ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
manav olma arzusu
-
ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.
isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.
halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.
manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.
onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.
sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".
mesleklerimizin kıymetini bilelim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"google 14 yaşında imiş..
türkiye'de olsa kesin tecavüze uğrardı..
davada da "zaten motordu, aranıyordu" indirimi sözkonusu olabilirdi..."
yerli aşıyı dünyayla paylaşacağız
-
bir gün dursun temel’ e sorar;
-“temel senin iki tane atın olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” peki iki tane araban olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” iki tane evin olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” canımsın… peki iki tavuğun olsa birini bana verir misin?”
-” vermem.”
-” haydaaa..! neden?”
-” çünkü iki tavuğum var…
doktor hasta diyalogları
-
çocuk acil servisi..
d---> doktor
çb---> çocuğun babası
d- kaç gündür kabız çocuğunuz?
çb- 20-25 gün oluyo işte doktor bey..
(doktor şok olur..)
d- peki getirmek için niye bugünü seçtiniz acaba? bugün taş mı sıçtı?!!
yemeksepeti'nin joker sipariş üçkağıdı
-
rezalet anlatımı: 8
rezalet boyutu: 5
hak arama: 8
beslenme alışkanlığı: 1
afyonkarahisar'a gideceklere tavsiyeler
-
gitmeyin.
toki'nin 1+1 konut inşa devrini bitirmesi
-
şuradan görülecek aile ve sosyal politikalar bakanı ayşenur islam'ın açıklaması.
öncelikle soruyorum neden?
evlenmeyi düşünmeyen bekar kişiler ne yapacaklar?
ben evlenmeyi hiçbir şekilde düşünmüyorum. kezâ eskiye göre evlenen kişilerde de önemli derecede azalma var. ben bekar bir birey olarak toplumun yarattığı kalıplara girmek zorunda mıyım?
birey olarak yaşamayı seçtiğim bir hayatta benim varlığımı nereye koyuyorsunuz?
evlenmek ve bir aile kurmak, sizin gösterdiğiniz yolları izlemek zorunda mıyım?
ufak bir ev almayı düşünen bekar kişiler ne yapacaklar?
her tek yaşayan kişi evinde fuhuş mu yapıyor?
en önemlisi tek yaşayan insanlar olmazsa o edepli ailelerin erkekleri "ya evin anahtarlarını bana versene haftasonu" diye kime diyecekler?
madem aile ve sosyal politikalar bakanısınız, 1+1 eve yasak getireceğinize;
insanlar neden evlenmek istemiyorlar,
toplumu fuhuşa iten nedenler nelerdir,
ekonomi nasıl iyi hâle getirilir de insanlar refaha ererler
gibi sosyoljik ve ekonomik sorular üzerinde düşünün. o zaman zaten böyle şeyler düşünmenize de gerek kalmaz.
sinüzit teşhisiyle taburcu edilen kızın ölmesi
-
(#155606800) şöyle bir entry girdim dün. ve başka bir haber sitesinde böyle bir haber de bulunuyor.
https://www.dha.com.tr/…lculuguna-ugurlandi-2296282
öncelikle 2 haberin içeriği farklı olsa da, hastanın yaşı, yoğun bakımda tedavi gördüğü vs, ben orda bir soru belirtmisim. soru şu " neden ısrarla migren ve sinüzit deniliyor?" bakın bu sorunun bir tane cevabı vardır. hekim olarak bir enrty girersiniz. o da şöyle olur : çünkü sistemin bana hasta başına verdiği bütçe, süre, imkan, prosedür bunu gerektiriyor, ve maalesef acilde talihsizlikler oluyor vs vs diye. kalkıp "neden" ile sonlanmis bir entryden doktor düşmanlığı varsayımı çıkmaniz akıl alır gibi değil. kaldı ki siz de en az benim kadar o gün acilde ne yaşandı, hekimin tutumu, hastanın kendini ifade etme sekli gibi hususlari bilmiyorsunuz.böyle agresif tavırlar alarak bir yere varamayız. kaldı ki ben hekim arkadaşları hic bir zaman suçlamadım. ülkenin aydın insanları gözüyle baktım. sözlükte de aleyhilerine açılan tüm başlıklarda savundum. eski entrylerimde mutlaka vardır. ortada bir haber var. bizi aydınlatıp acilde böyle böyle işliyor düzen diye entry girmeniz gerekirken ana bacı sövmek gerçekten yakışıkalmıyor. dediğim gibi bütün sağlık emekçilerine minnettariz. insanlarla bire bir diyalog halinde olunması gereken bir meslekte üslup cok cok önemlidir.
nefret edilesi hitap şekilleri
-
adam türkçede ki bütün hitap şekillerini yazmış lan. birine sesleneceğimiz zaman yerden taş alıp taş mı fırlatalım napalım ?
boşandıktan sonra erkeğin nafaka ödemesi saçmalığı
-
şimdi size mühendis bir arkadaşımın eski karısı ve yasalar tarafından nasıl acı sikildiğini anlatıcam hazır olun,
bu arkadaşım odtü'den mezun ailesi varlıklı bir çocuk. benden 2 yıl önce evlendi. kerizciğim 2 de çocuk yaptı.
evlenmeden önce ailesinin üstüne yaptığı 1 evi vardı birde arabası.
evlendiği kız özel bir okulda öğretmen. evlenince hamile kaldı. kendi isteğiyle bir daha da çalışmadı. zaten kocası çok iyi kazanıyor.
evlendiğinde ilk iş çocuğa arabayı yeniletti ikinci işte evi sattırıp yeni bir ev aldı.
ikinci çocuğu da doğurdu. evlendikten 7 yıl sonra herife boşanma davası açtı.
hakim ev ve araba evlilikten sonra alındığı için ortak mal saydı. bankadaki parayı da ortak saydı.
herif ayda ortalama 8-10 bin arası alıyor. kız 5 kuruş kazanmadı.
ama ev satıldı 550 bine kız 275 bin tl aldı.
araba satıldı 60 bine kız 30 binde ordan aldı.
bankada 50 bin varmış kız 25 de ordan aldı
hakim kıza 2000 tl yoksulluk nafakası çocuklara da aylık 1800 tl iştirak nafakası bağladı. yani kız ayda 3800 tl alıyor. nakit cebine de 330 bin nakit koydu.
kız şu an işe başlamıyor çalışsam 1500 anca alırım nasılsa hakim bana 2000 tl nafaka bağladı diyor.
evlenin keriz erkek kardeşlerim siz hala. akıllanmadan evlenin olur mu? sizi gidi mallar sizi.
ercan taner'in küçüklüğü
-
-anne koştu.. anne koştuu.. bakıyorum.. ercan çok hızlı !! ercan çok hızlı !!
-ercan allah cezanı vermesin..
-terliği anne kullanacak.. bakıyorumm... terlik geliyorrr.. terlik geliyor.. ercan kaçtıııı.. ercan kaçtıııı.. mükemmel bir atış aynı güzellikte bir kaçış.. ercan odasında adeta devleşiyor..
-ercan boyun devrilsin emi.. akşama baban gelsin.. o zaman da böyle kaçabilecek misin bakalım
-anne saha kenarına kadar geldi.. 1 numaralı anonsu işaret ediyor..