hesabın var mı? giriş yap

  • migros sen neden özür diliyorsun onu anlamadım?
    satacağın ürünü paketleyip etiketlemişsin ne var bunda?
    hurma, çağla, çilek, yeni dünya gibi meyveler de böyle paketli satılıyor.
    aa sorun fiyatı mı yoksa? ekonomiyi migros mu belirliyor?
    özür dilemesi saçma olmuş, bu fiyata aldık şu fiyata da satmak zorundayız yazmalıydı.
    belliki pahalı diye satılmayan bir ürünü adet olarak elden çıkarmayı planlamışsınız.

  • yeni meyveleri gördün mü, yaz meyvelerine şöyle bir baksaydın derken göğüslerini gösterir gibi yaptı sanırım :) hangi meyveleri?

    adam erik dedi ya. kütür kütür :)

  • çok olumlu bir gelişme. vegan restoranlar da koyulacak mı oyuna acaba. eksikliğini hissediyoruz çünkü. silahlar da su tabancası olabilir. öyle bir fikrimiz var. bir de her yola ekstra bisiklet yolu da eklenirse çok daha güzel olur. tertemiz delirdiğimiz için... bu şekil taleplerimiz var rockstar'dan.

  • yeşilçam'ın 70'li yıllardaki en troll karakteri gülen gözler filmindeki vecihi karakteridir.

    --- spoiler ---

    yaşar usta: ben sana kız vermem!
    vecihi: verirsiniz!
    (böyle bir süre inatlaştıktan sonra)
    yaşar usta: vermem yahu senin gibi deliye kız verilir mi?
    vecihi: aaaa aman yaşar bey, benim nerem deli?
    yaşar usta: sen değil misin boyuna evimin üstünde uçakla gırrr gırrr diye dolaşan arkadaş?
    vecihi: çok haklısınız efendim, ben de sizin yerinizde olsam vermem!
    yaşar usta: haaa peki öyleyse niye istiyorsun?
    vecihi: ne istiyorum efendim?
    yaşar usta: kızımı istemiyor musun?
    vecihi: aman efendim! siz verdikten sonra niye istemeyeyim? öpeyim..
    yaşar usta: bırahhhhhh!

    --- spoiler ---

    düzeltme: gülerken yazamamaktan hep.

  • sanirim bazi otobüslerde hangi düğmeden basıldıysa, sadece ona en yakın iniş kapısı açılıyor. böyle bir durumda bana yakın iniş kapısı açılsın diye, duracak ışığı yandığı halde dügmeye basıyorum.

  • tanım: kısa dönem askerlik vazifemi içerisinde tamamladığım için gurur duyduğum, ulu önderimiz atatürk'ün ebedi istirahatgahı.

    sizlere anıtkabir'in pek bilinmeyen özeliklerini, askeri ve güvenlik sırlarını paylaşmadan elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım... öncelikle isterseniz biraz anıtkabir'i tanımakla başlayalım. sanıyorum ki hepimiz az çok fikir sahibiyiz. kimilerimiz daha önce ziyarette bulundu, kimilerimiz gitmeyi düşünüyor. şunu belirtmeliyim ki anıtkabir bir anıt mezar olmanın ötesinde, içerisinde hem atatürk'ün hem de koca bir ülkenin geçmişte yaşadığı tarihi olaylarının yansıtıldığı ve sunulduğu, çok önemli bir kültürel mihenk noktası olarak duruyor. bu bağlamda anıtkabir'i ziyaret amacıyla merdivenlerden yukarı aslanlı yol'a doğru adımlarınızı attığınızda şunu bilmelisiniz ki aslanlı yol'un, o yoldaki aslan heykellerin, yerdeki basamakların, türk erkek ve kadın heykellerin, seçilen ağaçların, toplamdaki 8 kule ve içindeki objelerin, mozolenin dışındaki duvardaki fresklerin, hemen hemen her şeyin bir seçilme ve yapılma nedeni var. içerideki müze zaten başlı başına içinde saatler ayrılabilecek kadar kültürel, tarihi ve sanatsal bir zenginlik barındırıyor. anıtkabir hakkında ne kadar çok şey bilirsek inanın o kadar iyi ve daha da önemlisi bunları bilmek boynumuzun borcu diye düşünüyorum. dolayısıyla anıtkabir hakkında bildiklerimizi tazelemek adına yazıya öncelikle bir adet rehber sayfa, bir adet de belgesel linki ekliyorum:

    https://www.youtube.com/…atch?v=pnjoss2afju&t=1167s
    http://www.anitkabir.org/…ri/anitkabir-rehberi.html

    burada askerliğini yapanlara genelde şu iki soru sıklıkla sorulur:

    - anıtkabir'de saygı nöbetçisi miydin?(kımıldamadan durarak saygı nöbeti tutan askerlere ithafen)
    - hareket etmemek için topuklarından iğne oluyorlarmış, doğru mu?

    anıtkabir'de askerlerin kaldığı bir birlik binası bulunuyor. lokasyon olarak tam nerede olduğunu söylemeyeyim. ve bu birlik'te de farklı takımlara ait askerler kalıyor. her askerin ve bulunduğu takımın, askeriye düzeninde işlerin yürümesi için çeşitli görevleri bulunuyor, yani anıtkabir'deki her asker saygı nöbeti tutmuyor. saygı nöbetini tutan askerler sadece uzun dönem jandarma takımı'ndaki askerlerdir. topuktan iğne olunma konusu da tam bir şehir efsanesi. çeşitli dayanıklılık eğitimlerinden geçerek, hareketsiz bir şekilde durmayı öğreniyorlar. 2 saatte bir de saygı nöbeti değişimi gerçekleşiyor. ziyaretlerinizde denk gelirseniz mutlaka izleyin derim.

    bunun haricinde pek çok farklı takım daha bulunuyor. kısa dönemlerin çoğu anıtkabir müzesi'nde takım elbise ile çalışıp, ziyaretçilere ve gelen gruplara rehberlik yapan rehber takımı'na seçiliyor. birlik binası'ndaki diğer takımlar ise hizmet takımı, kara takımı, hava takımı, deniz takımı, karargah takımı ve emniyet takımı.

    ...

    bu arada anıtkabir'in çevresinin diğer askeri alanlar gibi insanların girmesini engelleyecek şekilde neden tellerle çevrili olmadığını merak edebilirsiniz. çünkü anıtkabir, bir askeri saha değil, bir anıt mezar olduğu için yasalar gereği etrafı çevrilemiyor.

    sizlere biraz da anıtkabir'in içerisinde başka hangi yapıların olduğundan da kısaca bahsedeyim. bir defa içerisinde bir sera var. sonra pek az kişi tarafından bilinse de, bir köpek eğitim timi ve parkuru var. orada eğitilmiş köpeklerin özel parkurdaki şovunu izlemek harikaydı. bunun haricinde su deposu, çeşitli malzemelerin olduğu malzeme depoları, futbol için çok kötü bir toprak saha, en son ne zaman oynandığını bilmediğim bir mini golf alanı, kıyıda köşede kalmış dinlenme ve çay bahçesi alanları bulunmaktadır. tam da bu noktada bir ara basında da yer almış anıt mezar bölgesinde yapılan çocuk parkı saygısızlığından bahsetmek istiyorum. bilindiği üzere aslanlı yol ile başlayıp mozoleye kadar giden bölümün ayrı bir kültürel, sanatsal ve mimari dokusu bulunuyor. işgüzarlık edercesine oraya çocuk parkı koymak hem estetik dizayna, daha da önemlisi kültürel mirasa ve atatürk'ün anısına saygısızlık anlamında yanlış bir uygulamadır. oradaki dinlenme alanlarına amenna, insanların oturup dinlenmesi ve bir şeyler yiyip içmesinde katiyen bir sakınca yok. keza mozole bölgesinin dışında kalan yerlerde, örneğin birlik binası'nın bahçesinde basketbol potaları olduğu gib, halı saha vb.. farklı tesislerin olmasında da bir sakınca yok. sonuçta bu yapılar, insanların göremeyeceği ve askeriyenin ihtiyacı dahilinde inşa edilmiş yapılar. ancak, mozole bölgesi hassas nokta olarak karşımıza çıkıyor. buradaki ayırımı net bir şekilde ifade etmekte fayda var.

