babacan

• cüneyt arkın'ın şahin adlı, babacan, yakaladığı suçlulara ve ailelerine dahi yardım eden, gönlü geniş, eli bol bir polisi canlandırdığı film. aşağıdaki konularda film boyunca sık sık sosyal mesajlar verir şahin komiser.
  
  - kitap okumak, kültür.
  
  - devrim, halk hareketleri
  
  - yozlaşan politika ve politikacılar.
  
  işine, mesleğine ve memleketine aşk ile bağlı, aydın bir polis memurunun kötüler ve kötülükle mücadelesidir filmin ana teması. şahin komiser silah taşımaz. kötü adamları döver ve sonrasında saygılarını kazanır. baş düşmanı sekiz sene hapiste yatırdığı ünlü bir mafya babasıdır. yalnız yaşar, eşşek kadar ama filmde hala üniversite okuyan bir oğlu vardır.
  
  teknik imkansızlıklar yer yer kendini belli etse de, oldukça iyi bir kaç aksiyon sahnesi barındırmakta film çekildiği döneme göre. iyi bir araba takip sahnesi ve motosikletli çete ile mücadele sahnesi var. sanırım arkın dublör kullanmamış.
  
  cüneyt arkın'ın yetmişlerin sonlarında çevirdiği, sosyal ve siyasi meselelere eğilen, müjde ar'ı bale yaparken görebileceğiniz kaliteli bir türk filmi babacan.
• hulusi kentmen
• pos bıyığı, sakalı ağarmış, hafif şişman, al yanak, noel baba benzeri, görmüş geçirmiş kimse.
• şaşırma anları ziyadesiyle ilginçtir.
  
  'oo sen de mi burdasın yau?' initiationuyla girerler ortama.
  
  ellerine herhangi bir anda aldıkları kadeh, doğal hareket olarak 'ooo hoşgeldin yau!' tepkisini doğurur.
  
  evin önünde mangal yakarken gelen gençleri bir anda 'ooo gençler geçin içeri yau' diyerek buyur ederler.
  
  görüleceği üzere 'babacan' dediğimiz canlı 'ooo' diyerek başlar cümleye 'yau' diye bitirir.
• hikaye anlatırken ve/veya yemek tarifi verirken kendilerinden geçerler.
  
  - yau geçen bizim hanım bi yemek yaptı çocuklar -di mi fidan?
  - aman sanki bi geçen gün yemek yaptım
  - yahu hanım dur iki dakka bişey anlatıyorum çocuklara.
  - aman anlat anlat sen de (sofraya tabak koyar)
  - hah ne diyodum, bizim hanım bi yemek yaptı çocuklar, böyle balığa bir sos yapmış, ben attım balığı mangala geldi bu dedi 'şunu da döküver üstüne' dedim 'hanım olur mu yau? mangaldaki balığa sos mu dökülürmüş hahahaha' öyle diil mi çocuklar? dökülür mü yau?
  - ama noldu sonra? döktün mü dökmedin mi?
  - yau çocuklar allah sizi inandırsın sırf olmayacağını göstereyim diye döktüm sosu ama ondan sonra bi hal aldı o balık, anamanamanam (gözleri kapatıp kafayı arkaya atıp sağa sola sallar, el 'abi bişey anlatcam' pozundadır) yau o ne öyle? dedim hanım naptın sen böyle, anlatmadı da biliyo musunuz çocuklar, olacak iş mi yau? yapmış sosu nasıl yaptığını anlatmıyor.
  - hahhayt mutfak sırrı işte, sen anca ızgaraya atarsın balığı varsa yoksa kızart da ye
  - yau hanım iki tatlı tatlı konuşuyoruz araya karışmasana, bizim rakıları tazelesene sen bak çocukların peyniri de bitmiş.
  - çocuklar olmasa getirmezdim de, neyse artık. başka bişey ister misiniz çocuklar?
  - yok fidan yenge sağolasın.
  - hah ne diyodum, ondan sonra bizim mahmut var burda balıkçı...
  
  (bkz: daha gider bu)
• azarlarken bile insanda "ben seni seviyorum, sana kiymet veriyorum, ama sen bunu bunu yapiyorsun ve yaptigin yanli$" hissi uyandiran tavirlar butunu.
• (bkz: ali babacan)
• aynı zamanda gümüşhane'nin şiran ilçesine bağlı bir köy.
• ayrıca cüneyt arkın'ın 90'lı yıllarda tgrt'de yaptığı haber programının adıdır.
• cihangir merdivenlerin yerlisi olur. bir alkolik ama muhabbeti biraya tercih ediyor, birası kendisinin oturduğu merdiven basamağından dört basamak yukarıdayken, teslim etme teklifini reddediyor. ardından "yanınıza geleceğim ben zaten," diye ekliyor. yanımızdayken ve bir süre geçtikten sonra "bana aldığın için teşekkür ederim," diyor birayı göstererek.
  
  gelen geçen herkese seslendirme sanatçısı ayarında küçük büyük haykırışlar yapıyor, turistinden yerlisine kadar; tanıyan tanımayan nedense reddetmiyor onu. yanınıza ilk oturduğunda "bir daha adam öldürmeyeceğim, ee-eh!" çekip saçlarını yolmaya yeltenirken, muhabbetinin ilerleyen seyirlerinde "acımam. seni bile vururum," diyor size.
  
  ayrıcana tarih bilgisi çok iyi, sanırım hapiste okumuş. kronolojik olarak türk tarihini iyi biliyor. kızıl saçlı kızıl sakallı şahsımı hiç alakası olmadığını düşündüğüm vefakat gençliğini kastetmiş olabileceği ihtimali verdiğim hasan heybetli benzetmesi var.
  
  "aslan gardaşlarım benim," "gençleri çok seviyorum," diye eklemeleri de olur bir türlü boşluğu olmayan aralarda, sıralarda.