• hatunlarin icindeki "rekabet" duygusunun bir ciktisidir.
    pic dedigin adam nedir?
    herkesle takilan, koyup birakan vesaire.
    biz erkek olarak saniriz ki bu adam cekici olamaz.
    olur.
    nedenk?
    bu adamin her yeni kari kiz macerasindaki hatun aslinda $ansini denemektedir.
    bir iddiasi vardir.
    nedir o iddia?
    bu adam icin "ben", bu sefer "kalici" olacagim.
    bunu becerirse hatun, bu pic dedigimiz adamin mazideki tum ili$kilerindeki kadinlari "yenmi$" olur.
    pe$inde oldugu da aslinda budur.
    kendisi farkinda olmasa da.
  • ne kadar eğitimli, tecrübeli, akıllı, sağduyulu vs. olunduğunun önemi yoktur. çok az insanın dark triad bir karakterin cazibesine karşı bağışıklığı bulunur. işleri insan psyche’si olan profesyoneller bile ağlarına düşer zaman zaman. hatta kişiliğiniz ne kadar sağlamsa, ne kadar bilgiliyseniz, ne kadar akıllıysanız, o kadar ışıltılı ve bu avcıların hedefi olmaya o kadar yakınsınız demektir.

    her şeyden önce, kişi kendinden bilir. yani kendi vicdanınızı, empati alışkanlığınızı ve ahlaki eğilimlerinizi karşınızdakine projekte edersiniz. siz ne kadar “iyi” bir insansanız, karşınızdaki de gözünüze o kadar iyi görünür. bu da sizi bu tür yırtıcılar için uygun bir av yapar. “the sociopath next door” adlı kitabında dr. martha stout der ki başlıbaşına “insan” olmak, yani vicdan sahibi olmak, kişiyi vicdan yoksunu muhataplarına karşı savunmasız bırakır. karşımızdakinin bizden çok farklı kodlanmış olduğunu, pişmanlık ya da empati gibi duygulardan yoksun bir manipülatör olduğunu görmemiz, buna ikna olmamız için ciddi bir re-programming gerekir.

    bu talihsiz eğilimin bir başka nedeni de geçmiş yaralarınızdır. bir şekilde bilinçaltınızda sevgiyi istismarla ilişkilendirecek bir travmanız varsa bunu suistimal edecek birileri muhakkak çıkacaktır.

    fakat bütün bunlardan da önce, dark triad tipler en ilkel dürtülere hitap ederler. vücut dilleri, konuşmaları, yaklaşımları, özgüvenleri vs. “iyi birer eş” olacakları izlenimini yaratır arkaik bilincimizde. “eş” derken evlilik gelmesin aklınıza. en primordial haliyle soyunuzun devamını bu karakterlerle sağlamak istersiniz. michael corleone’yi düşünün... ya da dr. gregory house’u, hatta batman’i... hepsi dark triad karakterlerdir ve hepsi ilgimizi gıdıklar. ışığa uçan pervaneler gibi güle oynaya gideriz felaketimize...
  • polonyalı, 26 yaşında intihar ederek ölen, rafal wojaczek (2016 yılında jango adlı sözlükçü tarafından doğru isim verilmiştir) adındaki şair, bunun güzel bir örnegidir. adam alkolik ve kendi şiirinden başka dünyada hiç bi şeyi (kendini bile) önemsemeyen arızanın biridir. ne var ki kadınlar ayaklarına kapanmaktadırlar. sex pistolsun junky sid'i veya hasta tipli çürük joe'su misal, aynı oranda kadınlar arasında ilahlaşmış arızalardır. (bunlardan çok var lan)

    gerçek hayatta da bu olay dogrulanır. nice güzel mi güzel, zeki mi zeki hatun kişi tanırım ki, kendilerini önemsemeyen ve tuhaf alışkanlıkları olan, salak arızalar peşinde heba olurlar. hatta onlardan daha arıza konumlara gelirler. neyse ki, erkeler akıllıdır. arızalı kadın sevmezler. bu yüzden, "arızalı tiplere asık olma"nın kadınsal bi hastalık oldugunu idda edip, hatta kalıcı ruhsal bozukluk yaratmasından yola çıkarak, adet sancısı ile ilişkilendirmekteyiz. (biz evet)

    editella: erkekler arasında da, inatla arıza sahibi kadınlar arasından, helal süt emmiş bakire çıkartmaya hevesli bünyeler tanıdım geçen yıllarda, bir mana veremedim. arızalı birini alıp, aşkla hanım kız yapmazsın ki, nerden geliyor bu heves? bu nasıl bir egodur hem? bilemedim.
  • bu konuda yorum yapmadan önce arıza tip profilini incelemekte fayda var.

    arıza erkeği ele aldığımızda karşımıza şöyle veriler çıkabiliyor.

