hesabın var mı? giriş yap

  • şu an para bolluğu nedeniyle güçlü bir boğa piyasası var. paralar kriptolara kaydı. iyi zamanda yakalamış. ama bu kriptolar aynı şekilde çok can alacak. bunu unutmayın. can kolay iş. bu işin asıl zararı, motivasyonu sikip atması olacak. herkes kolay para var zannediyor, ama bu sürdürülebilir değil. bitecek bu iş. ama şu anki gençlerin 5-7 bin için çalışma hevesi de kalmayacak. çok anlamsız gelecek bu paralar. bu, bunalım getirecek.

    bu çocuğa gelince.. çok iyi. ama ben en iyi finansal okur yazarlardan biriysem, bu çocuk 2 yıl sonra aç kalacak. benim 20 milyona sahip olsam da almayı düşünmeyeceğim aracı (araçları) tek tek almış, değiştirmiş. o işler öyle değil. tek bir 3 milyonun olunca zengin olmuyorsun. her yıl yattığın yerden garanti bir 3 milyon gelince biraz zengin olmuş sayılıyorsun ve bir standart yaratıyorsun. arada fark var. o aradaki farkın bedelini ise çok kişi ödüyor.

    edit: arkadaşlar, güzel yorumlarınız ve beğeniniz için teşekkürler. benzer şekilde düşünen birçok kişi olmasına sevindim. gelen yorumlar üzerine bir açıklama yapma gereği hissettim. bahsi geçen çocuğun yalan söylediğini ve kasıtlı olarak bu hikayeyi yaydığını belirten arkadaşlar var. bu elbette mümkün olabilir. bu entry'i yazarken sadece hikayede geçen kişileri referans almadım. hatta açıp ikinciye bakmadım. örneğine birçok yerde rastlanabilecek genel bir durum üzerine yazdım, çünkü birçok benzer hikaye var ve yazdıklarım geneli için geçerli.

    diğer yandan, bu kişiler özelinde olmadan başka bir duruma açıklık getireyim. son zamanlarda fiyatı artan coinlerin hiçbirinin bu oranda artmadığı, bu karın yapılamayacağı söylenmiş. eğer 1 veya 2 coin bazında bakıyorsanız doğru. ancak bileşik getirinin etkisini göz ardı ediyorsunuz. son zamanlarda sayısız coinin fiyatı 1'e 10 veya 20 oranında katladı. zaten şaka gibi bir piyasa, o konunun başka bir boyutu ve nihayetinde mutlu ettiği insanların çok daha fazlası kadar mutsuz insan yaratacak; sonunu izleyin ve görün. istisnası yok. çünkü bu bir zero-sum game; sıfır toplamlı oyun. burada yaratılan ekstra bir kazanç yok. nihayetinde birinin astronomik kazancı, birçok kişinin astronomik kaybı olacak. birçoğu kazandığını geri verirken, diğerleri (özellikle balina dedikleriniz) yüksek fiyatlardan, değerleri yüksek rakamlara denk gelen coinleri birçok kişiye satacak ve milyonlarca mağdur yaratacaklar. bana göre sazan, size göre mağdur. ama tabii, o ana kadar bu piyasanın nasıl bir şaka olduğunu bilenler alacaklarını alacak ve dışarı çekecek. sadece göze alabileceği kadar bir miktarı içeride tutacak.

    sermayeyi, bileşik olarak astronomik seviyede katlama olayına şöyle değineyim; bir coinden kısa sürede 1'e 5 alır ve diğerine geçer. diğerinden 1'e 8 alır. toplamda 1'e 40 yaptı. o arada 1'e 20 veya 30 yapan son dönemin popüler coinlerinden birini yakalarsa toplamda 1'e 1200 oranında parayı katlamış olur. 2000 lirası 2,4 milyon olur. 1'e 1200 yapması için tek bir coinin o kadar gitmesine gerek yok; manyak gibi her gün 1'e 10 veya 20 yapan coinlerden 3-5 tane yakalaması yeterli.

    ama siz yine de bu şanslıların yanında ciddi anlamda para yatırıp da hayatını kaybedeceklerin varlığını unutmayın. bu yaşam ve ölüm gibidir. ikisi de var olabilmek için diğerine ihtiyaç duyar. bu piyasada adamı önce yer, sonra pişirirler.