    ...

    29 ekim, 10 kasım, 19 mayıs, 23 nisan gibi özel günlerde hareketlilik inanılmaz derecede artıyor anıtkabir'de, bunu her ne kadar birlik binası'nda kalmış olsam da yakından gözlemleme şansına sahip oldum diyebilirim. 29 ekim'de ankara semalarındaki jetlerin gösterisini izlemek de pek keyifliydi bu arada hazır konusu açılmışken.

    ...

    anıtkabir'daki asker geleneklerinden de bahsedeyim biraz. bunları kısaca aşti, boyama ve dayak atma olarak sıralayabiliriz. aşti, kısaca teskeresi yakın olan kişinin çeşitli yiyecek, içecek satın alıp yemek masasını donatarak asker arkadaşlarına verdiği ziyafetin ve jestin adıdır. yani arkadaşlarını yedirip, içirir gidecek olan kişi. ismi de zaten ankara'daki aşti otogarı'ndan gelir. işin boyama kısmı ise muzur tezkerecinin gece koğuş arkadaşları uyurken, gizlice onların el veya ayak parmaklarını oje ile boyamasına denir. özellikle bu ojelerin zor çıkmasından ötürü oldukça uyuz bir şaka olduğunu söylemek gerek. dayak kısmı ise tezkeresini alan askerin nizamiye kapısından çıkmasından hemen önce gerçekleşen bir aksiyondur. özgürlüğüne kavuşacak olan asker 10 tekrar şınav çeker ve diğer herkes ellerinde ne varsa ve allah ne verdiyse, sırt bölgesi ağırlıklı olmak üzere şanssız kişiyi bir güzel pataklar. adeta geçmişin ve yaşananların intikamı alınır diyebiliriz. bazı askerlerin sırf o anın gelmesi için yaşadığına, o sahneleri gördükten sonra iyice emin oldum diyebilirim. :)

    terhis töreni:

    son olarak sizlere terhis olmaya yakın gerçekleşen bir anımdan bahsedeyim. askerliğin son günleri yaklaşmıştı ve anıtkabir'de terhis töreni düzenlenecek ve bunlar fotoğraflandırılacaktı. gerekli konuşmalar yapıldı, anıtkabir komutanı tarafından pek çok kişiye üstün hizmet belgesi verildi(ben de aldım) ve her bir asker ile albayımız hatıra fotoğrafı çektirdi. sonrasında mozoleden içeri girdik ve anıtkabir'de askerliğini tamamlayan kişiler için tanınan "o muhteşem an" yaklaşmaya başlıyordu. hepimiz sıra halinde yavaşça ulu önderimiz atatürk'ün gerçek mezar odasına girmek için yürüyorduk. odaya yaklaştıkça enerjinin farklılaştığını hissettim. ve gerçekten de atatürk'ün mezar odasına girmiştik. ellerini açıp dua eden askerler, müthiş bir sessizlik, hissedilen saygı ve özlem, gerçekten çok çok özel bir andı...odanın ortasında kırmızı mermerden bir sanduka vardı. çevresinde ise pirinç vazolar. bu vazoların içindeyse türkiye'nin 81 ilinden ve kktc ile azerbaycan'dan getirilmiş topraklar yer alıyor. törenlerde ve ziyaretlerde çelenk bırakılan mozolenin tam altında yer alan atatürk'ün mezar odasına ait fotolara ve detaylı bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

    https://www.internethaber.com/…i-1730122.htm?page=4

    evet, acısıyla tatlısıyla askerliğimi atatürk'ün manevi huzurunda, böylesine özel bir yerde yapmış olduğum için gerçekten kendimi çok şanslı hissediyorum. herkes gibi elimden geleni yapıp, iyi bir asker olmaya çalıştım. üzerimde emeği olan tüm komutanlarıma, sivil memurlara ve en önemlisi de beraber o günleri geçirdiğimiz kısa ve uzun dönem asker arkadaşlarımın hepsine teşekkür ediyorum. hepsine burdan selam olsun...

