hesabın var mı? giriş yap

  • insanların temel ihtiyaçlarına zam üstüne zam gelirken ötv indirimi yapılması etik olmaz. o yüzden akp'nin yapabileceğini düşünüyorum.

  • şehirlerin plansız olmasıyla ilgilidir. abd, japonya gibi ülkelerde o terimler kullanılır çünkü şehirler ızgara sistemiyle imar edilmiştir. bir caddede batıya doğru giderken düz gittikçe aynı yöne gidersiniz. ancak türkiye'de batıya giderken cadde'nin sola dönmesiyle güneye dönebilir ya da son bulmasıyla farklı bir yönde bulabilirsiniz kendinizi. bu nedenle coğrafi yönlerin türkiye'de kullanılması pratikte imkansızdır.

  • lakers'a karşı oynadığı oyundan ziyade, nba'e geldiği kafa yapısını beğendiğim genç oyuncu.

    istatiskleri yanıltmasın. dün geceki maçta bir kaç iyi hareketi olduğu kadar, özellikle son periyotta farkın erimesinde, furkan'ın yaptığı basit hataların da katkısı vardı.

    fakat muazzam bir özgüvenle oynuyor. en ufak bir tereddüt yok hareketlerinde. "19 yaşındayım ama, ben buraya oynamaya geldim" diye bas bas bağırıyor sahada. çok beğendim bu açıdan.

  • ya burda "medeniyet çuvalla bavulla olmaz" diye halkçılık kasanlar var ya... üstüne para verseler havaalanında çuvalla görülmek istemezler. neyin eleştirildiğini biliyorlar, eleştirilen şey gibi olmamaktan dolayı mutlular da, ama göstermelik halkçılık yapmış olmak için kendileri bile asla olmak istemeyecekleri birini eleştireni eleştiriyorlar.

    medeniyet çuvalla kılık kıyafetle gelmiyor madem, niye bunları diyenleri bavul yerine bohçayla, marka çantalar yerine heybeyle, ayaklarında naykiler yerine takunyayla görmüyoruz hiç?

  • uykuda konuşmak veya somniloquy, uykuda iken kişinin konuşması anlamına gelen bir parasomnidir. uyku sırasında bilinçsiz konuşmayı içeren bir uyku bozukluğudur.

    uyku konuşması fiziksel olarak zararlı değildir, ancak hasta için çok utanç verici olabilir. buna ek olarak, yakınlarınızda uyumaya çalışanlar için sıkıntı olabilir. konuşan hastalar; başka birinin uykusunu bozabileceğinden korktuğu için, bu ortamlarda uyumaktan da çekinebilir.

    sahne ve şiddet

    uyku konuşmaları, hem aşamaları hem de şiddeti bakımından ele alınır:

    aşama 1 ve 2: bu aşamalarda kişi, 3. ve 4. aşamalar kadar uykuda değildir ve konuşmalarını anlamak daha kolaydır. aşama 1 veya 2'deki bir uyku konuşmacısı, mantıklı olan tüm konuşmalara sahip olabilir.

    aşama 3 ve 4: kişi daha derin bir uykudadır ve konuşmalarını anlamak genellikle daha zordur. inleme veya anlamsız konuşmalar içerir.

    uyku konuşmalarının şiddeti, ne sıklıkta gerçekleştiğine göre belirlenir:

    hafif: uykuda iken konuşma ayda bir kereden az olur.
    orta: uykuda iken konuşma haftada bir kez yapılır. konuşma, diğer insanların uykusuna fazla müdahale etmez.
    şiddetli: uykuda iken konuşma her gece olur ve odadaki diğer insanların uykularına müdahale edebilir.

    kimler risk altında

    uyku konuşması herhangi bir zamanda herhangi bir kişinin başına gelebilir. ancak çocuklarda ve erkeklerde daha yaygın gibi görülmektedir. ayrıca genetik faktörler de önemlidir. bu nedenle, uykularında çok fazla konuşan ebeveynleriniz veya diğer aile üyeleriniz varsa, risk altında olabilirsiniz. aynı şekilde, uykunuzda konuştuğunu biliyorsanız ve çocuklarınız da varsa, çocuklarınızın da uykusunda konuştuğunu fark edebilirsiniz.