  • şehir içinde 50, hatta okul bölgesinde 30 ile gittiğiniz için size sinirlenen, sizi tahrik eden ibnelerden birisi değilse ne olayım.

  • bilimsel merak, gözlemcilik, araştırma ruhu ve gerizekalılığın ilginç bir bileşimi sayılabilecek eylem. bitkilerin gündüzleri karbondioksit alıp, oksijen vermesi; geceleri oksijen alıp karbondioksit vermesi şeklinde son derece güdik bir şekilde körpe zihinlere sokulmuş olan bu tabiat atraksiyonu bana hep ilginç gelmiştir. fotosentez konusunu öğrendiğim o andan itibaren oturma odasındaki aşk merdivenini takibe aldım. bitkinin gündüzleri verdiği oksijeni görebilecekmişim, o ana tanık olabilecekmişim gibi gelirdi hep. kimi zaman "aha oksijeni verdi herhalde" diyerek içime boş boş hava çekerdim. o zaman ebru şallı'nın tv8'deki pilates dersleri yoktu ama fotosentez esnasında ebru şallı'nın şimdi çıkardığı gibi "vüüüüüühhhhh ev-veet kaburgalar harika vüüüüüühhh ev-veet sırtımız börek gibi" lafları eşliğinde, sanki böyle vüüüüüüh vüüüüh diye bir oksijen verme sesi duyar gibi olurdum. oksijen veriyor muydu bilmiyorum gerçi. oksijen verdi verecek diye aşk merdivenini izlerken uyurdum bazen. akşama doğruysa büyük bir korku içinde uyanırdım. zira akşamları karbondioksit verip beni öldürebilirdi aşk merdiveni.

    öğrendiğim her konuyu annemle babamla paylaşma alışkanlığımın bir sonucu olarak geceleri aşk merdiveni ile aynı ortamda bulunmamamız gerektiğini anlattım onlara. karbondioksit veren aşk merdiveni sağlığımıza zarar verebilirdi çünkü. babam, annem, küçük kardeşim ve babannem beni gülümseyerek dinlerlerdi. bana hiç inanmadılar... bir sabah uyandığımda oturma odasında cansız bedenlerini gördüm. ahahaha yok lan şaka... allah etmesin töbe estağfurullah... babannem oturma odasında aşk merdiveninin gölgesinde yatmasına rağmen maşallah 94 yaşına kadar yaşadı. arkadaşlarıyla konken oynarken çıkan kavgada vurulmasaydı belki de hala yaşardı...aslında yaşlı-masum-sevimli demeyeceksin, kızgınlıkları çok fena oluyor nenelerimizin dedelerimizin. ölenlere rahmet, yaşayanlara sıhhat dilerken bu entryimi de milli eğitim bakanlığına seslenerek bitirmek istiyorum: yıllar yılı yanlış anlatmışsınız fotosentezi, bitki gece karbondioksiti verdi verecek diye çocukluğumun en güzel günlerini acıyla, gerilimle geçirdim. olmadı milli eğitim bakanlığı, yanlış yaptın, seni şimdi kınamaya başlasam ömrüm yetmez.... yazık.

  • baba barış kurşun'un mesajı:

    "tükenmek üzere olan umutlarımızı kampanyamıza sahip çıkarak yeniden canlandıran, gülcemize umut, bize yaşama sevinci aşılayan bütün ekşi sözlük yazarlarına, çaylaklarına, okurlarına ve mücadelemize destek olan herkese canı gönülden teşekkür ederiz.

    dileriz gelecekte kimse bu zorlukları yaşamak zorunda kalmaz. yine de olur da bir gün başınız sıkışırsa umutlarınızı koruyun. insanlık bir yerlerde yaşıyor, bazen hiç beklemediğiniz bir yerden imdadınıza yetişiyor.

    bir gün aranıza katılmak ve ekşi sözlük yazarı olarak bu ailenin bir üyesi olmak, başka ailelere yardim eli uzatmak istiyoruz en kısa zamanda.

    tekrar her birinize sevgilerimizi ve canımız gülcemizin gülücüklerini gönderiyoruz."