    önemli not: anonim kalmak adına, hangi dönem gittiğimi paylaşmamayı tercih ederim arkadaşlar. yazıyı umarım keyifle okumuşsunuzdur.

  • “akşam namazımı kılmadan önce melissa’mın odasında yanına yatıp resim çektim ve sizinle paylaşmak istedim, bu kadar. yaşadığım dini gösterip biraz da olsun buna özendiriyorsam ne mutlu bana” yazmış.

    valla yavrucum zengin ve evli biriyle yasak aşk yaşayıp gününü gün ederek, kolay yoldan paraya kavuşarak zaten kızlarımıza yeterli özendirmeyi gerçekleştirdin.

  • insana hayatın anlamını sorgulatan, oblomov'u açıp şöyle bir yeniden anımsama isteği uyandıran bir tür arkadaş birimi.
    üniversitedeyken bunlardan bir tane vardı hayatımda. adam botlarıyla yatağa gider 50 saatten ziyade uyur, aralarda yalnızca tuvalete gitmek ve bir şeyler atıştırmak için çok çok kısa sürelerle kalkıp piyasaya çıkardı.

    bir keresinde ayak bileğini incitip bir hafta yatağa bağımlı kalmıştı. ettiği laf şu:

    -dostum zaten bi planım yoktu aq, isabet oldu.

  • the weeknd'in tarihi vurgun yediği ödül töreni.

    yılın en popüler isimlerinden biriyken ve yılın en büyük hiti blinding lights'ı çıkarmışken resmen sıfır (0) çekti. daha önce vurgun yiyen şarkıcılar çok oldu. 2014'te justin timberlake çok başarılı bir yıl geçirmişti ama yılın albümüne aday olamamıştı. 2018'de the weeknd gibi yılın en büyük hitini çıkaran ed sheeran, genel dallardan olduğu gibi şutlanmıştı. 2019'da taylor swift'in reputation'ı başarısına rağmen sadece bir adaylık çıkarabilmişti. yine de son yıllarda grammy’de böyle bir vurgun görülmedi. büyük vurgun yiyen isimler bile en kötü şartlarda bir adaylık alabildiler. the weeknd ise karşınızda sıfır adaylıkla duruyor.

    adaylıklar açıklandığından beri fanlar birçok neden öne sürdüler. hatta the weeknd’in grammy'ye şarkı ve albüm göndermediğini, kendi isteğiyle geri çekildiğini düşündük ancak mantıklı değil. the weeknd, ağustos ayından bu yana çok yoğun bir tanıtım kampanyası yürütüyor. çıkabileceği her ödül törenine gitti, birçok yerde performans sergiledi. klipler çekti, düetler yaptı. birçok röportaj verdi, tanıtım için posterler yayımladı. çekileceği bir yarışma için bu kadar çalışmazdı. peki geriye ne kalıyor?

    ilki, aşırı tanıtımın ters tepmesi. grammy üyeleri onu ve şarkısını duymaktan o kadar bıktı ki, oylamak istemediler ya da "the weeknd ne de olsa çok popüler, herkes ona çoktan oy vermiştir. ben en iyisi diğerlerine oy vereyim" diye düşündüler. yani aşırı promo, avantajlı durumunu tersine çevirdi. ikincisi, the weeknd'in yaptığı hata sonucu böyle oldu. kendisi r&b ağırlıklı bir şarkıcı olmasına rağmen albümünü “pop dallarına” yollamayı seçmişti. üyeler onun yeterince pop şarkıcısı olmadığını düşünmüş ve pop dallarında onun için oy kullanmak istememiş olabilirler. bir diğer nokta, the weeknd bugüne kadar alternative ve r&b dallarında yarışan bir isimdi ve genellikle bu kesimin oylarını alıyordu. popa geçince r&b üyeleri onun için oy kullanmamış olabilir.

