hesabın var mı? giriş yap

  • ercan kesal'ın aynı adlı kitabından uyarlanan sinema filmi.

    film benim açımdan kesinlikle bir kara mizah örneğidir. türk sinemasında siyasi filmler çoktur fakat böyle siyasetin içini anlatan film bildiğim kadarıyla çok az. ercan kesal'ı nuri bilge ceylan filmlerine yaptığı senaryo katkılarıyla tanıyorum daha çok. elbette oyunculuğu da senaristliği kadar çok iyi. hatta bir zamanlar anadolu'da filmindeki muhtar sahnesinde yer alan morg yaptırma konusu nasipse adayız kitabında geçiyor.
    görsel

    filme gelirsek oyunculukları genel olarak başarılı buldum. ercan kesal bu işin hakkını vererek oynamış. filmde siyasi karakterlerden birinden bir numara diye bahsedilmesi bir zamanlar anadolu'da filminden çocuklardan da sayı ile bahsedilmesini anımsattı. ayrıca 'bu durum bir partiye değil hemen her partiye özgü bir durum bu' da demek istenilmiş ve başarılı olmuştur. filmdeki diyalogların gerçekliği, doktor kemal'in çocukla poz vererek hiçbir şey olmamış gibi işine devam etmesi, kemal güner'in boşanmasına rağmen eşiyle fotoğrafını tanıtım sunusuna koyması, hakkında hazırlanan sunum dosyasını bir numaraya sunarken onun kemal'i iplememesi gibi bir çok durum filmi üst noktaya taşıyan "detaylar" idi.

    hele o düğün salonunda üst katta içkili mekanda toplantı yapıp içtikten sonra alt kata "kanaat önderinin" yanına inip bir görünme çabası... inanılmaz bir türkiye siyasi fotoğrafıydı.
    bunu bizzat ama bizzat yaşayan biri olarak gözlemliyorum. yaşadığım yerde kendini şeyh olarak tanıtan ve resmen insanların emeklerini sömüren. bütün siyasiler seçim zamanı onun ayağına gelir. köyün yolu yapılmadan onun evine giden yol yapılır. vs.
    türk sinema tarihinde böyle bir filmin olması gerekliydi ve iyi ki de çekilmiş dedirtti.
    teşekkürler ercan kesal.

  • bugün jezero kraterine iniş yapacak olan rover. altında ingenuity adında bir helikopter taşıyor. bu araç yüzey üstü uçuşlar yapacak. perseverance ayrıca 10 milyon küsür isim/soyismi de mars'a indirecek. hani şu mars'a ismin gitsin, şuraya yaz demişlerdi de yazmıştık, bilet kesmişlerdi, sevindirik olmuştuk, o işte.

    aracın mars'a indireceği diğer anlamlı nesneler şöyle:

    - sağlıkçılara saygı niteliğinde covid-19 plakası. perseverance, covid-19 patlak verdiğinden birkaç ay sonra fırlatılmıştı.

    - mastcam-z adında yakın çekim yapabilen kamera.

    - sherloc. yani, scanning habitable environments with raman & luminescence for organics & chemicals. yani hiper optik vasküler dondurucu. değil tabi. organik ve kimyasal araştırması için raman/ışımayla yaşanabilir çevre taraması yapan bir alet edevat. içine sherlock holmes'un adresi yazan bir madeni para da yerleştirildi.

    - küçük bir mars meteortaşı.

    perseverance, öncülü curiosity ile aynı inişi * gerçekleştirecek. bu otonom iniş 7 dakika sürecek. haliyle bu sürede nasa'dan inişe kimse müdahele edemeyecek. bu 7 dakikayı "seven minutes of terror" şeklinde tanımlıyorlar. yani 7 dakikalık dehşet. ileride bundan güzel bir film olur. mars'a inmeye çalışan bir rover marslılar tarafından hack'lenip uyduları olan phobos'a indirilir. marslılar rover'ı nükleer silah haline getirip dünyaya geri gönderir ve amerika bu felaketi durduması için bruce willis ve ekibine başvurur. yani armageddon 2.

