hesabın var mı? giriş yap

  • ios benzerini arayanlar earthquake network adli uygulamaya bakabilirler. ayrica,

    (bkz: deprem erken uyarı sistemi)

    hadi üşenmeyelim, az buçuk açıklayalım. deprem belli bir merkezden (bkz: epicenter) dalgalar halinde yayılarak hareket eder. merkeze yakın yerlerden sismik veri (sismograf ağları) toplarsan depremi tespit edip dalganın henüz ulaşmadığı yerleri uyarabilirsin. telekomunikasyon deprem dalgasından hızlıdır. uyarı saniyelerle sınırlıdır (merkezden çok uzaksan dakikalarla, ama uzaksan depremin etkisi de azalacaktır zaten).

    ayrıca akıllı telefonlar da sismograf gibi kullanılabilen cihazlardır. dolayısıyla alternatif bir sismik ağ oluştururlar.

    hemen edit: bir de depremin içeriğinde p dalgası, s dalgası farkı vardır. p dalgası önden gider, s dalgası sonradan gelir. esas zararlı etkileri olan s dalgası olunca, p’yi tespit edip s’ye göre vaziyet almak makbuldur. erken uyarı algoritmaları 3-4 saniyelik p dalgasıyla hem merkez konumunu hem de büyüklüğü tahmin eder, çok da güzel eder.

    ek: telefonun içinde ivmeölçer adlı sevimli bir sensör vardır. bu sensörle tahmin edin neyi ölçersiniz? ivmeyi! telefondan gelen verileri ayıklamak önemli tabii. hamdi abi balkonda ip atlarken de hayvan gibi titreşim olur, ivmeölçer yapıştırır eşik değer geçildi diye. ama hamdi abi tekil, filtrele gitsin. bütün mahalle aynı anda ip atlamaya başlarsa o zaman iş değişir, nur topu gibi bir yanlış alarmınız olur.

  • çok acayip insanlarsınız vesselam. arkadaşım o kadar aciliyeti yoksa ambulansı çağırma!

    tanım: milletin can, yazarın ev derdinde olduğu hede.

  • önce web tasarım şirketi kurup, sonra tasarım kursunda öğrenmeye gelen adam gördüm ben.

    soruyordum; ''abi iş geliyor mu?'' diye, ''arada geliyor'' diyordu. ''e nasıl yapıyorsun?'' diyordum, ''kurs bitince yapacağız inşallah'' diyordu. sonra battı o abi...

  • 1.370.000.000 tl maliyeti varmış. yazı ile : bir milyar 370 milyon tele.
    hani avkti zamanında altı sıfır attık ya, onu atmasaydık; şu an 1.370.000.000.000.000 tl olacaktı. okuyabildiniz mi bu rakamı?

    aklım, dimağım durdu.

    hala bu adama tapınıyorsunuz ya, sizi eşşekler tepsin de def olup gidin üllkeden. biz kendi kendimize tekrar var oluruz amk.
    bu ne be!

  • konu üzerinde uzun araştırmalar yaptığım, hatta bir proje ürettiğim, ülkemiz açısından döviz, istihdam ve kalkınma açısından büyük bir potansiyel barındıran sektördür. ancak ne yazık ki ülkemizin bu konuda büyük potansiyeline rağmen çoğunlukla özel sektörün faaliyet gösterdiği bir alan olarak devam etmektedir.
    dünyada 100 milyar dolarlık hacme ulaşarak pek çok ülkenin de dikkatini çekecek bir konuma ulaşmıştır.
    hal böyle iken sağlık turizmi nedir, ne üzerinedir biraz bilgi vermek istedim.

    sağlık turizmi, sağlığın korunması, geliştirilmesi ve hastalıkların tedavi edilmesi amacıyla ikamet edilen yerden başka bir yere seyahat edilmesi ve gidilen yerde en az 24 saat kalınarak sağlık ve turizm olanaklarından yararlanılması olarak tanımlanmaktadır. bu şekilde belirtilen amaçlarla seyahat eden kişiye de “sağlık turisti” denilmektedir. burada "sağlık turisti" ile "turistin sağlığı" olgularını karıştırmayalım, sağlık turisti'nin amacı tedavi olmak için gelmek ve tedavisini olurken tatil yapmak olmalı. tatil için gelip herhangi bir nedenden dolayı sağlık hizmeti aldığında bu "turistin sağlığı" olarak nitelendirilmektedir.