    sorun şu ki pop dalları komitesi olmayan bir alandır. the weeknd'in pop dallarından sıfır çekmesi 13.000 üyenin sorumluluğu. ancak genel dallarda çok ciddi komite müdahalesi var. after hours ve blinding lights'ın adaylık çıkaramaması komitenin tercihi muhtemelen. sebebi ne olursa olsun abel tesfaye son yıllarda örneği olmayan, eşi benzeri görülmemiş bir vurgun yedi. şarkıcılar ya komiteden ya üyelerden vurgun yerdi, the weeknd hem komiteden hem üyelerden vurgun yedi.

    diğer adaylara bakacak olursak, beyonce dokuz adaylıkla başı çekiyor. üstelik bu yıl albüm bile çıkarmadı. sadece yan projesi ve düetleriyle bu kadar adaylık aldı. bazı dallarda da iki adaylık birden çıkardı.

    onun ardından taylor swift, dua lipa ve roddy rich geliyor. 2016'dan bu yana aralıksız vurgun yiyen swift, son dört yılda çıkardığı adaylık sayısını tek bir gecede çıkardı. dördüncü kez yılın albümüne aday olan swift'in kazanması durumunda tarihte ilk kez bir kadın şarkıcı üçüncü kez yılın albümünü kazanmış olacak. işin komik tarafı grammy komitelerinin bunun önüne geçememesinin, bunu engelleyememesinin nedeni son dört yıldır swift'e alması gereken adaylıkları vermemeleri. swift’in iki başarılı albümünü tüm itirazlara rağmen görmezden geldiler. bunu üçüncü kez yapsalardı, ona karşı kasıtlı olarak cephe aldıkları izlenimi vereceklerdi. oysa geçen yıl lover'a adaylık verselerdi, swift büyük ihtimalle billie eilish'e kaybedecekti ve grammy de bu yıl folklore'un adaylığından kaçabilecekti. kendi tuzaklarına kendileri düşmüş oldular ve swift tıpkı tarihte ilk kez yılın albümünü iki kez kazanan ilk kadın olması gibi bir başka rekora çok yakın.

    swift gibi pop ve genel dallara damga vuran bir diğer isim dua lipa ki albümü avrupa'da çok popüler olmasına rağmen abd'de o kadar başarılı olamamıştı. listelerde bir numaraya bile çıkamadı. buna rağmen üyelerin dikkatini çekmeyi başarmış.

    the weeknd gibi yılın en popüler isimlerinden roddy ricch onun aksine vurgun yemese bile beklendiği gibi en iyi rap albüm dalına aday olamadı.

    yılın diğer vurgun yiyen isimleri ise post malone, luke combs, jason isbell, bob dylan ve the chicks. luke combs'un country dallarını domine etmesi bekleniyordu.

    genel olarak adaylıklar herkesi şaşırttı. en iyi tahmin yapan bile %55 tutturumadı. normalde yılın en popüler isimleri üzerine bahis oynanırdı. ancak fanlar son yıllarda grammy'nin sürpriz isimleri de aday ettiğini fark ederek tahminlerini genişlettiler ve aslında popüler olmayan ama eleştirmenlerden iyi puan alan albümleri de tahmin listelerine aday ettiler. grammy bu sefer de buna darbe indirerek "tahmin edilemeyenlerin de ötesinde" sürpriz isimlerle gelince hem herkes şok oldu hem tahminlerin tamamı çöpe gitti.

    yılın albümünde taylor swift, dua lipa ve post malone dışında isimlerin tamamı sürpriz. eski parlak günlerini geride bırakmış coldplay de bu şaşırtıcı isimlerin arasına dahil. 12 yıl sonra yılın albümüne aday oldular. bu dalda dikkat çeken bir diğer nokta uzun zaman sonra en az altı beyaz şarkıcının olması. grammy son yıllarda siyahi şarkıcıların dengeyi sağlamasına özen gösteriyordu. bu yıl da diğer dallarda dikkatli davranmalarına rağmen yılın albümünde bunu gevşetmişler. bir diğer nokta, son iki yıldır aday olan albümler grammy takvimi kapanmadan en geç sekiz ay önce yayınlanan albümleri aday etmişken bu yıl grammy takviminin bir yıl olduğunu hatırlamaları ve geçen yıldan kalan albümleri de aday etmeleri oldu. oldukça sorunlu bir konuydu, resmen bir yıl önce albümleri aday olma hakları olmasına rağmen görmezden geliyorlardı.