    şu infografikte rover'ın iniş evresi görülebilir.

    inişe on dakika kala rover, güneş panellerini ve yakıt tanklarını taşıyan parçayı serbest bırakacak. on dakika sonra sırasıyla atmosfere giriş, maksimum ısınma, maksimum hız kesme, güdümlü giriş, paraşüt açma, ısı kalkanının ayrılması, radar kilidi ve birkaç teknik işlemden sonra zemine iniş sağlanacak.

    şimdi burada böyle yazınca çok basit aşamalar gibi görünüyor ama detayları incelediğimizde bu kadar işlemi rover'ın yapacak olması insanı heyecanlandırıyor. rover bu yedi dakikada tam olarak neler yapacak, detaylarıyla inceleyelim:

    - atlas v (rover'ı taşıyan roketin adı) yakıt tanklarını ve güneş panellerini taşıyan parçayı, atmosfere girmeden fırlatacak. on dakika sonra saatte 20.000km/h ile atmosfere giriş yapacak. bu esnada roketin yüzeyi 1300 derece ısınacak ama içi, ısı kalkanlarından ötürü oda sıcaklığında olacak. yani perseverance bu aşırı ısınmadan etkilenmeyecek.

    - atmosfere girişten 4 dakika sonra, hız saatte 1500 km'e düştüğünde rover, 21.5m'lik paraşütünü açacak. curiosity'de olmayan, yeni teknoloji range trigger ile bu zamanlama bu sefer daha isabetli ayarlanabilecek.

    - rover, paraşütü açtıktan 20 saniye sonra ısı kalkanlarından kurtulacak ve inişin kaydını bütün detaylarıyla kaydetmeye ve fotoğraflarını çekmeye başlayacak. bu fotolar rover'ın haritalama teknolojisi için önemli çünkü rover bir şekilde güvenli iniş bölgesinden uzaklaşır ve bunu fark edebilirse, hemen yeni bir iniş alanı hesaplayabilecek.

    - rover hızını 320 km/h'a düşürecek. inişe 2100 metre kala paraşütünden kurtulacak. sky crane isimli 8 itişli "vinç" devreye girecek. hızı 2.7km/h'a düşürecek. yüzeye 20 metre kala kablolarıyla rover'ı yavaşça yüzeye indirecek.

    - rover yüzeye dokunduğunda kabloları kesecek ve vinç çakılma noktasına düşmek üzere rover'dan ayrılacak.

    tüm bunlar 7 dakika içinde olacak ve iniş başarılı olursa birkaç gün sonrasında inişin yüksek çözünürlü görüntüsünü izleyebilecek ve hatta sesini duyabileceğiz. peki bu nasıl olacak?

    2018'de mars'a indirilen insight adlı, sismik hareketlerin kaydını tutan rover sayesinde. haberi de olmuştu, mars'ın sesini dinleyin diye.

    işte insight da kulakları açık bir şekilde perseverance'ın inişte, sonik patlamalarla yaratacağı sinyalleri sismik dalgalara çevirerek kayda almaya çalışacak.

    bu patlamalardan ikisinin sinyalleri, insight'in sismik dalgaya dönüştürebileceği güçte olacak. bu sinyaller, perseverance'ın atmosfere girdikten sonra fırlatacağı seyir kütle dengesi cihazları (cruise mass balance devices) tarafından oluşacak. her biri 77 kg olan bu iki cihaz, saatte 14.000 km/h ile düşecek. yine de bu inişte meydana gelecek sismik dalgaların ne kadar güçlü olacağı bilinemiyor.

