• berklee 4 seneliktir. tarihinde 4 seneyi 1 senede bitiren iki adam vardır.. bi paco de lucia...digeri kim mi?
  • "müzik beni doğuya ya da batıya değil, yukarı çekmeli" sözü her an kulaklarımda yankılanan büyük müzisyen.
  • ağustos 2000 "jazztimes dergisi", chick corea'ya soruluyor:
    "- sizce şu anda dünyanın en iyi piyanisti kim?
    - belki çoğunuz tanımaz ama bir türk, aydın esen."
  • biz fanilerin sadece agzi acik muzikal orgazmla dinleyebildigi caz piyanosunda dunya capinda adam.
    bir emprovize girisir, bir daha cikamazsiniz.
    5 yasinda ozel cocuk bursuyla piyanoya baslamis 12 yasinda klasikten sikilp caza merk salmis berklee'de okumus.. hele bir de (bkz: neset ruacan) la sahnede oldular mi.. allah allah..
    karisi da muhtesem girtlagiyla olaganustu tatli bir caz singer'i bir amerikalidir: randy esen.
  • "herşeyi bil ne yaparsan yap."
    "müzik bir uzay ise siz de bu uzayda bilinçli kaybolmayı öğrenmelisiniz."

    sözlerini şahsıma söylemiş müzik peygamberi.
  • çoksesli müziğin türkeli'nden çıkan en önemli temsilcilerinden biri olan aydın esen, bestelerinde "klasik ya da çağdaş", "popüler ya da caz" gibi ayrımlar gözetmeyen, "yeri geldiğinde elektronik seslerin geniş paleti"nden de yararlanan örnek bir müzisyendir; uygardır.
  • yalnız müzik değil, bir çok konuda bilgi sahibi olan bir kimsedir. öğrencilerine bazı derslerinde edebiyat, resim, tiyatro gibi sanatın diğer dallarını da anlatır.
    alçakgönüllü olduğu doğrudur, ancak fazıl say hakkında ağır konuşmuştur. "bir ara babası beni aramıştı, benden ders alacaktı, ama olmadı..." bir de, "tamam çocuk bach'ı iyi çalıyor, ama yalnız onları çalmakla olmaz bu işler..." demiştir.
    bir konserinde yalnızca parmaklarına bakarak, çok yorulduğum bir insandır.
    ayrıca living albümünü yalnızca üç günde kaydettiği bilinmektedir.
  • muhteşem yeteneği ve müzik bilgisinin yanında inanılmaz derecede alçakgönüllü ve tatlıdilli olan , müzik ile ilgili sorduğunuz sorulara insanca cevap veren , büyük müzisyen olmasının yanında büyük de bir insan olma yetisini taşıyan piyanist.berklee college of musicde okuduğu sene verdiği konserleri izlemek için gelen öğrencilerin konser salonunun dışına taştığı efsanesi hala anlatılmaktadır.
  • aydın esen’in yaratıcı yeteneğinin gezegen’in fiziksel sınırlarının çok ötesine uzanmış olması bir yana, müziğinin, dinleyicisini “eğitme” işlevi olduğu su kadar berrak bir gerçek. aydın esen’in müziğini dinlemeye başladıktan sonra, bir daha duyduğunuz hiçbir sesi aynı duymazsınız. ilk başta içine girmesi zor gözükse de, bazı albümleri aylar veya yıllar sonra tekrar dinlendiğinde, uzayı katlar, bambaşka yerlere götürür adamı. piano denen enstrümanın biz ölümlülerin henüz aşamadığımız fiziksel zorluklarını henüz çocukluk yıllarında aşmış olduğu için, bizler onun klavyede yapabildiklerini sadece “anlamaya” çalışırız. en hazin olan ise, böylesi bir "değer"in kendi memleketinde yılda en fazla bir-iki konser veriyor olması. ben artık konuya tepkisel yaklaşıyorum ve içinde aydın esen olmayan yerli festivallere gitmeme kararı aldım.
  • fazıl say'ın bu kadar bilinip de bu adamın tanınmamasını anlayamıyorum. bütün bunlar eleman cazcı diye mi insafıszlar ?
hesabın var mı? giriş yap