hesabın var mı? giriş yap

  • şehit babasının evine haciz gelirken futbol kulüplerinin milyarca liralık vergi borçlarının affedildiği,

    milletin karısına dadanıp üstüne bir de silahla hastane basan futbolcuların hiçbir şey olmamışçasına futbol hayatına devam edebildikleri,

    engelli taraftarların dahi tribünlerde dayak yediği,

    sayın cumhurbaşkanımızın izniyle tabirini kullanmadan hiçbir kulüp başkanının açıklama yapamadığı,

    futbol özetlerinin bile yalvar yakar şifresiz yayınlatıldığı,

    hakemlerin çoğunlukla rezil yönetimler sergilediği,

    spor programlarında futbolun sorunları yerine magazinin konuşulduğu,

    taraftarların siyaseten hiç olmadığı kadar ayrıştıkları,

    altyapılarında müthiş torpil ve daha nice rezil olayların döndüğü,

    fanatikten sonra ülkenin en çok satan spor gazetesinde her gün alakalı alakasız haberlerde " başkan erdoğan da oradaydı / başkan erdoğan aradı " cümlelerinin bulunduğu,

    uluslarası kulüp turnuvalarına sırf lig düşünülerek yedek kadrolarla çıkan takımların bulunduğu,

    devlet televizyonundan millete atar gider yapan bilmem kaç bin lira maaşı cukkalayan tiplerin spor yorumcusu olduğu

    bir ülke, şimdiye kadar iyi bile dayandı!

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • niğde de iki migros şubesinde alkol yoktur.
    neymiş mal sahipleri taliban zihniyetindeymiş de onlar da bunu kabul etmiş.
    ne yani mal sahibi hindu olunca da dana eti de mi satmayacaksın.

  • sevildiğine bi türlü ikna olamayan, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, seansı bitip de psikoloğun başka hastayla görüşmesini kabullenemeyen ve bu durumda bile kendini aldatılmış hisseden kişilik.

  • sanırım yapması gerekeni yaptı. meydanı boş bırakmayıp mütemadiyen konuştu -hakaret etmeksizin- ve meydanı boş bulacağını düşünen kişinin duyulmasına müsaade etmedi.

    edeplice yapılacak tek şeydi sanırım.

    https://www.youtube.com/watch?v=hqs69slviq4

    yeğenlerim gibi kotalı filan kullananlar için:

    özetle, güzel güzel başladılar. mirgün bey "2. bölge 7. sıradan adaysınız. bu bazılarına göre keskin bir dönüş. baykal'ın istifa ettiği basın toplantısında sizin haykırışınız, gözyaşı dökmeleriniz, 'babamı kaybetmiş gibi oldum' diyerek bu durumdan duyduğunuz üzüntüyü dile getirmeniz, sonra kılıçdaroğlu'nun seçilmesinden önce baykal adına yaptığınız girişmler herkesin aklında. şimdi chp'nin bir numaralı rakibinden aday olduğunuz zaman bu yadırganıyor haliyle. bunu nasıl açıklıyorsunuz?" diye sorar sakince.

    "net bir şekilde açıklayayım. herhalde benim dönüşüm kılıçdaroğlu'nun cemaate yaklaşması kadar kesin bir dönüş değildir. paralel örgüte yaklaşması kadar keskin bir dönüş değildir. ikincisi, benim ağlamam, ben öyle bir aileden geliyorum ki, benim dava arkadaşlarımı, benim yol arkadaşlarımı makam ve mevki uğruna satmam. sayın kılıçdaroğlu gibi sayın baykal'ın evine gidip... benim ogünkü ağlamamın bir başka sebebi de vardı. ben o günkü şartlarda türkiye'nin geleceğini az çok okuyabiliyordum. sizin medya grubunun chp'nin eline geçeceğini bildiğim için, biraz da ondan dolayuı hıncımdan ağlıyordum. yani.."

