hesabın var mı? giriş yap

  • kutulanmış halinde içinde gaz tüpü topu bulunan içecek.

    şimdi efendim bu guinness normal biralardan daha az gazlı bir arkadaş olduğundan köpüğü de köpük değil kremadır. diğer biralar kutulanırken karbondioksit basılır içine. guinness tadı fazla karbondioksitle normal bira gibi gurk burp olacağından daha az karbondioksitli olmak zorundadır. ama bira kutusunun basıncı fıçıdaki gibi fazla olamadığından kutu guinness bardağa şeyedilince yeterli köpük oluşmaz.

    işte ucunda ufacik bir delikçik olan bu topçik burada önem kazanır. guinness kutulanırken içine ayrıca azot (nitrojen) konur. sıvı azot biraya karışınca co2 taşar, e kapalı kutuda taşamayınca, bu topçik'e dolar. karbondioksit topçike dolunca guinness az gazlı kendi tadına kavuşur. kutuyu açtığımızda ise bardağa şeyederken köpük az olmakla beraber bu topçikte toplanmış olan gaz dışarı fısssss eder ve normal köpüğünü kremasını oluşturur guinness'in.

  • sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..

    14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.

    neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.

    şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..

  • keops piramidi, mısırda bulunan en eski ve en büyük üç piramitten birisidir. eski dünyanın yedi harikalarından birisi ve günümüzde büyük oranda bozulmamış tek yapısıdır.

    bu piramitlerin nasıl yapıldığına dair birçok teori bulunsa da, henüz nasıl yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. bu teorilere chris massey isimli birisi ilginç bir teori daha eklemiştir. bu teoride bazı eksik noktalar olsa da, temel noktası taşların taşınması ve şekillendirilmesinde suyun kullanıldığıdır.

    keops piramidinin yakınlarında su kaynağı bulunmamaktadır. en yakın su kaynağı nil nehriyle birleşen küçük bir akarsudur ve keops piramidiyle arası yaklaşık 10 kilometredir.

    heredot, keops piramidinin bulunduğu gize şehrine geldiğinde, kendisine piramidin tamamlanmasının 10 yıl sürdüğü söylenmiş. chris massey, incelemeleri sırasında bölgede çok sayıda su yolu ve şerit görmüş ve teorisini bu gördüklerine dayandırmış.

    kalker taşı, taş ocağından çıkarıldığı ilk etapta yumuşak bir taştır ama atmosferdeki karbondioksit ile temasa geçince sertleşir. kalker taşını taş ocağından çıkardıktan hemen sonra suyun altına koyarak setleşmesinin önüne geçilmiş ve bu sayede yumuşak kalan taşlara şekil vermek daha kolay olmuş. aynı zamanda taşları suyun altında çevirmesi de daha kolay hale gelmiş. su seviyesinin, taşı şekillendirmede boyut olarak faydası da olmuş. suyun dışında kalan parçalar kesilerek, her taş aynı boyuta getirilmiş.

    kalker taşını suyun içinde hareket ettirmek kolay değildir. suyun kaldırma kuvvetini kullanarak, bu işi kolaylaştırmaya çalışmışlar. kalker taşını suyun içinde yüzdürmek için çeşitli yöntemler kullanılmış. ilk etapta kalker taşına tahta bağlandığını düşünse de, dönemin şartlarındaki imkanlara göre pek inandırıcı olmayan miktarda odun gerektiği, bu sebeple odundan başka malzeme kullanıldığını düşünmüş massey. teorisine göre, hayvan derisini papirüs ile kaplayarak, kalker taşını bununla sarmışlar ve bu şekilde suyun içerisinde yüzdürmüşler.

    papirüs, mısırda yaygın olarak kulanılan bir malzeme. hayvan derisi ise o zamanlar su ve şarap gibi sıvı maddeleri taşımak için yaygın olarak kullanılan bir malzeme.