  • acil bi durum varsa polis çağırıyoz adamlar atlayıp geliyolar ya, bu hizmetin karşılığı. 0-1 km arası 20 tl, ondan sonra km başına 10 tl artıyor. şu an bu uygulama yok ama ben sayın devlete teklif ediyorum hem ek bir gelir olur hem de chp camileri ahır yaptı.
    güzel bir olay, incelenmeli..

  • adayları açıklanan ödüller. the power of the dog, 12, dune, 10, king richard, 8, belfast ve west side story, 7, drive my car, 4 dalda adaylık aldılar. 27 mart'ta* görüşmek üzere.

    https://www.oscarboy.com/…kademi-odulleri-adaylari/

    film
    belfast
    coda
    don’t look up
    drive my car
    dune
    king richard
    licorice pizza
    nightmare alley
    the power of the dog
    west side story

    yönetmen
    paul thomas anderson | licorice pizza
    kenneth branagh | belfast
    jane campion | the power of the dog
    ryûsuke hamaguchi | drive my car
    steven spielberg | west side story

    erkek oyuncu
    javier bardem | being the ricardos
    benedict cumberbatch | the power of the dog
    andrew garfield | tick, tick… boom!
    will smith | king richard
    denzel washington | the tragedy of macbeth

    kadın oyuncu
    jessica chastain | the eyes of tammy faye
    olivia colman | the lost daughter
    penélope cruz | parallel mothers
    nicole kidman | being the ricardos
    kristen stewart | spencer

    yardımcı erkek oyuncu
    ciarán hinds | belfast
    troy kotsur | coda
    jesse plemons | the power of the dog
    j.k. simmons | being the ricardos
    kodi smit-mcphee | the power of the dog

    yardımcı kadın oyuncu
    jessie buckley | the lost daughter
    ariana debose | west side story
    judi dench | belfast
    kirsten dunst | the power of the dog
    aunjanue ellis | king richard

    özgün senaryo
    belfast | kenneth branagh
    don’t look up | adam mckay, david sirota
    king richard | zach baylin
    licorice pizza | paul thomas anderson
    the worst person in the world | joachim trier

    uyarlama senaryo
    coda | sian heder
    drive my car | ryûsuke hamaguchi, takamasa oe
    dune | jon spaihts, denis villeneuve, eric roth
    the lost daughter | maggie gyllenhaal
    the power of the dog | jane campion

    kurgu
    don’t look up | hank corwin
    dune | joe walker
    king richard | pamela martin
    the power of the dog | peter sciberras
    tick tick…boom! | myron kerstein, andrew weisblum

    görüntü yönetimi
    dune | greig fraser
    nightmare alley | dan laustsen
    the power of the dog | ari wegner
    the tragedy of macbeth | bruno delbonnel
    west side story | janusz kaminski

    prodüksiyon tasarımı
    dune | patrice vermette, richard roberts, zsuzanna sipos
    nightmare alley | tamara devereel, shane vieau
    the power of the dog | grant major, amber richards
    the tragedy of macbeth | stefan dechant, nancy haigh
    west side story | adam stockhausen, rena deangelo

    kostüm tasarımı
    cruella | jenny beavan
    cyrano | massimo cantini parrini, jacqueline durran
    dune | jacqueline west
    nightmare alley | luis siqueira
    west side story | paul tazewell

    özgün müzik
    don’t look up | nicholas britell
    dune | hans zimmer
    encanto | germaine franco
    parallel mothers | alberto ıglesias
    the power of the dog | jonny greenwood

    özgün şarkı
    “be alive” | king richard
    “dos oruguitas” | encanto
    “down to joy” | belfast
    “no time to die” | no time to die
    “somehow you do” | four good days

    makyaj & saç tasarımı
    coming 2 america
    cruella
    dune
    the eyes of tammy faye
    house of gucci

    ses
    belfast
    dune
    no time to die
    the power of the dog
    west side story

    görsel efekt
    dune
    free guy
    no time to die
    shang-chi and the legend of the ten rings
    spider-man: no way home

    uluslararası film
    drive my car (japonya)
    flee (danimarka)
    the hand of god (italya)
    lunana: a yak in the classroom (butan)
    the worst person in the world (norveç)

    belgesel
    ascension
    attica
    flee
    summer of soul
    writing with fire

    animasyon
    encanto
    flee
    luca
    the mitchells vs. the machines
    raya and the last dragon

    kısa film
    ala kachuu – take and run
    the dress
    the long goodbye
    on my mind
    please hold

    kısa animasyon
    affairs of the art
    bestia
    boxballet
    robin robin
    the windshield wiper

    kısa belgesel
    audible
    lead me home
    the queen of basketball
    three songs for benazir
    when we were bullies