    "savcı bey lütfen ithamlarımızda ölçülü olalım ve burada birbirimizi kırmak üzerine, yayına davet edildiğiniz yerde asgari etik kuralları çiğnemeden birbirimizle muhattap olalım" dedi mirgün bey ve adamın "siz doktor değilsiniz benim durumumu teşhis etmek neden bu kadar sizi ilgilendiriyor. çünkü siz yayın grubu olarak bu güne kadar türkiye'nin birliği beraberliği için hiçbir çaba sarfetmediniz ki. ne zaman ki bir nifak sokmak için işinize nasıl geliyorsa onu değerlendirdiniz..." dedi ve koptu mirgün bey.

    ben olsam ben de kopardım, yalan değil. ha o ağzını bozmadı, ben bozardım.

    not: cümlelerin kurulamamasının sorumlusu ben değilim, bizatihi kendisi. ben dediği biçimde yazıya döktüm.

    çok özür dileyerek bir not: gezi olaylarında polis şiddetine maruz kalan, gözü çıkarılan ve yakılan minibüs şoförü hakan yaman "2 çocuğum var, çalışmam lazım" diyerek iş arıyormuş. istanbul'da bir vicdanlı işveren arkadaş bulunur belki diyerek...

    (bkz: hakan yaman)

  • --- spoiler ---

    "-üç ayda bir maaş alıyorum. hepsi makbuzlu. ilk haftadan maaş bitiyor. ona yardım. buna yardım. onun kira ödemesi, bunun kira ödemesi vs. derken maaş yetmiyor bile.
    --- spoiler ---

    daha bitmedi. devam ediyoruz

    --- spoiler ---

    vekilliğin bana faydası değil, aksine maddi zararı var. meclis'e gidip gelirken aracımla 100 bin km. yapıyorum. bu kadar eleştiriyi hak ediyor muyum?
    --- spoiler ---

    ah canım ya ona yardım buna yardım zordur hakkaten.

    100 bin km yapmış. gitmeseydin akp ve mhp oylarıyla reddedilen önerilerde bir kişi eksik olurdu. çok mu önemli bir insansın ?

  • öncelikle yüzmeyi iyi bilmiyorsanız göğüs hizasından daha derin yerlerde yüzmeyiniz.
    eğer ayağınıza kramp girer ise öncelikle sakin kalınız, ciğerinizi oksijen ile doldurunuz (suyun üzerinde bir balon gibi kalmanızı sağlayacaktır.) ardından ellerinizi suda aşağı yukarı hareket ettirerek kafanızı yukarıda tutmaya çalışınız. dalgayı mutlaka kafanızın arkasına almalısınız.

    eğer suyun içinde yön duygunuzu kaybederseniz panik yapmayınız. kendinizi sabit tutun çok az nefes verin baloncuğun gitti yön yeryüzüdür baloncuğu takip ediniz.

    bilincinizi kaybettiğinizi hissederseniz sırt üstü su üzerinde kalmaya çalışınız.

    eğer karadeniz'de yüzüyorsanız ve kıyıya yüzmenize rağmen akıntılar sizi açığa itiyor ise yüksek ihtimal v türü akıntıya kapılmışsınız demektir, hemen kıyıya paralel yüzmeye başlayın 50-70 metre paralel yüzdükten sonra tekrar kıyıya yüzmeyi deneyin. bu akıntı türünde iki farklı akıntı kıyıya doğru gitmiştir ve birleştiği yerde açığa doğru itiş gücü sağlar. kurtulmanın tek yolu sahilin 50 veya 80 metre ilerisinden kıyıya çıkmaktır. karadenizde boğulan insanların %40 ı bu akıntı yüzünden boğulmaktadır.

  • azeri sınıf arkadaşlarımla konuştum, onların da aklına yattı. şimdi olay şu, biliyorsunuz azerilerle aynı atadan geliyoruz, aynı dili konuşuyoruz. biz azerileri ilhak edip türkiye'ye katacağız, ondan sonra da ermenistan'a saldırıp karabağ'ı alacağız. bitmedi, azeri doğalgazı iliğimizi ısıtacak azeriler de türk dizileri ile akşamları sıkılmayacak. hayırlısı ile bir mezun olsam dış işlerinde çalışmayı düşünüyorum. kpss kolay...