    özetle perseverance'ın inişi, curiosity'nin inişine göre birkaç farklı yeni teknolojiyle birlikte gerçekleşecek. bilimkurgu severlerin bu inişi kaçıracaklarını sanmıyorum.

    yıllardır bilimkurgu dizi ve filmlerinden izlediğimiz, kitaplarından okuduğumuz o çılgın manevraları yapabilen, rota hesaplayabilen, savaşlara girip çıkabilen, göktaşı madenciliği yapabilen son teknoloji uzay gemilerini düşündüğümüzde, bugün farklı bir gezegene yedi dakika boyunca kendi kontrolünde iniş yapacak bir robotun hareketleriyle heyecanlanıyor olmamız insanlık olarak işin daha ne kadar başında olduğumuzun kanıtı adeta. ayrıca ömrümüz uzun olsaydı, o günlere ulaştğımızda bugünkü heyecanımızı hatırlayıp geçmişe tarihi bir yolculuk yapıyor olurduk.

    inişi izleyebileceğiniz linkler:

    https://www.youtube.com/…asajetpropulsionlaboratory

    https://www.youtube.com/…1x5lgldofg&ab_channel=nasa

    https://mars.nasa.gov/…meline/landing/watch-online/

  • eğer aşıksan, onun yanında iken mutluysan düşünmeden yapılması gerekendir. fakirlik ne ki? sen de çalış, o da çalışsın, 5 değil 1 çocuk yapın olsun bitsin. hayat dediğin şey etiketine bakmadan bir şey alabilmek değildir. mutluluk da bu değildir.

    öyle yıllarım oldu ki hiçbir şeyin etiketine bakmaya gerek duymadım, istediğim her şeyi alabilmemi sağlayacak bir gelirim vardı. ama mutsuzdum. çünkü yapayalnızdım.

    şimdi yaptığım seçimlerden ötürü orta gelirli bir insanım. bir gün evlenecek olursam bu kararımda paranın etkisi olmayacak. asla da pişman olmayacağım.

    edit: buldum kendim gibi birini. fikrim hiç değişmedi. gönüller bir olsun.

  • döner dünya, yalan dünya, gurdununan guşu daşdaş eden dibirik dünya demiş aşık. hangi aşık deseniz inanın bilemem şu anda uydurdum çünkü. yani diyorum ki dostlarım, canımız cincoşumuz sezen hanım allah etmesin malını mülkünü yitirir de bir kuru ekmeğe muhtaç kalırsa bence böyle enteresan bir hadiseye imza atabilir:

    - evet sezen hanım çamaşır makinanızı tamir ettik... buyrun hayrını görün...

    - ne kadar borcumuz ustacığım?

    - 300 yeter sezen hanım...

    - peki şu şarkıyı versem de ödeşsek? benim bütün derdim makineeeemm... elbet bir gün kavuşur böyle seveenn... ön yıkamalı tül perde seçeneği en büyük endişeeeem.... o en çok sevdiğim ve beeeen...

    - ....

    - şu nasıl peki? aman da ustağğğ, çakkıdı çukkudu gözün oynaştağğğ, azıcık alttan azııcık üstten hoppidi hoppidi...

    - ...

    - şinananay da yavrum hoppa şinananay da şinananay hopa şinananay... estiriiiiir de ada yeli estiriiirrrrrr...

    - paramı ver.

  • kusura bakmayın ama istanbulu beğenmek için o drone kadar yüksekten bakmak gerekir ona. sokaklarının arasında, evlerinin içlerinde hangi cehalet, geri kafalılık, hayata ve hakikate duyulan nefret ve haset hüküm sürüyor siz biliyorsunuz. denizi, boğazı, cami minare ışıkları, 4 levent trafiğiyse hoşunuza giden şey orasını bilemem. doğru düzgün kent planlaması yapılamamış bir şehrin binalarına bakıp mest olanlara gözlerini insanların yüzlerine çevirmelerini tavsiye ederim. bakalım istanbulda güleryüzlü ve mutlu kaç insan kalmış. hanginiz beşiktaş sahilinde şöyle denize nazır oturup soluklanabiliyor artık.