    arıza erkeklerin geçmişinde genellikle kendilerini yaralayan bir veya iki kadın vardır. bu aldatılmak, terkedilmek veya platonik aşk olabilir. zaman zaman da hepsi. bu durum erkeği karşı cinse kadar agresif ve hırslı yapar. bir çeşit aşağlık psikolojisi. birlikte olduğu kadınları mutsuz ederek bir nevi geçmişinden intikam alır. ancak bu deniz suyu içmek gibidir içtikçe daha çok susatır.

    ne yazık ki arıza erkeğin bu agresifliği mazoşist ruha sahip kadınları cezbeder. tıpkı aşk nasıl mantıksızsa - itiraz edecek kişi bana birini kendinden daha fazla sevmenin mantığını anlatsın- bu etkilenme güdüsü de mantıksızdır. muhtemelen sıradanlığa düşmekten korkan kadınlar, arıza erkeklerin msn logu tutmayan hayatlarındaki hareketliliği çekici buluyordur. ki zaten belirli bir yaşı aşıp da heyecandan daha öncelikli arayışlara sahip olan kadınlar da bu tip erkeklerden uzak durmaktadır.

    şimdi gelelim arıza diye tabir ettiğimiz erkeklerin kadına ne verip ne veremeyeceğine.

    bir kere çoğunluğu iyi sevişir. zira yukarıda da yazdığımız gibi cinsellik onlare için güç gösterisidir. yatakta partnerlerini tatmin ettikçe kendilerini güçlü hissederler. bu tip erkekler, yapışmaz, kokmaz, iz bırakmazdır. seviştikten sonra arayp rahatsız etmez kadının peşine düşmezler. bu açıdan tek gecelik ilişkiler için biçilmiş kaftandırlar.

    bu erkeklerin kafasında ütopik bir kadın vardır. muhtemelen geçmişinde takılı kaldığı kadınla aynı özellliklere sahip hayali bir kadın. içten içe o kadınla birlikte olmak istediklerini düşünüp kendilerini kandırırlar. zira geçmişte aşık oldukları kadın dahi gelip sarılsa onlar için değişen bir şey olmaz.

    bu tip erkeklerle birlikte olunulabilir ancak onlara sahip olunamaz. eminönü'ndeki tüm kuymucuları gezip altın bilezik bakabilirsiniz ama yeterli paranız yoksa accecorize'den çakma boncuklu bir bileklik almak zorunda kalırsınız.

    aslında bu erkeklerin istediği kendileriyle birlikte olan kadınların istediğinden pek farklı değildir. çoğunluğu kendilerine hükmedecek bir eş arayışındadır. en azından kendisiyle çatışacak bir kadın. zira bu erkeklerin karakteri çatışma ve kavgadan beslenir.

    kadınlara karşı umursamaz davranırlar ve çoğunlukla bunda samimidirler. kıskanç değillerdir. ancak koruma içgüdüleri gelişmiştir. kavgacı yapılarından olsa gerek birlikte oldukları kadının tehlikede olduğunu düşündüklerinde koruyucu olurlar.

    kadınlara küçük sürpiz veya zestler yaparak kafa karıştırırlar. bu dengesizlik kadının kafasında acaba yola gelebilr mi? fikri yaratır. zaten kadınların bir bölümü de vahşi bir hayvanı evcilleştirmenin hazzını yaşayabilmek için bu tip erkeklerle ilişkisini sürdürür. ne yazık ki sonuç çoğu zaman hüsrandır.

    genellikle gelgitli bir ruh halleri vardır ne istediklerini tam olarak bilemezler. çevresindekileri şaşırtmak onlar için zevkli bir oyundur. özellikle aşağlamayı severler, bu onların güce karşı olan zaafiyetlerinden kaynaklanır çoğu zaman.

    bu erkeklerle ilişki sürdürülmez. aldatmayı zayıflık ve hata olarak algılayacakları için aldatmazlar belki ama pat diye hiç bir şey söylemeden gidebilirler. kendilerince bir mantık ve adalet kurguları vardır bu kurgunun dışına çıkılmsını sevmezler. şikayet etmezler, hayatlarına müdahale edilmesinden hazetmezler. bu tip erkekler yeteneklidir, tembeldir, dikbaşlıdır, aksidir - bik bik bik gider daha bu -