  • 31 mart 2019 yerel seçimlerinde, chp'nin, dsp adayına giden oylar sebebiyle kaybettiği belediyelerin listesidir.
    normalde alanda görünürlüğü olmayan, sosyal medyada bile görünürlüğü olmayan fakat seçim gelince ortaya çıkıp aday gösteren dsp'nin sebep olduklarının bir kısmı şunlardır:

    silivri / istanbul
    mhp - 46.740 (volkan yılmaz)
    chp - 43.933 (özcan ışıklar)
    dsp - 6689 (selami değirmenci)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 2.807
    -----
    keşan / edirne
    akp - 18.429 (mustafa helvacıoğlu)
    chp - 18.406 (şenol yalı)
    dsp - 59 (yunus emre ergamalıoğlu)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 23
    -----
    çifteler / eskişehir
    mhp - 4.758 (kadir bıyık)
    chp - 4.750 (zehra konakçı)
    dsp - 21 (sevilay altaş)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 8
    -----
    pazarcık / kahramanmaraş
    akp - 17.901 (ibrahim ylmazcan)
    chp - 10.684 (haydar ikizer)
    dsp - 10.067 (kamil dalkara)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 7217
    -----
    aksu / antalya
    akp - 15.467 (halil şahin)
    iyi parti (chp ittifak adayı) - 12.473 (durmuş ali arslan)
    dsp - 11.506 (isa yıldırım)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 2994
    -----
    serik / antalya
    akp - 28.759 (enver aputkan)
    dsp - 24.777 (mehmet habalı)
    iyi parti (chp ittifak adayı) - 21.287 (yusuf mecek)
    kazanan ve chp/ittifak adayı arasındaki oy farkı: 7.472

    örnekle çoğaltılabilir fakat hiçbiri 1999 ankara seçimleri kadar unutulmaz olmayacaktır:

    ankara büyükşehir belediyesi
    fp - 541.515 (i. melih gökçek)
    chp - 512.083 (murat karayalçın)
    dsp - 169.490 (doğan taşdelen)
    kazanan ve ikinci arasındaki oy farkı: 29.432

    çankaya belediye başkanlığından büyükşehir belediye başkanlığına geçmeye çalışan doğan taşdelen, aday gösterilmeyince dsp'ye geçerek aday oldu ve ankara'yı melih gökçek'e teslim etti.

  • ahmet necdet sezer ve sevgili eşiyle alışveriş sırasında karşılaştığım bir anım mevcut. (olay kendisinin cumhurbaşkanı olduğu dönemde gerçekleşmişti)

    alışveriş sırasında ahmet bey eşinin yanında değilken eşiyle kuyrukta karşılaştık. eşini tanıyamadığım itiraf edeyim. sadece kendisine sıramı verdim, zaten aynı anda gelmiştik olay ; "siz buyurun lütfen, sizden" çok da farklı olmadı. eşi gelene kadar sohbet ettik bu sırada eşyanız çok görünüyor isterseniz sizi ve eşinizi arabayla bırakabilirim bile dedim. eşi cumhurbaşkanı sezer'i gördüğüm anı unutamıyorum o kadar beklenmedik bir olaydı ki öyle kala kaldım kendisi ile de biraz sohbet ettik ve sonrasında teklif için ikisi ayrı ayrı teşekkür etti. ben öyle koruma ordusu falan hatırlamıyorum.

  • "canım kızım seni çok seviyorum ve çok özledim"

    gözlerim dolu dolu aradım. ben de onu sevdiğimi ve özlediğimi söyleyecektim
    - alo demek beni özledin annecim
    - yok ya mesaj atabiliyom mu diye denemiştim. geldi mi

  • edit: mesaj kutuma üşüşen dişiler! düşük profilli sevgililerinize trip atar üslupta mesaj atmazsanız makbule geçer. düzgünce fikrinizi belirtirseniz cevap yazabilirim belki.

    kadınları tavlamak için yazıyorsunuz ya hani iyi eğitim + iyi iş + iyi maaş vb bir dahakine şunu deneyin

    3 gasp + 6 torbacılık + 2 adam yaralama tüm kızlar düşecektir (tüm demeyelim aklı başında, kendine değer veren, akıllı birçok kadın da var haksızlık olmasın)