozlarımı * atma sakın!
  • zamanında önlem alınmaması durumunda çöp ev sahibi olma yolunda hızlı adımlarla ilerleneceğinin garantisi olan meraktır...
hesabın var mı? giriş yap