    sağlık turizminin geçmişinin sümerlere kadar uzandığı bilinmektedir. sümerler, m.ö. 4000 yıllarında, sıcak kaynakların etrafında bilinen en eski sağlık tesislerini inşa etmişlerdir. eski yunan imparatorluğu döneminde hastalar termal tedavi için akdeniz ülkelerine seyahat etmişler, 18.yy sonrası avrupalılar tedavi için nil nehrini seçmişlerdir. 20. yüzyılda bilim ve teknolojide ilerleyen ülkeler özellikle amerika ve avrupa ülkeleri, tıp alanında da büyük ilerlemeler kaydederek dünya’nın sağlık tedavi merkezleri haline gelmişlerdir

    sağlık hizmet sunumunda artan maliyetler, yaşam kalitesinin yükselmesi, gelişmiş ülkelerde hızla sayısı artan yaşlı nüfus, sağlık hizmetinin daha ekonomik ve kaliteli olması, insanların tedavi olurken tatil yapma fırsatı bulabilmesi, sağlık hizmetlerinde maliyeti düşük ülkelere olan rağbeti artırmıştır.

    sağlık turizminin gelişmesine etki eden en önemli unsur; insanların yüksek kalitede düşük maliyetli sağlık hizmetlerini talep etmesidir. insanların uzun bekleme sürelerinden kurtulmak, ileri teknolojiye ulaşmış kaliteli sağlık hizmetini en kısa zamanda almak, tedavi maliyetlerini düşürmek ve hem sağlık hizmetini alıp hem de tedavi olduğu ülkede tatilini yapmak istemesi, yaşlı nüfusun oransal artışı dünyada sağlık turizminin gelişmesine neden olmuştur.

    dünya ülkelerinde turizm önemli bir gelir kaynağı olarak görülmektedir. son yıllarda ülkeler doğal, tarihi ve iklimsel olarak sınırlı kalan turizm gelirlerine yılın her ayında etkin sağlık turizmini de eklemek ve ülke ekonomilerini daha çok geliştirmek amacına doğru hareket etmeye başladılar.

    dünyada turizm hareketleri her ne kadar insanların yeni yerler görüp gezmek eğlenmek amacıyla gelişmiş olsa da; son yıllarda sağlık turizmi ülkeler için giderek artan bir ivme kazanmaktadır. insanlar artan tedavi maliyetleri, karşılanması uzun ve zor sağlık sorunları için daha ekonomik ve daha rahat hizmet alabilecekleri ülkelere yönelerek gittikleri ülkelerin tıbbi, tanısal, doğal kaynaklarından faydalanmak, sağlıklarına tekrar kavuşmak ya da daha sağlıklı olabilmek amacını taşımaya başladılar.

    sağlık turizmi; sıfır maliyetli, zengin doğal ve tarihi kaynakların turizm ve özellikle sağlık turizmi ile değer kazanmasının yanı sıra ülkelere ciddi döviz akışı sağlaması, vatandaşlar için hem iş gücü hem de önemli bir gelir kaynağı olma potansiyeli taşımaktadır. bu istihdam ve gelir ‘doğrudan’, ‘dolaylı’ ve ‘ek istihdam’ olarak gerçekleşmektedir. ayrıca bu gelir ükkenin yeni yatırımlar için kaynak sağlamasının yanında tarım, inşaat, gıda, mobilya vb. pekçok sektörü de uyaracağı kesindir. bu nedenle, hem bölgesel hem de ülke için bir kalkınma aracına dönüştürülebilir.

    sağlık turizmi tıbbi pek çok tedavi ve girişimi içermektedir. günümüzde göz, diş, estetik, ortopedi, tüp bebek, kalp damar, saç ekimi ve ortopedi ameliyatlarına kadar sağlıkla ilgili pek çok alanı kapsamaktadır.

    sağlık turizminin türleri:

    a)-medikal turizm (tıp turizmi):

    bu turizm çeşidinde doktor ön planda olup, tedavi ihtiyacı olan turistlerin turistik faaliyetlerinin bir kısmını kapsayan özel tedaviler olarak karşımıza çıkmaktadır. amaç hastanede tedavi veya ameliyat olmak ve aynı zamanda tatil yapmaktır.

    b)-yaşlı ve engelli turizmi:

    yaşlı ve enge sağlık alanındaki yeni gelişmeler ve insanların hayat standartlarındaki yükselme, ortalama yaşam süresini uzatmış ve doğurganlık oranlarının azalması sonucunda yaşlı nüfus artışına sebep olmuştur. bu nedenle günümüzde sağlık turizminde yaşlıların bakımı ile ilgili kurulan tesisler ve bu amaçla yapılan seyahatler sağlık turizminin yeni bir türü olarak turizm faaliyetlerinde yerini almaya başlamıştır. yaşlı turizmi, 65 yaş ve üstü olan, birden fazla kronik rahatsızlığı olan bakıma muhtaç hastaların iklim ve hava değişikliği gerçekleştirilerek sosyal tesislerde tedavi edilmesini esas alan turizmdir.

    c)-termal/spa/wellness turizmi:

    profesyonel ekiplerce uygulanan su ve çeşitli aromatik kürlerin kullanılması yoluyla vücudun dinlendirilmesi, ağrı ve acıların azaltılması amacıyla uygulanan bir tedavi yöntemi olarak tanımlanmaktadır.

    termal tedavi düşük maliyetli ve etkili tedavi aracı olarak insanlar arasında önemli bir seçenek olmuştur. bugün termal turizm asya ve avrupa’da önemli bir gelir kaynağı durumundadır.