    daha önceki teoriler kalker taşlarının nil nehrinden papirüs tekneleri üzerinden getirildiğini söylemektedir. bu yöntem ise hem daha güvenli, hemde taşların devrilme ihtimalini ortadan kaldırmaktadır.

    taşların taşındığı geçit yolu, daha önce belirtildiği gibi su yolu ve şeritlerden oluşmaktadır. ilk geçitin su seviyesi, limandaki su seviyesiyle aynı olabilir. kalker taşı ilk kapıdan geçtikten sonra kapı kapanacaktır. suyu tutan ikinci kapı ise yükselerek taşları tepeye doğru çıkaracaktır.

    suyun içerisinde kalker taşının yukarı doğru gitmesi pek mantıklı gelmese de, atmosfer basıncı sayesinde mümkün. kısaca şöyle ve şöyle

    ilk iki kapı genel olarak şöyle özetlenebilir.

    taşları daha yukarı itmek için daha fazla basınca, dolayısıyla daha fazla kapıya ihtiyaç vardır. taşları yan yana getirmek için işçilerin halat kullandığı düşünülmektedir.

    son kapıdan geçen taş, hendeğe doğru yüzdürülerek inşaat alanına ulaştırılır. inşaat alanında son işçilikler yapılarak, taş istenilen yere getirilir ve istenildiği gibi şekillendirilir.

    piramidin bir tarafı bu şekilde inşa edildikten sonra, aynı sistem diğer yanları inşa etmek için kullanılır.

    son olarak başka bir su yolu olduğu düşünülen şöyle bir fotoğraf daha bulunmaktadır.

    bu teoriyle ilgili daha detaylı bilgi youtube üzerinde bulunmaktadır.

  • bir önceki çağda yaşanan bir olayın neden-sonuç ilişkisini şimdiki çağın dinamiklerine göre değerlendirmek aklın yüzerek yunan adaları'na kaçtığını gösterir.

  • 18 temmuz 2017 kemal kılıçdaroğlu'nun hükümete meydan okurken sarf ettiği taşşaklı söz.akp'li yöneticilerin abdestlerinden şüpheleri yoksa buyursunlar tartışsınlar ve görelim gerçekleri. bir vatandaş olarak doğruları öğrenmek benim de hakkım değil mi?..

    o değil de, bağzı andavallar halen ''darbe gecesi gördük yeaa'' diyerek kendilerini kandırıyor. iyi, ne güzel işte reisiniz korkmuyorsa çıksın karşısında bunu da sorsun öğrenelim..

  • ziraat bilmine dair iç burkan bir detay bu.

    gidiyorsun pazara, diyalog hep şöyle.

    -abi biberler acı mı?
    +karışık.

    ya da alıyorsun tatlı denen biberi, hop içinden mutlaka bir sürü acı çıkıyor.

    aga, niye bunu ayrı üretmiyonuz? lan teknoloji kurbağadan domates üretme seviyesine gelmiş, biberler hala karışık.

  • kısa yanıt verme özelliklerinin olmaması.
    22 yaşındayım, şu ana kadar annemin evet ya da hayır diyerek cevap verdiği tek cümle duymadım bilmiyorum.

    *anne ebru beni aradı mı?
    -aradı. duşta dedim. tamam teyzecim çıkınca beni arasın olur mu dedi. ben de tamam kızım ben söylerim arar o dedim. o da sağol teyzecim iyi akşamlar dedi. sen sağol kızım dedim.

    *anne hava soğuk mu?
    - ne soğuk ne sıcak. kaban alma terlersin. hırka da az gelir. şal al bi de yanına. takma şalı istersen çantanda dursun üşürşen sarınırsın.

    *anne botlarımı gördün mü?
    - gördüm tabi. atmışsın yine birini bi yere birini bi yere. aldım temizledim gazete sepetinin üzerine koydum. oradadır. sen nereye bıraktığını bile hatırlamazsın tabi. kaç yaşına geldin...