    alkol gibidirler gece eğlenceli saatler geçirmenizi sağlarlar ama sabah kendinize geldiğinizde başınız ağrır.
  • ahmet altanin psikolog bir arkadasi ona "herhangi bir yerde tum erkeklerin gozu oraya yeni giren bir kadinin uzerine odaklaniyorsa o kadinda borderline personality disorder olabileceginden supheleniyorum" demis. o da aktuelde uzun bir yazi yazmisti bu konuyla ilgili..
  • herşeyi değiştirip çok güzel, ya da çok iyi yapabileceğini sanan -ekseriyetle- dişilerde görülen eğilimdir bu. yukarıda yapılan oyuncak arabayı tamir etme çabası benzetmeden de öte, durumu bire bir betimleyen bir tasvirdir. bozuk oyuncak arabayı gören eğilimli kişi, hazine bulmuşçasına sevinir önce*. bütün arızaları giderecektir*, arızalı arkadaş (araba) ona âşık olacaktır, herşey çok güzel olacaktır. oysa durum böyle gelişmez çok zaman, arızalı şahıs arızasıyla barışık şekilde yaşamayı benimsemiştir, değişmeye pek niyeti yoktur, ve hatta memnundur bu halinden gizliden gizliye. bu onun hayat tarzı, imajı, karizması olmuştur. arızalı tiplere aşık olma eğilimi içinde olan kahramanımızın ise asıl istediği bu arızayı kökünden gidermek midir yoksa önemli olan gidermeye çalışırken alacağı haz ya da acı mıdır*, bilinmez. söz konusu bozuk oyuncak arabanın bir parçasını tamir eder, bir diğer parçası elinde kalır. tam "bu sefer oldu derken, araba hararet yapar. inat, arızalı tiplere aşık olma eğilimi içinde olanın en büyük gazıdır, ama arızalı tip'in inadı daha güçlü çıkar çoğu zaman, sırf kendisini iyi etmeye çalışan biri olduğu için iyi olmak istemez*, amma velakin yarın öbür gün, iyi olup olmadığı hiç umrunda olmayan bir insanın ilgisini elde etmek için bütün arızasını halının altına süpürüp, deri değiştirebilecektir. bunu gören arızalı tiplere aşık olma eğiliminde olan kahramanımız ya "sikerim böyle aşkın ızdırabını" diyerek hem bozuk oyuncak arabasından hem de erkek milletinin cümlesinden vazgeçecek*, ya da uktesini* başka arızaları iyi etmeye çalışmakla giderme yoluna gidecektir ki, her durumda, gelecekte eğilimini üçe katlamış bir arıza olarak karşımıza çıkacaktır.
  • tamamen psikolojik olan ve insanın içindeki iyileştirme güdüsünden kaynaklanan durumdur.
  • kökünde annelik içgüdüsünün olduğunu tahmin ettiğim daha çok kadınlarda rastlanan bir durum. aşık olunan kişi başlangıçta arızalı olduğunu belli etmeyebilir, edebilir de. ancak tanışıldıkça bu kişinin uğradığı haksızlıklar, başına gelenler, acıları, yaraları aşık olanda acıma duygusuyla karışık hayranlık doğurur. dış dünyanın kötülülükleriyle mücadale etmekten yorulmuş, başını dik tutmuş, bu marjinal, bu yaralı ve boyalı kuşun şefkate ve sıcak bir yuvaya ihtiyacı vardır. bunlar dişi kuş tarafından sağlandığında boyalı ve yaralı kuş saadete kavuşacak, boyalarından arınacak, yaraları iyileşecek ve ömür boyu yardım meleğine aşık ve müteşekkir olarak ideal bir eş olacaktır.

    ancak yaşanılanlar böyle olmaz. boyalı kuşumuz arzalı bi tip olduğundan bütün arızaları paratoner gibi üstüne çekmiştir. aslında normalden daha fazla haksızlığa uğrayan , normalden daha mağdur biri değildir. başına gelenler onun tercih ettiği, seçtiği durumlardır. acınılası bi durum da yoktur, karakteri kaderi olmuş biridir sadece.

    arızalıya aşık olan tip bu durumu algılamasına bağlı olarak değişen bir sürede farkeder ama son pişmanlık fayda etmez . o da artık arızalı bir tiptir. umduğunu bulamamış, hayatı ıskalamış, gönül yorgunu biri olarak yaşamına devam eder.

    bu eğilim; müthiş öğretici, yıpratıcı, yorucu, dinamik, monotonluktan ve aynı zamanda huzurdan uzak, sabrın sınırlarını zorlayan bir yaşama önderlik eder.

    bu ilişkide kimin daha arızalı olduğuna karar verilemez.

    (bkz: manik depresif)
    (bkz: hem kırıcı, hem kırılgan insanlar)
  • evlilik ve flort uzerine annelerin "eli ekmek tutan efendi cocuk teorisi"nin yikicisidir.
    ama gercektir. yoksa itu'ye nur yagardi...
    kendim ya$ayarak biliyorum.
    yelda diye bir kiz vardi lisede, gozleri ye$ildi. biz o'na hallenirken o ite kopuga hayrandi.
    isim gercektir.
  • utanmadan bi de "bütün arızalar/psikopatlar/rahatsızlar beni buluyo yaa" diyen tiplerdir..genelde hatun kişilerdir. "manyak mısın kızım madem farkındasın bu heriften bi bok olmayacağının, ne kasıyorsun hala" dendiğinde "yaa......öyle de...........üff bilmiyorum" diyerek insanı sinir eden tiplerdir..

    (bkz: adamı deli etmeyin)
hesabın var mı? giriş yap