hesabın var mı? giriş yap

  • şüphesiz ki kariyerlerinde iyi yerlere gelenler çok çalışıp başarılı olanlar değil, başkaları tarafından çok çalıştığı ve başarılı olduğu zannedilenlerdir, bu sebeple iş hayatının birinci kuralı algıyı iyi yönetmektir.

  • arkadas uzerinden gecmis 91 yil, internet cagindayiz bilgiye ulasmak hic zor degil. buna ragmen, icerigi belli ve acik olan, uluslararasi bir belgede (gizli vaatler olduguna inanan sivrizekalarla birlikte yasiyoruz.

    arkadasim mahalle bakkalinin veresiye defteri degil bu, uluslararasi anlasma. (lozan antlaşması) uzerinde yedi ulkenin temsilcisinin imzasi var.

    ama sizin hayal dunyaniza bakarsak; icinde gizli vaatler var, herkes biliyor ama bir turk milleti bilmiyor.

    hayal gucunuze hayranim.

  • adam atlarım deyip atlamadığı için ihanet etmiştir.
    paraşütün olması küçük ihtimalde olsa bir başka bir sebepten olabilir.
    belki hem kendisini hem kocasını kurtaracaktı ?
    en azından atlarım dedi ve atladı.

  • türk takımlarıın zorlu rakipleri çektiği kura.

    beşiktaş - liverpool
    trabzonspor - napoli
    galatasaray - balçova yaşamspor
    fenerbahçe - bayburt il özel idare

  • kendisi beni affetsin ama, şu rockçı serpil'in ilk sahne aldığı gün yaptığı bir hareketi gördüğümden beri gif'ini yapmak istiyordum. gece gece dayanamadım yaptım; artık uyuyabilirim:

    [bye bye link]

    edit: ya ben bunu gecenin bir yarısı yaparken inci sözlüklere kadar falan uzanacağını hesap etmemiştim. zuhal hanım, affınızı rica ederken meğer ne kadar haklıymışım.

    edit2: yıllar geçtikçe domain hoarding problemim geçiyor mu nedir, link shortener domainlerim öle öle sonunda link açık haline kadar geldi. zuhal hanım, aslında gerçekten hiç bunu burada tutmaktan da mutlu değilim ama bizi aştı durum. yapacak bir şey yok. öksüz mü kalsın bütün o verilmiş linkler...

    edit3: kalsın.

  • "beni, 15 sene önceki depremde, enkazdan mahallede sarhoş diye kimsenin yüzüne bakmadığı tahsin abi çıkarmıştı. namazlı abiler yoktu piyasada."

  • müş. siyah ekran çıktı efendim
    ben. yazın kullanıcı adınızı
    müş. yazdım
    ben parolanızı da girin
    müş taman
    ben. garip karekterler akmaya başladığında klavyeden f7 ye basın
    müş. elimle mi?
    ben. eee siz bilirsiniz

  • edit: ekşi şeyler'de yayımlandığını öğrendiğim bu entryi beğenen arkadaşlar, mockumentaryler hakkında ad hoc dergi için yazdığım daha geniş kapsamlı yazıyı şuradan okuyabilirler:
    http://www.erdemakintemel.com/…geseli-mockumentary/
    ----------

    ilk defa this is spinal tap'in yönetmeni rob reiner tarafından 1983 yılında ortaya atılmış kelime. rockumentary kelimesi de aynı günlerde yine reiner tarafından ortaya atılmıştır.

    kelime mock ve documentary kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. mock kelimesi sahte, imitasyon ve dalga geçmek anlamlarında kullanılırken, documentary bildiğimiz belgesel demektir.

    buradan çıkarılacak ilk ders mockumentary türündeki filmlerin salt dalga geçme amacı taşımadıklarıdır. mockumentary türündeki filmlerin amacı, belgesel türünün kodları kullanılarak ortaya çıkarılmış filmler ile genelde kurgu veya gerçek şeklinde kategorizasyona uğrayan filmlerin bu kadar keskin bir ayırıma uğramasına eleştiri getirmektir. mockumentary üretimi belgesellerin gerçeği yansıttığı inancını vurgulamaya, bu neredeyse alternatifsiz inancı sorgulatmaya ve imajların gerçekliğinin sorgulanması konusunda yeni bir sosyal anlayış gerektiğini belirtmeye yöneliktir.

    mockumentaryler gerçeklik algısını yaratmak için bazı belgesel tekniklerini kullanırlar. bunlardan bazıları:
    · voice-over / dış ses,
    · tanınmış sunucu ve oyuncular,
    · açıklamalar (disclaimer),
    · müdahil olmayan fakat sürekli izleyen kamera tekniği (bkz: cinema verite ve fly on the wall),
    · arşiv görüntü kullanımıdır.

    mockumentarylerin 3 alt türe sahip olduğu düşünülmektedir. bunlar parodi, critique mockumentary ve deconstruction mockumentarydir. bu üç alt tür seyirciye gerçeklik hissiyatının geçirilme seviyesine göre sıralanmıştır. parodiler sahte oldukları mesajını direkt olarak verirken critique mockumentaryler seyircileri sahtelik-gerçeklik kavramlarının arasında bırakır. deconstruction mockumentarylerde ise gerçeklik had safhadadır.

    kronolojik olarak bazı önemli örnekleri şunlardır:

    1967 - david holzman's diary/#58852461
    1978 - the rutles: all you need is cash
    1980 - the falls
    1983 - zelig
    1983 - this is spinal tap
    1992 - man bites dog
    1995 - forgotten silver
    1999 - the blair witch project
    2000 - the simpsons: behind the laughter/#6807444 (s11e22)
    2001 - the office (birleşik krallık, 2001-2002)
    2001 - the office (amerika, 2005-2013)

    bir de bunlardan önce bbc'nin swiss spaghetti harvest diye bir haberi vardır ki o da mockumentary grubuna dahil edilebilir. bu haber, isviçre'de spagetti hasadını, insanların spagetti yetiştirmekte çok ustalaştığını, hatta hasatta toplanan spagettilerin aynı uzunlukta olmasını bile ayarlayabildiklerini anlatmaktadır. bahçesinde spagetti ağaçları yetiştirmek isteyen ingiliz kardeşlerimizin bbc'nin telefonlarını kilitledikleri vakidir. (bkz: isviçreli çiftçiler spagetti ağacı yetiştirdi/#64430500)