  • sakız adasında 1.5 litre suyu 0,37 euro'dan aldığım için biraz abartılmış gibi gözüken durum.
    edam peynirin kilosu 7,40 euro - türkiye'de 90 tl
    gouda peynirin kilosu 5,50 euro - türkiye'de 63 tl
    danish blue cheese peynirin kilosu 8,55 euro - türkiye'de 90 tl
    corona bira 1,67 euro - türkiye'de 8,65 tl
    1 litre black label 20 euro - türkiye'de 180 tl
    1 tam tabak kalamar 7 euro - türkiye'de aynı miktarda doluluk 60 tl
    butik cheeseburger menu 4 euro - türkiye'de 25 tl

    türkiye'de asgari ücret : 385 euro
    yunanistan'da asgari ücret : 684 euro

    bu veriler yeterlidir sanırım.

    debe editi: öncelikle (bkz: öğretmen kumru konak'a yardım kampanyası)

    bu kadar tutacağını bilmiyordum. faydalı olması açısından bir kaç fiyat bilgisi daha vereyim.

    1 litre smirnoff : 20 euro
    büyük bardak lavazza frappe : 1,10 euro
    admiral erkek spor ayakkabı : 55 euro
    playstation 4 : 399 euro
    kinder joy: 1,07 euro
    smirnoff ice : 2 euro
    amstel beer : 1,67 euro
    chios beer: 1,65 euro
    0,5 lt su : 0,17 euro
    1 litre riviera(sanırım) zeytinyağı : 2,70 euro
    1.5 litre rose şarap (sakız adası üzümlerinden üretilmiş) : 5,50 euro
    ceviz reçeli ve antep fıstığı reçeli (950 gr) : 4,50 €
    damla sakızı reçeli 600 gr : 1,65 €
    0,70 lt uzo : 7,70 €
    jagermeister 0,70 lt : 17 €
    1 kilo dana sucuk : 7,50 €
    1 porsiyon ahtapot: 8 €

    edit 2 : kafalardaki bazı soru işaretlerini kaldırmak için fiş eklenmiştir. http://i.hizliresim.com/ejgzyz.jpg

  • kısaca, 11.ve 12. yüzyıllarda, batı avrupa’da etkili olan mimari üsluba verilen isim. bir nevi karolenj ile gotik arası geçiş dönemi. bundan dolayı temelinin karolenj ve otto hanedanlığı döneminde atıldığı söylenebilir. "romanesk" terimi ilk olarak 19.yy’da kullanılmış. kelime olarak “roma’dan kaynaklanan” anlamına geliyor. bunun nedeni bu tarzın bazı yönlerinin antik roma mimarisine benzemesidir biraz da.

    nedir, ne değildir demeden önce o dönem neler olmuş bakmak lazım biraz da. ilk olarak şehirlerin geliştiği, nüfus ve ticaretin arttığı bir dönem. yavaş yavaş manastır kökenli reform hareketleri başlıyor. insanlar santiago de compostela gibi manastır kiliselerine hac için gelmeye başlıyorlar. aynı zamanda 11. yy'ddan itibaren kudüs ve çevresini ele geçirmek için papa önderliğinde yapılan 9 haçlı seferi mevcut. reconquista* hareketi de yine bu dönemlerde oluyor.

    ismini aldığı antik roma mimarisine 3 özelliğiyle benzerliğini görüyoruz:
    -bazilikal plan
    -tonoz örtü
    -yuvarlak kemer

    sonuçta, bu 3 özellikten yeni tip bir mimari yaratılmıştır. ortaya çıkan güçlü, ağır, akılcı, dinin gereklerine karşılık veren bir mimaridir. bu tip benzerliklere rağmen romanesk antik roma mimarisinden bazı noktalarda ayrılıyor:
    -roma bazilikası uzun ve alçak bir yapıyken; romanesk kiliseler daha yüksek inşa edilmiş ve gotik kadar olmasa da göğe yükselen kuleleri mevcuttur.
    -roma dönemi yapılarında sütun tek bir gövdeyken ve kemerler sade bir görünüme sahipken; romanesk yapılardaki sütunlar ve kemerler daha hareketli, daha kalındır.
    -romanesk tarzı kiliselerin duvarları daha kalın yapılmıştır. bunun nedeni ahşap yerine taş tonoz kullanması.*

    bu dönem kilise mimarisinde uzunlamasına plan tercih edilmiş ve latin haçı planı geliştirilmiştir. daha önceki kiliseler gibi yangında yok olmasını ve tahribatı önlemek için kiliselerin üzeri ahşap yerine taş tonozla örtülmüş. tonozun ağırlığını karşılamak için kalın dış duvarlar yapılmış ve bunlar payandalarla desteklenmiş. kiliselerin içinde sütun yerine daha çok kalın taşıyıcı ayaklar* kullanılmaya başlanmış. bunlar aynı zamanda nef tonozlarını da taşıyor. romanesk dönem sonuna doğru kaburgalı haç tonozlar yapılmaya başlanmış.

    yine bu dönem kiliselerin içinde genellikle 3 katlı bir düzenlemeye rastlanır. altta nef arkadı denilen kısım bulunur ve bir kemer sırasından oluşur. onun üzerinde triforyum bulunur. triforyum, kilisede üst kattaki galerinin ana nefe bakan kısmında yer alan kemer sırası aynı zamanda. üzerinde 3. kat olarak pencere* katı bulunur. kapı, pencere ve nef arkadındaki kemerler yuvarlak biçimli. romanesk’in yüksek evresinde ilk kez sivri kemer kullanılmaya başlanmış. bu, aynı zamanda ileride gotik üslubun ayrılmaz bir parçası olacaktır.

    (bkz: santiago de compostela)
    (bkz: st. sernin kilisesi)
    (bkz: saint pierre kilisesi)
    (bkz: battistero di san giovanni)*
    (bkz: speyer katedrali)

  • vodafone'un icat ettiği yeni nesil şark kurnazlığı.
    turkcell'in aylık 10 gb internet dağıttığı dönemde rekabet için vodafone yanımda uygulaması yenilenerek güzel hediyeler verilmeye başlandı.
    1 haftalık 1 gb 2 gb internet gibi hediyeler birkaç ay içinde 1 günlük 1 gb hediyelerine dönüştü. aradan bir ay geçmedi ki 24 saatlik hediyeler yerini 6 saatlik hediyelere bıraktı. hiç vermeyin kardeşim, belli ki veresiniz yok vermeyin.
    kaldırın hatta uygulamayı, çocuk mu kandırıyorsunuz?

  • ergenlik yıllarımdan (ki hala çıkamadığım iddia edilir) bir eylem. ne zaman diş hekimine gitsem izlediğim reklamların etkisiyle muayenenin sonunda sorardım: "peki hangi diş macununu önerirsiniz? hangisini kullanmalıyım?"

    yanıt ne olurdu dersiniz dostlarım? aha söylüyorum: "farketmez". şu ana kadar bana en çok alaka gösteren diş hekiminden aldığım yorum da şuydu: "hepsi üç aşağı beş yukarı aynı, farketmez aslında... bir açıdan fırça macundan daha önemli". fırça macundan önemliyse ver misvakla sazımı düşeyim anadolu yollarına aşık gülabi gibi.

    şu duygusuzluğa bak, hepsi aynıymış, domatesleri elleye elleye seçen kadını azarlıyor sanki pazarda. lan peki ben reklamlardaki sevgiyi göremeyeceksem ne anladım dolgudan, ne anladım yirmilik çekiminden, diş taşı temizliğinden. bunu kullanmanızı öneriyorum desene, kolgeyt desene, yumurta çıkarsana ipana testi yapsana. duygusuz.