    yılın kaydı ve yılın şarkısı ise yılın albümünün aksine az çok tahmin edilen şarkılardan oluşuyor. son yıllarda üyelerden destek görmemesine rağmen komitenin ittirmesiyle her yıl adaylık almayı başaran h.e.r., bu yılı da es geçmedi ve yılın şarkısı dalına aday olmayı başardı. geçen yıl zaten beş ödül kazanmış olan billie eilish, sadece droplet olan şarkısı everything i wanted ile hem yılın şarkısı hem yılın kaydına aday olmayı başardı.

    en iyi pop solo performans, justin bieber'ın yummy şarkısı dışında beklenen isimlerdi zaten. yayınlandığı andan itibaren birçok kişi tarafından yılın en kötü şarkısı ilan edilen yummy'nin adaylığı dalın en büyük sürprizi. yine aynı şekilde hem genel dinleyici hem eleştirmenler tarafından beğenilmeyen changes albümü bir diğer sürpriz. sanki the weeknd'e gitmesi gereken adaylıklar justin bieber'a verilmiş gibi. bu noktada bieber'ın menajerinin yoğun lobicilik faaliyetleri yürütmüş olması oldukça yüksek.

    pop düet/grup performans dalında iki sürpriz var. ilki, adaylık çıkararak rekor kırmayı başarmış güney koreli bts grubu, diğer single bile olmamasına rağmen bu kadar kalabalık ve hitlerle dolu bir dala aday olmayı başarmış exile şarkısı. bu şarkı pop radyoya gönderilmedi, klibi bile yok.

    pop albümde iki büyük vurgun var. biri the weeknd, diğeri post malone. hadi the weeknd büyük vurgun yedi, post malone genel dallara dahi aday olabilmişken poptan vurgun yemesi geçen yılki durumun tersine döndüğünü gösterir. ilk albümü beerbongs & bentleys üyelerden destek görmüştü ama komite tarafından pek desteklenmemişti. bu sefer de komite kendisine destek vermiş ama üyelerden destek görmemiş. bunun bir başka anlamı ise en iyi pop vokal albüm dalına aday olan albümlerin yılın albümüne aday olma şansı varken komite tarafından önünün kesilmiş olma ihtimali. bir albüm yılın albümüne adaysa ve kendi alt dalında aday değilse, bu %99 komite müdahalesini işaret eder. zira mantıken yılın albümüne layık görülen albüm kendi dalını kazanmaya da layık görülür.

    en iyi rap albüm, ne kadar gerçek rap severler için iyiyse mainstream dinleyicileri için o kadar kötü. komite resmen popüler isimleri üç hayırla uğurlayarak kaliteli ama çok fazla satamamış albümleri aday yapmış. nas yedi yıl sonra en iyi rap albüm dalına aday olmayı başardı.

    en iyi rock performans dalı tarihte ilk defa tamamen kadınlardan oluşuyor. altı aday var, altısı da kadın. en iyi rock albüm, rap albüm gibi popülerden ziyade eleştirmenlerden yüksek puanlar alanlara gitmiş ki bahislerin neden bu kadar saptığını anlamak zor değil.

    en iyi müzik film dalının en büyük sürprizi herkesin adaylık almasını beklediği miss americana'nın aday olmaması. taylor swift'in bu yıl yediği iki vurgundan biri.

    prodüktör dalında ise the national'ın aaron dessner'ı aday olamamış ki en beklenen isimlerden biriydi.

    bunların dışında hayal kırıklığına uğrayan bir diğer isim fiona apple. yılın en yüksek eleştirmen puanını alan albümdü ama yılın albümü dalına aday olamadı.

    oylama aralık ayında başlayacak ve on üç bine yakın recording academy üyesi oy kullanacak. şu noktada o kazanır, bu kazanır demek pek bir şey ifade etmez ama bir şey kesin, bu ödül the weeknd'in yediği tarihi vurgunla hatırlanacak. ed sheeran bile böylesini görmemişti.