    ülkemiz, dünyada termal ve mineralli sular kapasitesinde yedinci, avrupa’da ise birinci sıradadır. biyolojik ve kimyasal açıdan zengin termal suları ile 1.500 'den fazla jeotermal kaynağa, 46 ilde 240 üzerinde kaplıca tesisine sahiptir. ancak ülkemizde jeotermal kaynakların termal turizm alanında kullanımının maalesef sadece %15 olduğunu belirtilmektedir.

    termal turizmin türevlerini üç ana başlık altında toplamak mümkündür:

    1) klimatizm (temiz havadan yararlanma),

    2) termalizm (kaplıca)

    3) üvalizm (meyve-sebze kür tedavisi)

    2022 yılında toplam 1.258.382 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir 1. 926.094 bin abd doları tutarında gerçekleşmiştir.

    sağlık turizmi alanında en çok tercih edilen ülkeler; abd, hindistan, küba, kosta rika, tayland, singapur, kolombiya, malezya, türkiye, meksika, almanya ve güney kore’dir.

    kaynak:
    1-bülbül, f. (2015). sağlık turizminin türkiye’deki gelişimi.
    2-edinsel, s. ve adıgüzel, o. (2014). türkiye’nin sağlık turizmi açısından son beş yıldaki dünya ülkeleri içindeki konumu ve gelişmeleri.
    3-erdur, e. (2013). kamu hastanelerinin medikal turizm hizmetlerinin değerlendirmesi konusunda bir araştırma.
    4-kahveci, a. (2014). dış ticaret kapsamında medikal turizm ve medikal turizm teşviklerinin etkinliğinin incelenmesi: alanya örneği.
    5-karakoç, s. (2017). küresel dünyada sağlık turizminin önemi ve türkiye’nin durumu.
    6-kostak, d. (2007). turizm hareketleri türkiye örneği üzerinden sağlık turizmi.
    7-özgül, a. (2014). türkiye’de sağlık turizmi politikaları üzerine bir değerlendirme.
    edit: kaynak eklendi.

  • - "oyunu kime vereceksin" dedi
    + "hırsız vatan haini olmayana" dedim
    - "nedir bu akp düşmanlığınız" dedi
    + halbuki ben isim telafuz etmemiştim.

  • düpedüz bir dayatma ve faşizmdir bu. tüm insanları aynı kalıba sokma çabasıdır. illumumatinin filan parmağı var mı bilmiyorum ama harbiden gına geldi bu saçmalıktan.

    hangi giyim mağazasına gitsen hepsinde aynı tarz. ne denesen şıp diye yabışıyor üzerine. ulan ibneler, herkes fimfit olmak zorunda mı? o giydiğin t shirt veya gömlek illa kabak gibi dötünü ortaya mı çıkartmalı? allahım nasıl bir zevksizlik bu. bu modayı kim çıkardıysa hepsinin allah belasını versin.

    hayır, ben de şişman biri değilim ama fena gıcık oluyorum buna. bi pantolon deniyorsun hepsi yapışıyor bileğine. ulan ben ayakkabının üzerine salınsın isiyorum. zaten 46 numara ayakkabı giyiyorum, çok tuhaf duruyor. zevkime göre bir pantolon bulamayacak mıyım. modelini, rengini beğendiğim tüm pantolonlar böyle. nerdeyse tüm kıyafetlerde de aynı durum. yetti artık be. tekrardan, estetik anlayışınıza sıçayım!

  • başlık karakter sınırına takıldığından dolayı aslı "tubitakın sahip çıkmadığı projeye biz sahip çıkıyoruz kampanyası" olacak olan başlık.

    üniversiteli genç arkadaşın facebookta yazdığı yazıyı bizzat kopyalıyorum;

    "arkadaşlar oncelikle uzun bir yazı olacak ama hem hayatımın onemli bir anısını paylasmak hemde yardım isteyecegim llutfen uplarınızı esirgemeyin.

