hesabın var mı? giriş yap

  • bunu söyleyen kabe meydanı genişletme güzelleştirme projesini üstlenen bin ladin grup adlı inşaat firması. kaza göz göre göre geliyorum demiş 500 tonluk dengeleme ağırlıklarını koymayı ihmal etmiş bu gerizekalılar. tabi takdir-i ilahı koyduklarım, zaten bu işlerin fıtratında da bu var. sizin bu fıtratlarınız olduğu sürece 10 sene sonra aklı başında olan hiç kimse islamda kalmayacak.

    edit: imla

  • çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
    - anne baba nerde
    - baba uyuyo yavrum
    -hmm peki ya abi ? abla?
    - abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum

    bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:

    -hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...

    bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.

  • türk tarihindeki bütün yenilgileri bir araya getirsek bir balkan bozgunu etmez. imparatorluğun yüzlerce yıl gözünden sakındığı topraklar birkaç ay içinde elden çıkıp gitti. balkanlar imparatorluk için fas'tan, cezayir'den hatta mısır'dan bile kıyas edilemeyecek kadar önemliydi. öncelikle balkanlarda milyonlarca türk yaşıyordu. manastır veya selanik bir türk'ün gözünde bursa'dan farksızdı. balkanlar en az adana kadar türk toprağıydı o zamanlar. ayrıca imparatorluğun en fazla yatırım yaptığı topraklar da yine balkanlardı. bir anda elden kayıp gitti her şey. yeni kurulmuş üç beş çadır devleti bir araya gelip bir imparatorluğu alay edercesine mağlup etti. sonrası facia oldu. orada yaşayan milyonlarca türkün uğradığı felaketleri utancımızdan bugün bile konuşamıyoruz. sayısız insan öldürüldü, sürüldü, çoğunun mallarına el konuldu. kimlikleri ve isimleri değiştirildi. 1913 yılında başlayan felaket süreci 1989 yılında bulgaristan türklerinin sürgün edildiği yıla kadar devam etti. bu yüzden türk tarihinde balkan bozgunundan büyük bir faciayı bırak onun yanına yaklaşacak bir olay dahi yoktur.

  • alnından öpülesi askerdir. umarım açığa alınmak, soruşturmaya uğramak gibi bir sıkıntı yaşamaz.adamlar alışmışlar çığırtkanlıkla, taşla, molotofla istediklerini almaya, alamayınca basıyor yaygarayı.yalnız bir ara sönme patlaması yaşıyor kadın, çığırtkanlık tavan yapıyor ve sonra askerimizin soğukkanlı tavrı ve kapak cümlesinden sonra istenmeyen davranış sönmeye başlıyor.böyle devam işte; yeter arkadaş, sen ezildiysen biz de ezildik, yokluksa yokluğun en alasını sizden başkaları da yaşıyor.payımıza kaç lokma düşüyorsa hakkını alırsın eşitçe, milletin tepesine çıkıp işemenin alemi yok.

  • pruitt dünya savaşı kahramanlarından afrikalı-amerikan bir pilotmuş siyahların bloklarına onun ismi verilmiş. ıgoe ise beyaz bir parlementer. onun ismi de beyazların yaşayacağı bloklara verilmiş. aslında herşey le corbusier'in tarif ettiği gibi yapılmış. sosyal amaçlarla kullanılacak kamusal koridorlar falan. geniş açıklıklar ama yüksek yoğunluk. toplam 230.000 m2 de 2800 konut. km2 de 50.000 kişi. ülke genelinde sosyal konutların ortalamasından %60 daha fazla para da harcanmış. insanlar önceleri çölde bir vahaya da benzetmişler fakat toplumsal açıdan çökmeye başlaması bir kaç yıl içinde olmuş. yıkılması da 1972 de, bitirildikten 18 yıl sonra. jencks'in modern mimarlığın ölümü dediği tarih bu.

    bu ibret alınacak başarısızlık hikayesinin sosyolojik ekonomik yönleri varsa da mimarlığının da bunda payının büyük olduğu düşünülüyor. ve doğal olarak pruitt-ıgoe yıkıldıktan 45 yıl sonra bizim türkiye'de aynı hataları yapmamamız lazım.