bac

• aşık veyselin bir türküsünde kelime şöyle geçer
  
  topraktan olduk kardaşık
  aynı yolcuyuz yoldaşık
  sen yolcusun ben bac mıyım
• eşanlamlısı vergi.
• koroglu, deli dumrul gibi masal kahramani olmus, gecimini e$kiyaliktan saglayan sahislarin repliklerinde karsilasiriz.
  "...yolun bacin' ver de gec..." gibi.
• baç; osmanlılarda, alındıkları şeye ve şekle göre değişik isimler almıştır.
  
  buna göre pazar ve panayırlarda satılan koyun ve keçilerden "bac-ı ağnam", şehirde alınıp satılan her çeşit maldan, dokunan kumaş ve kesilen hayvanlardan "bac-ı tamga", yurt dışından gelip, transit olarak memleketten geçen veya memlekette kalmak üzere gelen mallardan "bac-ı büzürk", pazar ve panayırlarda satılan her türlü hayvandan "bac-ı kırtıl" ve ülke dışına çıkarılan mallardan "bac-ı niyabet" adı ile vergiler alınmıştır.
• eskiden bir deodorantın -belki o zaman parfümü de vardı, bilmiyorum- markasıydı ki sarı olanı, gelmiş geçmiş bütün parfümlerin ve deodorantların kokusuna (egoiste hariç, ama o zaten kadın parfümü olmadığı için aynı kategoride yarışamazlar) yüz basardı. reklamında da van morrison bir şarkı söylerdi, summer in the city'yi galiba, bir kadın, çiçekli etekleri uçuşarak merdivenlerden neşeyle inerken.
  o yıllara sinmiş güzel kokuların bir parçası da bac'tı.
• alman kökenli bir deodoranttır.zamanında tansaşlarda falan satılırdı.axe larla benzer fiyatları vardı.siyah olanı enfes güzel bir deo ydu.şimdi pek bi yerde gözükmüyor,satan pek yer yok.
  
  http://www.aymari.com/urundetay.asp?urunid=11670
• bizdeki promil benzeri amerikan ölçüsü.
  kısaca blood alcohol concentration
  
  1bac=0.1 promil oluyor.
• ks. blood alcohol content
• izmitte öğrencilerin takıldığı,sabaha kadar açık olan dehşet derecede ucuz ve güzel yemekleri olan, ekmek isteyince çalışanlarının trip yapmadığı, yemekleri menü haline getirmiş (bkz: kuru menü) mekan.
• ks. by any chance