    suan ısparta suleyman demirel üniversitesinde okuyorum. bundan 3 yıl once yıllardır araştırdığım bir projeyi gerçekleştirdim ve tubitak proje yarışmasına katıldım 1500 proje arasından ilk 23 e kalarak ytüde gerçekleşecek olan yarı finale katılmaya hak kazandım. bu yarısmada ilk 3 gun sergi olur standınızs gelenlere projeyi anlatırsınız 4. gun ise juri onunde sunum yaparsınız ve finale gidecekler belirlenir. gittiğimizde yan standdaki kisilerin surekli aynı uc kisiye gördükleri her yerde selam verdiklerini ve hep muhabbet ettiklerini farkettik fakat tanıdıkları olabilecegini dusunerek birşeyden kuskulanmadık. 4. gun jürinin karşısına çıktığımda inanamadım tam anlamıyla. selam verdikleri uc kisi juri uyesi olan 3 kişiydi. sunumumu yaptım ve jurilerden biri " muhtemelen gecemeyeceksin fakat bu projenin mutlaka patentini al kar-maliyet oranı bu kadr yuksek bir proje zor bulunur" dedi.

    bende madem iyi bir proje neden gecemeyeyim dedim ve birsey söylemedi yanımdan ayrıldı. daha sonra sonuclar açıklandı ve finale giden 2 projeden 1inin o selam veren arkadaşlar oldugunu gordum. iste o an puzzle parçaları yerine oturdu. demem o ki tübitak'ın tarafsız oldugunu dusunmuyorum. ve aslında o juri üyesinin boyle demesinin ardından projemin uzerine düşmeye karar verdim. 5 is adamı bana ulaştı ve gorusmek istediklerini soyledi görüştük ve hepsi bana projemi 4 bin tl gibi komik bir rakama satın almak istediklerini söylediler bende avrupada veya kanada da universite okumak istedigimi bunu saglarlarsa projemi vereceğimi soyledim kabul etmediler. daha sonra tvde yayınlanan bir fikrinmi var adlı proje yarışmasından davet aldım ama üniversitem dolayısıyla katılamadım..

    projemden bahsedeyim: sadece basınçlı oksijen ve surtunme kuvvetini kullanan bir klima yaptım. deneylerle elde ettigimiz sıcaklık değerleriyle birlikte ortalama degerleri 2000. tl olan 12.000 btu klimalarda kullanılan uluslararsı sıcaklık değerlerini 450 tlye mal ettigim klima ile sıcak ve soguk değerlerin her ikisi icinde sağladık.

    2. avantaj zararlı gaz kullanımı olmadıgı icin klima gazı zehirlenmesi riski yok.
    3. avantaj kullanılan yerin fiziksel şartlarına gore %20-25 arası aylık enerji tasarrufu sağlıyor.

    ve son olarak ne istediğime geleyim. dedigim gibi yurt dısında bana bu projemi arge çalışması ile en iyi haline getirip gerçekleştirme imkanı sunabilecek bir universitede burs istiyorum. bana bu sartları sağladıktan sonra ulke farketmez hindistan bile olur. bu yolda yardım edebilecek kisiler arıyorum. belki yurtdışında bir üniversiteden birisini tanıyor olabilirsiniz veya bir konsoloslukta burslarla ilgilenen kisi olabilir, herhangi birsey olabilir. yardım edebileceğimizi umuyorum. uplarınız dert görmesin"

    ülkemizin en tarafsız olması gereken kurumu böyle şeyler yapıyorsa bence bizler bireysel olarak elimizden geldiğince bu tarz projelere sahip çıkmalıyız. umarım yardımı dokunacak birileri olabilir.

    edit: proje sahibi arkadaşa ulaşmak isteyenler burakbasaksehir@gmail.com adresinden mail yoluyla ulaşabilir. teşekkürler ilginiz için

  • 28 ocak 1393'te, kraliçe'nin nedimelerinden birinin evliliğini kutlamak için fransız kraliyet sarayında bir maskeli balo düzenlendi. genç kral vi. charles ve beş soylu arkadaşı, maskeler ve keten ile reçineden yapılmış tüylü kostümler içinde "vahşi adamlar" olarak adlandırılan bir dans sergilediler. görsel

    baloya geç ve sarhoş olarak katılan orleans dükü louis de valois, katı yasaklardan habersiz bir şekilde, elinde yanan bir meşale ile salona geldi. kimileri dükün meşaleyi dans edenlerin üzerine fırlattığını, kimileri ise dans edenleri tanımak için onlara çok fazla yaklaştığını iddia eder.

    louis de valois

    sebebi ne olursa olsun, dansçıların son derece yanıcı kostümleri kısa sürede alevler içinde kaldı. kral, genç teyzesi yangını söndürmek için eteğini üzerine atınca yangından kurtulur. başka bir dansçı salondaki şarap fıçısına atlar ve kurtulur.

    kralın diğer dört arkadaşı ise o kdar da şanslı değildir ve diri diri yanarak ölürler. trajedi, halkın monarşiye olan güvenini sarsar. orleans dükü'nün itibarı ise yerle bir olur.

    bu olay tarihe "bal des ardents" yani "yanan adamların balosu" olarak geçer.

    kaynak: historyextra