baba oğul diyalogları
-
(bkz: yaran baba oğul diyalogları)
-
imam-hatipe gittiğim sıralar... ezan okuma alıştırmaları yaptığım bir dönem... ramazan ayındayız. evdeyim. iftar vakti yaklaşmış, sofra falan kuruluyor. babam "balkona çık da ezanı dinle" dedi. çıktım ben de. beklerken sıkıldım. bağıra bağıra ezan okuma alıştırması yapmaya başladım. babam sinirli bi şekilde çağırdı:
- napıyosun sen?!
- ezan talimi yapıyorum.
- ben sana ezan oku mu dedim, ezanı dinle dedim.
- niye kızdın ki yeaa?
- senin okuduğun ezanı gerçek sanıp millet oruç bozabilir.
en olmayacak zamanda ezan okumuşum lan. ben de bi an babam kafir oldu sandım. -
baba, anne ve bendeniz, akşam vakti evde oturmaktayız, göbekli baba banyodan çıkmış pijamasını giymiş ve annenin tam karşısına şekilsizce oturmuştur.
anne-la nedir havu vaziyetin
baba önüne sağına soluna bakınır, bir anormallik göremez
baba-ne varmış vaziyetimde
anne-töbe töbe doğru dürüst otursana
baba tekrar her tarafına bakınır ama bir terslik yoktur ona göre
tabi doğal olarak göbeğinden alt kısmına gözü ilişmediği için oturuş biçimiyle
göbek altında oluşmuş devasa kabarıklığın farkında değildir
anne daha bir kızgın-yav doğru dürüst otur herif
baba-allah aşkına ne var oturmamda
anne-ne olacak mal mülk meydanda
baba biraz gayret sarfederek öne iyice eğildiğinde karşıdan görünen
manzarayı keşfeder ve hem alaycı hem gururlu bana dönerek anne için şöyle der
baba-gözi armutta
benim cevaben tek yapabildiğim kahkaha atmak ve kafama annemden terliği yemek olur -
öyle problem bir çocuktum ki... yaz tatillerinde babamla işe giderdim...tüm gün piyasadaydık...her müşterinin dükkanında ayrı bir sorun yaratırdım... babam her seferinde 3 5 saniyelik bunun hesabını sorarım bakışlarından sonra hiçbirşey yokmuş gibi müüşteriyle konuşur gülüşürdü... amaaa ayrılıp arabaya bindikten sonra, inşallah unutmuştur diye dua ederdim, tabi ne fayda... neden sonra müziğin sesi kısılır ve sağ el vites ve yumruk, tokat olarak çift yönlü kullanılırdı.... bu fasıl bitince ben ağlardım babam da sigara yakar, alnındaki teri silerek nasihatlerde bulunurdu: iyi biri akıllı biri olursan adam olursan sana mobilet alırım, bilgisayar alırım, atari alırım, atariye kasetler alırım evde oynarsın.... bir süre dünaylar benim olurdu... ama düşününce adam olmak iyi olmak vs. cok soyut kavramlardı.... karnen 5 olsun gibi falan değil... belki de bu yüzden iyi biri olamadım...
-
yeni asker olan ve aninda carsi izni kopartip 1gunlugune eve gelen serseri oglanla ondan bikan babasi arasinda gecen diyalog
baba:bak oglum sen simdi kac kac gel tamam mi buraya en azindan iki uc sene rahat ederiz ya.
babasinin imzaladigi carsi izninde kacmasi kotu olacagi icin de 'bak simdi kacma bundan sonra kac ' demeyi de ihmal etmez baba kisisi:) -
kardeş iş yerinde kötü günler geçirmekte olduğu için huzursuzdur, kaşınıp durduk yere babaya sataşır.
kardeş: sen iflas etmeseydin ben falan üniversiteye gidecektim, filan tahsili alacaktım. senin yüzünden buralarda tıkıldım kaldım. yedin sen paraları.
baba: yediysem senin paranı mı yedim düdük. sen de kazan sen de ye. ahahahah!
not: babanın hiç bas bas paraları leylaya yapmışlığı yoktur. ailesiyle efendi gibi eğlenmeyi bilen adamdır. hatta evlendikten sonra alkolü sigarayı falan da komple bırakıp ailesinin babası olmuş, biz büyürken geçirdiği mali krizleri kendinden kısıp bize teperek minimum düzeyde hissettirmiştir. giriye konu lafı sırf kardeşi uyuz etmek için söylemiştir. süper adamdır. -
rahmetli ile su kenarı bir yerde iken kendisi gömlek cebindeki okuma gözlüğünü suya düşürür ve bulamaz. akabinde elimi suya daldırıp gözlüğü bulduktan sonra sonra;
-bi güneş gözlüğü borçlusun.
+ben o gözlüğü 5 liraya seyyar satıcıdan aldım, senin gözlük kaç para?
-?!!
+yaa -
huz facebook'da gezmekte... bikinili bir kız havuzda kedi yüzdürüyor...
baba - sen misin o ?
huz - bikinili kızı
baba - sen misin dedim işte ?
huz - bikinili kızı bana mı benzettin ?
baba - uzaktan benzettim
huz - peki. -
-
4,5 yaşındaki oğlumun odasını topluyorum, o da kapı önünde durdu geçen gün. içeri girip girip çıkıyorum, kıyafet al katla koy filan. aynen konuşmayı aktarıyorum:
oğlum-baba geçemezsin.
eachon-neden oğlum.
oğlum-para vermen lazım.
eachon-ne kadar
oğlum- beş para
eachon- beş para yok yirmi para olur mu
oğlum- olur.
eachon parayı verir içeri girer. oğlan parayı komodinin üzerine koyar. ve can alıcı şu lafı söyler:
oğlum- baba para komodinin üzerinde. çıkarken almayı unutma.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap