hesabın var mı? giriş yap

  • bu oyle guzel oyle mukemmel bir kitaptir ki bunun filmini yapsan her daim tutar, siirini yazsan herkes okur, tiyatro oyunu yapsan salonlar dolar tasar, kebabini yapsan herkes afiyetle yer, tursusunu kursan her kokoreccide onune getirirler, yani demem o ki bu kitap oyle guzel yazilmistir ki bu hikaye oyle guzel anlatilmistir ki ne sekilde sunarsan sun mutlaka begenilir. kitabin ingilizce olan ve kolaylastirilmamis surumu de bin kusur sayfadir. penguen yayinlarindan bulunabilir. amazon.com da da var. haftasina da geliyor.

  • iki yaş daha büyük versiyonu olduğum erkektir. 42 yaşındayım ve hiç evlenmedim. 10 yıldır da yalnız yaşıyorum. istediğim gibi birini bulamadım ama bulmak için çok çaba sarf ettiğim de söylenemez. çevremde de imrendiğim bir evlilik görmedim henüz.

  • sana hakkımı helal ediyorum abi.

    bir sana ediyorum. babam gururla döneminin şarkıcılarını anlattı durdu bana. sen olmasaydın benim kendi dönemime ait dönmemiş, yalakalık yapmamış, saray soytarısı olmamış, popüler, ortalığı kasıp kavurmuş kimsem yoktu. kimler hayal kırıklığına uğratmadı ki son 10 yılda. ajda pekkan, sezen aksu, ve daha bir çoğu.
    ama sen. abi sen gerçek bir starsın. debelenen, boka batmış sanatının ayakta kalan starısın. seni gururla anlatacağım, dinleteceğim. artık ölene kadar tırt şarkı yapma kredin var. gitme yeter. biz nereye yeter. unutmamalı yeter. unut beni yeter. kıl oldum abi bile yeter.

    hakkım sana helaldir abi. sevmemiş olsam bile zaten severdim seni.

  • (bkz: arkadaşlar yeliz konuşuyor)

    edit: başlık sahibi çok sevgili yazar, başlığını sahipsiz bir evlat misali ortada bırakıp kaçtığı için ilk entry bizimki olmuş.. bazı yazarlar, bugün hortlayan bu başlığı benim açtığımı sanıp mesajlar atmış.. başlık benim değil, entry’m de @2 mahiyetindeydi, fazla sikmiş, öldürmüşüz ilkini..

    kusura bakmasın..

  • zengin depresyona girince xanaxlar, prozaclar havada uçuşur, personal trainer eşliğinde spora başlar, tenis kursundan çıkıp golf kursuna gider, avmlere alışverişe gider eve dönüp kavanoz kavanoz nutella kaşıklar vs.

    fakir depresyona girince depresyon hırkasını giyer, buzdolabını açar, raftaki yarım limona bakar ve kapıyı kapatır.

  • altında ki yorumla güldürmüştür.
    "rastaman future : genetik miras olarak kendi suratını verdikten sonra 10 tane araba alsa ne yazar?"

    yıldırım demirören yeter.

  • yeni bir eve çıkıyoruz birlikte, iş çok yoğun ne gidip alışveriş yapacak vakit var ne de para harcamak mantıklı kiraya çıkılacak ev için.. eşyalı bir ev tutuyoruz bu yüzden. ikimiz varız zaten, küçük bir evimiz var artık bir de ve bir salonumuz ve yatak odamız..yatak odasında tek kişilik bir yatak var. ben geceden geceye geliyorum eve, keza o da öyle. bok gibi bir sektörde çalışıyoruz, birbirimizi göremiyoruz, oraya buraya yapıştırdığımız notlarla hasret gidermeye çalışıyoruz bir yandan, gidip bir yatak bile alamıyoruz.. hem vakit yok, hem harcama öncelikleri başka.. yazın ortası. kendi kendine yapışıyor insan sıcaktan, duş alıyorsun banyodan çıkmadan kuruyorsun.. ve bizim tek kişilik bir yatağımız var. gidip bir yatak bile alamıyoruz.. hem vakit yok, hem harcama öncelikleri başka, hem de aklımıza bile gelmiyor gidip büyük bir yatak almak. sığıyoruz küçücük yatağa.. ben zaten küçük bir kadınım ama o yapılı bir adam.. sere serpe yatsa kolu bacağı sarkıyor yataktan.. ama birlikte olunca, yazın tam ortasında.. sığıyoruz küçücük yatağa. küçük gelmiyor ki, aklımıza gelmiyor ki büyük bir yatak almak, sıcak bile olmuyor birlikte yatınca.. üçümüz sığıyoruz küçücük yatağa. ben, o , aşk bir de.. kocaman oluyor o yatak birlikte olunca, öyle ferah, öyle evim ki..

    zaman geçiyor aradan, uzun zaman.. hala aynı koşturmaca.. günlerden bir gün.. bir alışveriş merkezindeyiz, yatak arıyoruz. çift kişilik yatak!! sığmıyoruz çünkü artık tek kişilik yatağa. küçük geliyor, hava desen zaten sıcak. ben küçük bir kadınım ama kocaman bir adam; sağa sola bile dönemiyor rahat rahat. sığamıyoruz artık çoğumuz.. önceden üçümüzdük ama şimdi kaç olduk kimbilir. o, ben, aşk, kırgınlık, mutsuzluk, mesafe.. en çok yeri mesafe kaplıyor işte.. o olmasa tek kişilik yatağa sığardık aslında biz. sıcak bile olmazdı belki bu kadar, küçük bir yatak daha da yakınlaştırırdı belki bizi.. ama yatak büyüdükçe mesafe de büyüyor, yatak büyüdükçe kırgınlık arada bir yere yatar oluyor, yatak büyüdükçe ben küçülüyorum, yatak büyüyor.. aşk ölüyor..