    uyku konuşmaları, hayatınızın belirli dönemlerinde artabilir ve aşağıdakiler tarafından tetiklenebilir:

    -hastalık
    -ateş
    -alkol
    -stres
    -depresyon
    -uyku eksikliği

    diğer uyku bozukluğu problemlerinde kişinin uykuda konuşma ihtimali artar:

    uyku apnesi
    uyurgezerlik
    kabus görmeye yatkınlık gibi.

    ne zaman doktora görünmeli

    uykuda iken konuşmak genellikle ciddi bir tıbbi durum değildir, ancak bir doktora görünmenin uygun olabileceği zamanlar vardır.

    uyku konuşmanız, uyku kalitenize müdahale edecek kadar aşırı ise veya sizi yorgun bırakıp gün içinde etkiliyorsa doktorunuzla konuşun. nadir durumlarda, uyku konuşmalarının nedeni altta yatan başka problemler olabilir.

    uykuda iken konuşmanızın; uyurgezerlik veya uyku apnesi gibi daha ciddi bir uyku bozukluğunun belirtisi olduğundan şüpheleniyorsanız tam bir muayene için bir doktora görünmeniz yararlı olacaktır. 25 yaşından sonra ilk kez konuşmaya başlarsanız bir doktordan randevu alın. yaşamın ilerleyen dönemlerinde başlayan uyku konuşması, altta yatan tıbbi bir durumdan kaynaklanabilir.

    tedavi

    uyku konuşmaları için bilinen bir tedavi yoktur. ancak bir uyku uzmanı veya uyku merkezi, durumu yönetmenize yardımcı olabilir. bir uyku uzmanı, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu dinlenmeyi sağlamaya yardımcı olabilir.

    uykuda iken konuşmanızdan rahatsız olan bir partneriniz varsa, her ikinizin uyku ihtiyacınının yönetilmesi konusunda bir uzmanla konuşmak yararlı olabilir. denemek isteyebileceğiniz diğer bazı şeyler:

    -eşinizin kulak tıkacı takması
    -herhangi bir konuşmayı boğmak için odanızda white noise(arka fon sesi) kullanma gibi.

    aşağıdakiler gibi yaşam tarzı değişiklikleri de uyku konuşmanızı kontrol etmeye yardımcı olabilir:

    -alkol kullanmaktan kaçınmak
    -yatmadan önce ağır yemeklerden kaçınmak
    -beyninizin uykuya dalması için gece ritüelleri ile düzenli bir uyku programı oluşturmak

    genel görünüm

    uykuda konuşma, çocuklarda ve erkeklerde daha sık görülen ve hayatınızın belirli dönemlerinde ortaya çıkabilecek zararsız bir durumdur. herhangi bir tedavi gerektirmez ve çoğu zaman kendi kendine çözülür. yani kronik veya geçici bir durum olabilir. ayrıca uzun yıllar boyunca yok olup sonra birdenbire ortaya da çıkabilir.

    ancak yukarıda belirtildiği gibi uyku konuşmaları sizin veya eşinizin uykusuna müdahale ediyorsa ve yaşam kalitenizi düşürüyorsa doktorunuzla konuşun.

    kaynaklar: en.wikipedia, healthline, psychologytoday, webmd

  • ben burda 10 bin lirayı boklayanları görünce şaşırıyorum. pardon da siz hangi ülkede yaşıyorsunuz? sektörde kimin ne aldığı aşağı yukarı bellidir. elbette 25 bin tl ve üzeri maaş alanlar var, anca buraya sizin gibi gelip 10 bin lira para mı yea demez. bu paranın altında da alsam üstünde de alsam gelip buraya 10 bin tl para mı yea muhabbeti yapmam. çünkü bence türkiye şartlarında "kötü" bir para değil. maaşlı çalışanların yüzde kaçı 10 bin tl üzerinde çalışıyor acaba?

    beyler uyarayım, böyle kız da düşüremezsiniz. "vaayyy errrrkeğe bak 10 bin tl para mı diyor, off demek ki çok zengin" dediklerini sanıyor olamazsınız. umarım sanmıyorsunuzdur.

