• sözlerini yazan arkadaş uçmuş, ben yazayım tekrardan:

    asfur talli mni şşibbek we elli yâ lûlû
    xabbini 'andek xabbini daxlek yâ lûlû

    iltillu inta min wayn alli mi n hudud i-ssemâ
    iltillu câyi min wayn elli min beyt-il cîrân
    iltillu xayef min mîn elli min-afas girbân
    iltillu rîşatek wayn elli farfatha zemân

    nizlet 'axaddu dam-a we cnâhâtu mitkiyyi
    we thadda bilard we kal beddî imşî we ma fiyyi
    dum mâytu'â kalbî û sâr yitwacc'a 'ala cruhatu
    kbel mâ ykesseri-ilhabs itkesser sawtu wi cnâhâtu

    türkçesi:

    bir kuş baktı pencereden
    "lulu" diye seslendi
    "beni yanında sakla, sakla beni
    ne olursun lulu"

    "sen neredensin" diye sordum ona
    "göğün sınırından" dedi
    "nereden geliyorsun" dedim
    "komşunun evinden" dedi
    "kimden korkuyorsun " dedim
    "karga kafesinden " dedi
    "tüylerin nerede" dedim
    "zaman uçurdu " dedi

    bir damla gözyaşı süzüldü yanağından
    kanatları büküldü
    "yere sağlam basıp kendi yolumda yürüyeceğim" diyordu

    onun yaralı hâli gibi
    kalbimin yaraları da acı veriyordu bana

    zindanın demirlerini kıramadan
    kesildi sesi, kırıldı kanatları

    not: arapca sarki sozlerindeki duzeltmme icin evet o bendim'e tesekkurler.
  • marcel khaleife'nin tasavvuftaki gül-bülbül aşkından etkilenerek yazdığı filistinli bülbülün komşu güle duyduğu “umutsuz” aşkı konu alan omayma el khalil'den müziksiz haliyle dinlenmesi gereken insanın kalbine dokunan eser.hikayesi ise şöyledir ;

    tasavvuf edebiyatının en güzel anlattığı; belki de bülbül ile gülün aşkıdır. birçok şiire, güzellemeye, ağıda konu olmuştur, kavuşamayan bülbülün güle duyduğu “umutsuz” aşk. bülbülün duygulu sesinin sebebi de zaten bu bitmeyen hasretliktir. ve her zaman yaralar gülün yüreğini. ancak gülün kalbini yaralayan sadece bülbülün güzel sesi değildir bu kez.

    ses; kana bulanmış bir coğrafyadan gelmektedir. birilerinin kana buladığı memleketinde tutsak düşmüştür bülbül. bülbül (asfur), filistinli bir gerilladır marsel khalife’nin ağıdında. gül (lûlû) ise “komşu” diye geçer ağıt boyunca. ağıt; tutsak düştüğü kargu kafesinden bülbülün güle yakarışı ile başlar.

    “bir bülbül baktı pencereden
    lûlû diye seslendi
    beni yanında sakla sakla beni
    ne olursun lûlû”

    yaralı kuşa uzun uzun bakar gül. onun yakarışı parçalar yüreğini. derdine derman olmak ister. nereden olduğunu sorar bülbüle. bülbül, özgürlüğünün nasıl “komşu” tarafından elinden alındığını anlatır. “göğün sınırında” yaşarken nasıl kafese sokulduğunu, neden yaralı olduğunu ve tükenmiş bedenini. marcel khalife’nin dizelerinde şöyle dile getirir gül;

    “sen neredensin diye sordum ona
    göğün sınırından dedi
    nereden geliyorsun dedim
    komşunun evinden dedi
    kimden korkuyorsun dedim
    kargu kafesinden dedi
    tüylerin nerede dedim
    zaman uçurdu dedi”

    yorgun düşmüştür bülbül. seneler var ki özgürlüğünü kovalamıştır. ama artık bitkindir. zamanın uçurduğu tüyleri, bükük kanadı vardır. ve utanmıştır senelerdir ulaşamadığı yârinin karşısına bu şekilde çıktığı için. geride bıraktıkları vardır hem; ulaşılamamış yâr ve hürriyet. gül de fark etmiştir bunu. hemen yetişir bülbülün imdadına. güç verir ona. güneşi görmeye çağırır onu. “hürriyet rüzgarının esintisini yüzünde hissetmeye”. bülbül uyar gülün dediklerine;

    “dedim ki korkma çık
    doğacak güneşi gör
    baktı, ufka
    parlayan güneşi gördü
    hürriyet rüzgarının
    dalgalarına kapıldı”

    bülbül toparlar sonunda. öleceğinin bilincindedir. “yine de değer” der o güne kadar yürüdüğü yolda bir adım daha atabilmek için. ne de olsa adımladığı yolun sonudur hürriyet. onun için bir adım daha önemlidir halkı için. nasılsa gül yeni bülbüller yaratacaktır. ve her biri hazır olacaktır hürriyet kavgasına;

    “bir damla gözyaşı süzüldü
    yanağından
    kanatları büküldü
    ‘yere sağlam basıp kendi yolumda yürüyeceğim’ diyordu”

    atar adımını...gül izler son bir kere onu. yüreğini dinmez bir acı kaplar. onun hissettiği acılar kalbinde yankılanır. son bir çığlıkla anlatır bülbülün ölümünü...

    “onun yarası gibi
    kalbimin yaraları da
    acı veriyordu bana
    zindanından demirlerini kıramadan
    kesildi, kırıldı kanatları”
  • filistin'e dair yazilan en guzel sarkidir.
  • sanıldığı gibi filistin e değil, lübnan a ithafen yazılmış; marcel khalifeh ve oumeima el khalil in sesinden pek bi güzel dinlenen şarkı.
  • bazen arapça bilmesen de onu anlayabilirsin. işte o sıradışı anlardan biri budur..

    asfur sevgilidir.
  • uçup giden sevgilinin ardından yakılan bir ağıttır aynı zamanda asfur...
  • filistin'e yazılmış bir şarkı...
    "yere sağlam basıp kendi yolumda yürüyeceğim" diyordu
    (bkz: marsel xalif)
  • sözü de, müziği de asfur etkisi yaratan şarkı.

    anlamını okuduğumda (bkz: #8758324) müziğini dinlemiş gibi oldum. anlamını bilmeden, müziğini dinlediğimde ise aynı anlamı alıyordum...

    söz ve müziği ruh ikizi imiş... evlenmişler, daha güzel olmuş...

    (uyumsuz şarkı evliliği için, lütfen bakınız: aşk bu değil)
  • feyruz yorumu çok etkiliyor.

    "beni yanında sakla, sakla beni
    ne olursun lûlu.."

    çok saçma; ama her dinlediğimde uçurtmayı vurmasınlar geliyor aklıma. çok saçma işte.
  • garip bir hava var bu şarkıda; bir anda kedere boğuyor. sözlerini ne zaman okusam, bir damla yaş süzülüveriyor yanağımdan.
hesabın var mı? giriş yap