hesabın var mı? giriş yap

  • doğru mu yanlış mı bilemem ama çok değil birkaç ay önce abd’nin yaptırımlarında mal varlığının açıklanması tehdidi yer aldığında nasıl birden bire kuzu kesildiklerini daha dün gibi hatırlarım.

  • şu iki örneğine bizzat şahit olduğum yazı bütünü.

    "düşüncesi hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığım halde deniz gezmiş'in her ölüm yıldönümünde herhangi bir starbucks şubesinden iphone'umla "devrim bir gemi gibidir. kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş" paylaşımı yaparım."

    " kural gereği arkadaşlarımın feysbuktaki fotoğrafları altına "güzellik, ay ben seni yerim ki -kalp kalp kalp-, bebeğim çok güzelsin" yazarım; onların da simsiyah kaşlara sahip olmama rağmen ısrarla sarıya boyattığım borussia dortmund terk saçlı fotoğraflarıma aynı şeyi yapmalarını beklerim."

    başıma bir şey gelmeyecekse ben bu yazıyı beğendiğimi söyleyebilirim. yazan kişi niçin hunharca linç edilmiş anlayamadım.

  • bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
    olay tekirdağ'da geçmektedir.
    3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
    - yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
    mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.

  • bir vakıf üniversitesinde derse arada sırada gelen, geldiğinde ise elinden jipinin anahtarını, sigarasını ve cep telefonunu bırakmadan dayı dayı oturan öğrencinin dersi aldığı süre boyunca ağzını bile açmaması, 8 hafta sonra hoca ona dersle ilgili bir soru yönelttiğinde
    -ya hocam arkadaşa 50 euro versem yerime o cevaplasa

    demesi ve tüm sınıfın donakalmasıdır.
    şahane hakkaten.