hesabın var mı? giriş yap

  • banka personel genel mudur yardimcisi mulakata alir:
    gmy-cocuk yapmayi dusunuyor musunuz, malum bayansiniz.
    mm-hayir dusunmuyorum.
    gmy-malum bayansiniz, istersiniz bir ara?
    mm-esimle simdilik dusunmuyoruz beyefendi.
    gmy-olur mu, hayatin nese kaynagi onlar.. bakin bende uc tane var. siz de ileride istersiniz. malum bayansiniz.
    mm-oldu olacak seviselim, ureyelim, bitsin bu mulakat isterseniz.

  • erdoğan: "tırlarda insani yardım malzemeleri vardı."
    erdoğan: "camide içki içtiler."
    erdoğan: "kabataş'ta türbanlı bacıma saldırdılar."
    erdoğan: "papa'nın özel uçağı var."
    erdoğan: "mercedes 330 bin lira."

    adamın en kral iddiası 1 yıl dayanmıyor.

    midem bulandı.

  • 50 yas civarindaki insanlara cemkirme sekli. soyle devam eder: "adam 47 yasinda kendi cumlelerinin alintilandigi entry'leri hakaret gerekcesiyle sikayet etmis. sen boyle bir anli sanli hukuk zaferinin yanina yaklasabildin mi? yok iste otur sen anca boyle".

  • şöyle bir rapor.

    diyor ki;

    "demir, nitrat, aluminyum, arsenik, perfringens, enterokok, eschericis coli ve koliform bakteri parametreleri yönünden insani tüketim amaçlı sular hakkında yönetmelikte belirtilen sınır değerlere göre uygunsuz ve serbest klor düzeyinin yetersiz olduğu saptanmıştır."

    görüldüğü üzere içinde bir biz yokuz.

    melih? yaşıyor musun?

  • psikoloji dalinda ignobel ödülü alan çalışma. dunning-kruger sendromu olarak da adlandırılır.
    psikologlar justin kruger ve david dunning'in tarihe geçmelerine vesile olan
    teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan
    güvenini artırır" der.
    metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan
    araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:
    -niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
    -niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
    -niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp
    anlamaktan da acizdirler.
    -eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar,
    niteliksizliklerini n farkına varmaya başlarlar..
    değerlendirme zaafı:
    iki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular. cornell
    üniversitesi' nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular.
    ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını
    tahmin etmelerini" istediler.
    en başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin),
    testin yüzde 60'ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar
    yüzde 70'e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı.
    en iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü
    denekler olduğu (soruların yüzde 70'ine doğru cevap verdiklerini
    düşündükleri) görüldü. (not: dunning ve kruger bu çalışmalarıyla 2000
    yılında ig nobel * de kazandılar.)
    çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten
    acizdir. ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme"
    kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması.
    kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.
    işinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve yaptıklarını
    övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan
    en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. aksine bunu bir "hak"olarak
    görecektir.
    bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında
    "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne
    çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar,
    kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için
    kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri
    tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.
    sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı
    yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.
    etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak verecek misiniz ?
    (kaynak: dr..serra menekay oncel)

  • + sigara içiyor musunuz?
    - içmiyorum.
    +hah bu da çok iyi. genel müdürümüz sigara içen elaman istemiyor
    -neden ki?
    +işte bağımlılık olarak görüyor bunu, zayıflık olarak görüyor. bir de çok molalı çalışıyorlar tabi.
    -ben de günde en az beş kere çişe çıkarım.
    +(...)
    -en az bir kere de sıçarım.
    +(...)
    -ama tabii nereden bilecek ki sayın genel müdür bunları.
    +(...)
    -sigara içmiyorum demiştim, siz de çok güzel demiştiniz. oradan devam edelim konu bulanmasın.

  • buna mı dava açmışlar? ihlas'a açsınlar davayı milletin parasının üstüne oturdular yıllardır ve isimleri ihlas. kuran'da sure ismi ve ayrıca saf, temiz demek.

    şerefiniz varsa diyanet yetkilileri dava açın.

  • abim ve 4 yaşındaki yeğenimle birlikte arabadayız. yollar çok kötü, çukur dolu. abim ve ben başladık "ya kardeşim şu yolların haline bak, delik deşik, şu çukurlara bak rezalet ya" gibi laflar ettik derken arabadan indik ve yeğen arda da katıldı muhabbete:
    "şu yola bak amca ya lezalet ya, ölümcek vağ, kağınca vağ, böyle yol mu oluğ.."