  • bazı şeyler kitaplarda, filmlerde, şarkılarda karşımıza çıktığında kalbimize dokunuyor, hoşumuza gidiyor, duygulanıyoruz, empati yapıyoruz. gerçek hayatta benzer durumlarla karşılaştığımızdaysa kurgudakine benzer şeyler yaşayan insanlara tahammül edemiyoruz... ne garip değil mi?

    aylardan beri çeşitli aşamalardan geçiyorum. inkar ettim, isyan ettim, kendimi dağıttım, bol bol ağladım, okudum, eve kapandım, kendimi dışarıya attım... çoğunu da tek başıma yaptım. yolu hala yarılayamadım.
    “güçlüyüm bak, böyle de eğleniyorum hah hayyy!” diye oynamadım. arabeskleşmedim, şarkılarla, sosyal medya mesajlarıyla laf sokmadım, haber alabileceğim, haber taşıyabilecek tanıdıklarla görüşmedim ama yine de zaman zaman tesadüfler sonucu, zaman zaman merakıma yenik düştüğümden dolayı öğrendiğim her yeni bilgi canımı biraz daha yaktı.

    hediyelerde, anılarda, fotoğraflarda soykırım yaptım. bazı fotoğrafları silmeye kıyamadım, o kadar güzellerdi ki... baktım olmuyor, gittim kendime yeni bir telefon aldım doğum günümde, o kıyamadığım fotoğrafların olduğu telefonu gözlerimi kapatıp fabrika ayarlarına döndürdüm, oğluma verdim. çok sevindi çocuk.

    bugün pazar ve evde oturuyorum. en şen kahkahalarda bile içindeki kırıklıkları gizleyemeyen bir kadınla harcanamayacak kadar kıymetli bir gün büyük şehirde. ben de oturdum, bilgisayarımın damarlarına sızmış geçmişin son kırıntılarını temizliyorum. bütün o gezilerdeki, bütün o güzel fotoğrafların iki kişilik olması haksızlık. bir fotoğrafı iphoto’da kesiyorum. öyle güzel gülümsemişim ki... ama ne yapsam da omuzumda kalan eli çıkartamıyorum. o kadar şey yaşadım, o kadar aşamadan geçtim, hiçbir şey bu el kadar koymadı... metin altıok'un şiiri geliyor aklıma, sezen aksu’dan dinliyorum...

    şimdi biraz ağlayacağım. arka arkaya birkaç sigara içeceğim. bir mola vereceğim ve sonra temizliğe devam edeceğim. dezenfektanlarla girişeceğim, parlatmaya çalışsam da biliyorum bazı lekeler hiç silinmeyecek. olsun. 21. yüz yıla yakışır bir hızda olmasa da yavaş yavaş, sakin sakin ilerlemeye devam edeceğim. gün gelecek, kendimi kendime yaptıklarımdan dolayı affedeceğim.

    omzumda bir kesik el ki hala durmadan kanar...

  • yapılmış en aptalca dalgınlık demeyeceğim, en aptalca aptallık ablamın kocasından geliyor;
    üst komşu bir gece karısını dövüyor, ablamla eniştem duruma müdahele edemeyip polisi arıyorlar, eniştem adresi veriyor. sirenler, polisler derken ablamın kapısı yumruklanıyor "aç, polis" deniliyor. bizimkiler şaşırıyor, ihbar eden kendileri, kapıyı açıyorlar, polis "şikayet var sen içeri git" diyor enişteme, sonra ablama "bu adam size şiddet mi uyguladı?" gibi sorular soruyorlar, anlaşılıyor ki bizim zeka küpü enişte adresi verirken kendi daire numarasını vermiş polise. bu sırada polisin gürültüsüne karısını döven adam da geliyor, bizimkiler diyemiyorlar polise "biz değiliz, onlar" diye çünkü adam merdivenlerden izliyor olayı. allahtan bizim enişte tekar arıyor karakoldan bir arkadaşını da, durum açıklığa kavuşuyor. yine de polis evden ayrılmadan önce enişteme "gözümüz üzerinde, dikkatli ol" mesajı vererek gidiyor.